Fıkralar

NAMUSLU Bir kızı istemeye gitmişler ve kızın aıınesine sormuşlar. Kızınız; - Yemek yapmasını bilir mi? - Dikiş dikınesini bilir mi? - Çamaşır yıkamasını bilir mi? - Utü yapmasını bilir mi? Peki ne bilir ne yapar diye sorunca kızım bu işleri bilmez ama, kendisi %100 NAMUSLUDUR cevabını alırlar. Not: YaInız namuslu olmakla her şey bitmiyor işi bilmeniz gerekiyor. - Hayır bilmez. - Hayır bilmez. - Hayır bilmez. - Hayır bilmez. Fıkralar ve Hikayeler(Namuslu)...Devamını Oku »

YERİNE KOYACAK ADAM YOK Yavuz Sultan Selim' e bir gün Sadrazam Sinan Paşa, bir söyleşi sırasında şöyle der: - "Padişahım, beni de bir gün öteki vezirlerin gibi öldürteceğini biliyorum. Beni ne zaman öldüreceğini haber ver de, ben de işlerimi yoluna koyup, vasiyetimi yapayım." Yavuz, sadrazama bakarak şöyle konuşur. - "Hatırımdan geçmiyor değil, lakin senin yerine koyacak da bir adam bulamıyorum. Fıkralar ve Hikayeler(Yerine Koyacak Adam Yok.)...Devamını Oku »

GAZİANTEP KARASI Gaziantep'te bir adam yolda yürürken peşine bir köpek takılmış. Adam köpeğe dönüp; - "Peşimi bırak" demiş. Birkaç defa uyarmasına rağmen köpek peşinden gelmekte ısrar edince, ona; - "Bana bak sana öyle bir kara çalarım ki doğduğuna pişman olursun" demiş. Köpek bu sözü dinlemeyince adam çevredikelere; - "Imdat kuduz köpek saldırıyor" diye bağırmaya başlamış. Bunun üzerine çevredikeler taşla sopayla hayvana saldırıp öldürmüşler. Fıkralar ve Hikayeler(Gaziantep Karası) ...Devamını Oku »

ÖDÜNÇ Nasrettin Hoca evinde otururken komşusu kapıyı çalar, gelir. - "Hocam sizden bir ricam var bana yüz lira borç verir misin?" der. Hoca da; "Peki git şu karşıda duran yastığın altından al" der. Komşu yüz lirayı alır ve gider. Aradan yirmi gün geçer. Yine aynı komşu gelir ve hocadan bu seferde elli lira borç ister. Hoca da yıne; - "Yastığın altından al" der. Y astığın altına bakan komşu; - "Hocam burada bir şey yok ki alayım" deyince, hocada; - "Eskisini getirmedin ki yerinde bulasın" diye cevap verir. Fıkralar ve Hikayeler(Ödünç)...Devamını Oku »

BİR BABANIN NASİHATİ Vaktiyle tecrübeli bir bilgin, ölümünün yaklaştığını anlayınca, çocuklarını çağırır ve birer çubuk getirmelerini emreder. Bilgin çocukların getirdiği çubukları bir araya getirip, bir demet yaptıktan sonra, büyük oğluna verir ve bunları kırmasını ister. Oğlu çok uğraşırsa da çubukları kıramaz. Bilgin çubukları sıra ile diğer oğullarına verir, fakat onlarda kıramazlar. Bunun üzerine demeti çözer, çubukları ayırır ve oğullarına birer tane verir, kırmalarını ister. Onlar da kolaylıkla kırarlar. Tecrübeli baba bu hareketiyle çocuklarına neyi anlatmak istediğini şöyle açıklar. - "Evlatlarını! Çubuklar bir araya gelince kınımadığı halde, teker teker ayrılınca nasıl kolaylıkla kırıldığım gördünüz. Eğer siz de kardeşler olarak daima bir ve beraber olursanız sizi hiç kimse mağlup edemez. Eğer parçalamp dağılırsanız, rakipleriniz sizi kolayca mağlup eder ve perişan olursunuz. Bu örnekle size daima birlik ve beraberlik içinde olınanızı anlatmak istedim" demiş. ...Devamını Oku »