Atasözlerinden örnekler:
Anasına bak kızını al, kırağına bak bezini al.
Od düştüğü yeri yandırır.
Çobanın gönlü olsa tekeden peynir dutar.
Hayır söyle konşuna hayır çıksın karşına.
Su aktığı yerden bir de akar.
Başka sözlerden örnekler:
Hata senden ata benden - Sayalım fırsatı ganimetten - Suya aparıp susuz
getirir - Köhne hamam köhne tas - Uzun sözün kısası - Kah nala döğür kahmıha - Kaza attım koza değdi.
1926'da yayımlanan bu eserde atasözleri ve deyimler ayrı
ayrı bölümlerde yer almıştır. Darbımeseller (atasözleri) bölümünde 2057,
tabirler (deyimler) bölümünde 279 söz vardır. Darbımesel için özel bir tanım
yapılmamış, Ebüzziya'nın yazdıklarından bir parçası yinelenmiştir. Tabirler
bölümünde şöyle denilmektedir.
Meseller tam bir cümle veya fıkra halinde irat olunarak muhatabına faide-i
tamme ifade ettikleri halde tabirler çok kere terkib-i nakıs şeklinde irat
olunurlar. Mesela ateş pahasına tabiri doğrudan doğruya hiçbir hadiseyi,
hiçbir hükmü ifade etmez. Ancak bu sene pamuk ateş pahasına çıktı dediğimizde
pamuk fiyatının çok yükseldiğini ve müşterileri ateş gibi yaktığını...
tasavvur ediyoruz. Mat oldu, dişine dayandı gibi bazı tabirlerde her ne
kadar hüküm varsa da bunların müsnedün ileyh ve müteallikleri mahzuf
olduğundan yine işidenlere tam bir mana iş'ar ve ifade etmezler.
1-Burada tabir'in en önemli özelliği olarak terkib-i nakıs biçiminde
bulunması gösterilmektedir. Kimi tabirlerdeki hükmün özneleri ve tümleçleri
bulunmadığı için tam bir mana bildirmediği de söylenmektedir.
a) Deyim için terkib-i nakıs tanımı çok yetersizdir. Yukarıda görüldüğü
gibi (Bkz. 2, A, 3) deyimler terkip'ten başka biçimlerde de, tümce durumunda
da bulunabilirler.
b) Mat oldu gibi sözlerin özneleri ve tümleçleri bulunmadığı için deyim
sayılmaları anlaşılır şey değildir: Ahmet satrançta mat oldu denilirse mat
oldu sözü deyim olmaktan çıkacak mıdır?
2- derlemelere gelince: Atasözleri bölümünde gerçek atasözleri
arasında atasözü olmayan birçok söz de vardır:
Atasözlerinden örnekler:
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Sağ baş yastık istemez.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
Kuruların yanında yaşlar da yanar.
Atasözleri bölümünde gösterilen, ama atasözü sayılamayacak olan sözlerden
örnekler:
Pişmiş paça gibi sırıtma - Keçesini sudan çıkardı - Tükürdün bir tükrük -
Ar, namus tertemiz - Sen bir yana, dünya bir yana - Bir çıktı, pir çıktı -
Çavdara girmiş it gibi başını kemerleme - Dokuz öküz ile bir mağarada mı
kaldın - Ab ü dane serpilir, insanı kısmet gezdirir.
Deyimler bölümüne de deyim olan ve olmayan sözler vardır. Örnekler:
Aldı fitili - Ateş pahasına - İpe un serer - Tüy dikti - Basmakalıp - Baba
ocağı - Ümmetsiz peygamber - Hoca Nasrettin - Yaygarayı bastı - İğne gibi
- Billur gibi - Küp gibi - Yılan gibi - Atak - Kalp - Kaçak.
TÜRK LÜGATİ (Hüseyin Kazım KADRİ)
Büyük Türk Lügati adıyle anılmakta olan bu eserin birinci cildi 1927'de,
ikinci cildi 1928'de Maarif Vekaletince, üçüncü cildi 1943'te, dördüncü
cildi 1945'te Türk Dil Kurumunca bastırılmıştır. Birçok maddelerinde
darbımeseller başlığı altında verilmiş olan sözlerin sayısı 6200'den
artıktır. Kitapta atasözleri ve mesel için tanımlar da yapılmıştır.
1- Atasözleri şöyle tanımlanmıştır: Ecdattan nakil ve rivayet edilen sözler
ve öğütler; durub-i emsal.
Mesel için de Littre'nin yaptığı tanım, -Ebüzziya'nın çevirisi biraz
değiştirilerek- verilmiştir: Şayi ve mütedavil ve bir hikmeti mutazammın
olan söz, efvah-ı nasta deveran ve az kelime ile tefhim-i meram eden
kavildir ki kaide-i külliyye hükmündedir.
2-Darbımeseller başlığı altındaki sözler içinde hem atasözleri, hem deyimler
bulunduğu gibi ne deyim ne atasözü olan sözler de vardır. Sözleri niteliklerine
göre sınıflandırarak her üç çeşit için örnekler gösterelim.
Atasözlerinden örnekler:
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Ak gün ağardır, kara gün karardır.
Eden bulur.
Hayır dile eşine, hayır gelsin başına.
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır yen içinde.
Can cümleden aziz.
Dikensiz gül olmaz.
Deyimlerden örnekler:
Kuyruk acısı - Kadın kadıncık - Başına buyruk - İki eli
kandadır - Ak ile karayı seçti - Vur abalıya - Yan çizdi - Üç
nal ile bir ata kaldı - Bir baltaya sap olur - Başında kavak
yeli esiyor - Can kulağıyla dinliyor.
Atasözü ve deyim olmayan sözlerden örnekler:
İki öküze bir saman verecek hali yok - Başına çelenk takarım - Arından
yere geçecek - Fırsat gözetir - Ev sahibinin dolaşması misafire karşı
faidedir - Bir bunda beni bir dahi mahşerde görürsün - Zalim yine bir zulme
giriftar olur ahır: Elbette olur ev yıkanın hanesi viran.
3- sözler içinde yanlış olanlar da az değildir.
Örnekler:
Açma kutuyu söyletme kötüyü.
Evladını döğmeyen sonra dizini döğer.
Bir elin şamatası çıkmaz.
Tilki masalı okur.
Bunların doğruları şöyledir:
Açtırma kutuyu söyletme kötüyü.
Kızını dövmeyen dizini döver.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Kurt masalı okumak.
4-Kimi sözler de iki biçimde yazılmıştır. Bunların biri doğru, öteki
yanlıştır:
Bir ayağı çukurda - İki ayağı çukurda.
Vur dedimse öldür demedim ya - Vur demeden öldürür.
Korkunun ecele faydası yoktur - Korkunun ecele faydası çoktur.
Bir çiçekle yar olmaz - Bir bulutla kış olmaz.
ATALAR SÖZÜ (Sadi G. KIRlMLI)
Selim Nüzhet Gerçek'in önsözü ve bibliyografyası ile 1939'da yayımlanmış
olan bu eserde 2742 atasözü ve 2140 deyim, ayrı ayrı bölümlerde verilmiştir.
Kitabın önsözü şöyle başlıyor:
Atalar sözü ağızdan ağza dolaşan ve az kelime ile çok mana ifade eden söz
demektir.
1- Atasözlerinin özellikleri üzerine yukarıda yaptığımız açıklamalar bu
tanımın eksiklerini ortaya koyacağı için burada o özellikleri yinelemeyeceğiz.
Şu kadar söyleyelim ki bu tanıma göre ayaklı kütüphane, asık suratlı, yan
çizdi, sağı solu yok gibi sözleri atalarsözü saymak gerekir.
2- Bu eserde tabir (deyim) için hiçbir tanım yoktur. Ancak önsözde şunlar vardır:
Atalarsözü ve tabirler, her ne kadar zahiren birbirlerine
benzerlerse de aralarında oldukça mühim bir fark vardır.
Bu sebepten biz onları bu risalede ikiye ayırmaya çalıştık.
Kitapta, iki söz çeşidi arasındaki oldukça mühim farkın ne olduğu
açıklanmamış, iki söz çeşidini ayırma işine özel bir önem verildiği halde
atasözleri bölümüne birçok deyimler, deyimler bölümüne birçok atasözleri
konulmuştur. Şu sözler -yanlış olarak- atasözleri bölümünde yer alanlardan
birkaç örnektir:
Alan da pişman satan da - Borç benim kasavet senin mi - Davul çalsan
işitmez - Delik büyük yama küçük - Emeği sağdıç emeğine döndü - Gökte
ararken yerde buldu - Gözün üstünde kaşın var dedirtmez - Körler mahallesinde
ayna satmağa benzer - Mal benim değil mi denize atarım - Nefsine kıyas et -
Taraveti giden yemişin hazmı güç olur - Sükütu mera-i dana hasmını ilzam
için saklar.
Görülüyor ki bu sözlerin kimisi deyimdir; kimisi ise ne atasözü ne deyimdir.
Atasözleri bölümünde yer alması gerekirken deyimler bölümünde gösterilen
sözlerden örnekler:
Azıcık aşım kaygısız başım.
Bin nasihatten bir müsibet yeğdir.
Düşmez kalmaz bir Allah.
Ekmeden biçilmez.
Her yiğidin yoğurt yiyişi vardır.
Hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur.
Huy canın altındadır.
Oğlumu doğurdum ama gönlünü doğurmadım.
Tırnağın varsa başını kaşı.
Yalancının evi yanmış kimse inanmamış.
3- Bu eserde aynı sözün iki ayrı söylenişinden birinin atalarsözü, ötekinin
deyim olarak gösterildiği de vardır. Örneğin, atalarsözü bölümündeki:
Huy canın altındadır, can çıkmadıkça huy çıkmaz.
Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa.
sözleri, deyimler bölümünde şu biçimlerde bulunmaktadır:
Huy canın altındadır.
Sen dede ben dede bu atı kim tımar ede.