Yazar: admin 2012-04-05Kategori: Psikoloji1915 kere okundu Yorum yap
Onların tutum ve davranışlarının yanlışlığını öne sürer
Olumsuz çağ içindeki kız, evdeki inatçı ve karşı çıkan tutumunu genellikle okulda da gösterir. Kurallara ve idarî kararlara karşı çıkma eğilimi içinde olur. Bazı psikologlara göre, genelde otoriteye karşı çıkma olarak beliren bu tutum, büyüklere uyum ve bağımlılıkla geçen çocukluk çağının etkilerinden sıyrılmak için bir atılışın ve başkaldırışın belirtisidir. Böylece, anık bir çocuk olmadığını, bundan böyle karşılarında, şahsi düşünce, karar ve tutumları olan bir yetişkinin bulunduğunu göstermektedir.
Bu çağ içinde kız, çoğunlukla pis, pasaklı ve dağınıktır. Eşyalarını sağa sola saçar. Ev işlerine olan alakası yok denecek kadar azdır. Her işi; bir zorlama, bir yükleme olarak kabul eder. Odasının temizliğinde ve düzeninin korunmasında isteksiz görünür. Bundan başka; üstüne başına, giyimine kuşamına da aldırış etmez. Adeta bir boş vermişliğin, derin bir aldırmazlığın içindedir.
Olumsuz dönemin en belirgin özelliklerinden biri de, içekapanıklılık ve kendine ait şeyleri gizli tutma düşüncesindedir. Bu dönemde cinsel bilgiler büyük merak kaynağı olur. Ancak bu konular aile içinde ve toplumda açık açık konuşulmaz. Adeta birer tabudur. Bu sebeple önergen kızlar, cinsel konulardaki bilgileri açıkça edinme imkanını genellikle bulamazlar.
Koyu bir sır perdesi ardındaki konuyu açığa kavuşturabilmek için çeşitli yollara başvururlar. Sağdan soldan duyulan bölük pörçük, yalan yanlış bilgi kırıntıları, sağlıksız gözlemler, arkadaşlardan, film ve romanlardan duyulup görülenler, derin bir düş gücünün eliyle işlenir, renklendirilip zenginleştirilir. Büyük bir gizlilik altında konuşulup tartışılır. Bütün bunlar, cinsellik konusundaki düşünce ve duygularda birer kuşku, endişe ve korku kaynağı olarak canlı tutulur.
Aile içinde ve okulda çocuğun bilgi kaynağı halinde olan ana-baba ve öğretmenlerin, her konuda öğretmeye, açıklama yapmaya, bilgi vermeye can atarken cinsellik meselesinde sus pus olmaları, yöneltilen soruları açıklayıcı olmaktan uzak, yuvarlak sözlerle geçiştirmeye çalışmaları; bu sır perdesinin ardında, çirkin, istenmeyen, kötü oluşumların var olduğunu düşündürür. Bu düşünceler, onları da koyu bir suskunluğun içine iter. Yetişkinlerle aralarında aşılması güç bir duvarın dikilmesine neden olur.
Aslında bu suskunluk, bir yardım ihtiyacının en somut belirtisidir. Bu husus, tasadan, suçluluk kaygısından, aşağılık duygusundan, cinsel korkulardan, sevgi ihtiyacından, ana-babanın sevgisini kaybetme endişesinden kaynaklanmaktadır.
Yalnız başına odasına çekilmek, hayale dalmak, dışarıya değil, fakat kendi içine yönelmek, aşırı duygusallık ve sinirlilik, yetişkinlerle olduğu gibi çoğu kez akranlarıyla da sosyal ilişkiler kuramamak, yaşanmakta olan derin bir kederin ve tedirginliğin varlığı manasını taşır. Anlayış ve yardım gereksindiğini gösterir.
Zaman zaman kendi düş dünyasına dalma, hayallere kapılma, tümüyle negatif bir tepki olarak da düşünülmemelidir. Bu eğilim, çocuğun içine düştüğü aşırı gerilimin etkilerini hafifletir, ona gerçek alanda uyum sağlaması için zaman kazandırır. Bu uyumun sağlanamaması, düşsel dünyadan çıkmakta güçlük çekilmesi halinde marazi durumlar ortaya çıkar. Ana baba ve öğretmenlerin, ön ergenlik dönemi içinde bulunan kızların bu bunalımlarını anlamaları, onlara anlayışla yaklaşıp yardımcı olmaya çalışmaları gerekir. Sevgi, sevecenlik, hoşgörü, iletişim ve bilgilendirme; bu dönemde karşılaşılacak problemlerin çözümünü kolaylaştıracaktır.
-ALINTI-
(kız, cinsellik, psikoloji, cinsel, bayan, kızlar, aşk, ergenlik, genç, kız nasıl tavlanır)where to buy viagra in india
open unicure remedies fda viagra