Yazar: admin 2012-04-05Kategori: Sunum3457 kere okundu Yorum yap
Sunuşların şekil ve yapısını tartışmak bu kitabın amaçları arasında yer almıyor, ama konuşma tarzına bakmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Aynen konuştuğunuz tonda ve tarzda yazı yazma konusunda uzman değilseniz sunuşunuzu kağıttan okuyarak yapmak sizi fazla resmi ve yapmacıklı gösterecektir. Kendiniz olun, normal, günlük konuşmalarınızda kullandığınız sözcükleri ve stili kullanın. İzleyiciler sizin de onlardan biri olduğunuzu ve onları anladığınızı bilmek isterler.
Normalde içimizden geldiği gibi, kısa cümlelerle konuşuruz. Görüş ve düşüncelerinizi kağıda dökmeye kalktığınızda ise on üzerinden not alacağınız bir kompozisyon ödevi yazar gibi doğru sözcükleri ve doğru gramer yapılarını kullanmak istersiniz. Ben bu kitabı mümkün olduğunca konuşur, sohbet eder gibi yazmaya gayret ettim ama yine de örneğin devrik cümleler kurmamaya özen gösterdim. Ama sonuçta bazı cümleler yüksek sesle okunursa size yapmacık gibi gelebilir.
Sunuşunuzu iyice prova edin, notlarınız yanınızda durup size güven versin ama mümkün olduğu kadar doğal bir şekilde konuşun.
Duruma uygun, ancak içinde kendinizi rahat hissettiğiniz, görüntünüzden memnun olacağınız bir giysi seçin. Nasıl
Göründüğünüz kendinizi nasıl hissettiğiniz-verdiğiniz sözsüz mesajları etkiler.
İzleyicilerinizi tanıyın, onların bilgi ve deneyimlerine uygun sözcükler kullanın.
Gerginliğinizi ya da sahne korkunuzu gevşeme tekniklerinden birini kullanarak yenin. Herkesin gergin olabileceğini ve bir parça adrenalinin daha iyi bir sunuş yapmanızı sağlayacağını kabul edin. Ne olursa olsun başa çıkabileceğiniz konusunda kendinize telkinde bulunun.
Enerjik ve şevkli olun. İlgi çekmek için konuşma hızınız ve şeklinizde değişiklikler yapın. Konuşmanızı fıkralar ve anılarla süsleyin, ama bu konuda aşırıya da kaçmayın. Bunlar sunuşunuzun canlı olmasını sağlar.
Dinleyenler arasında sizi onaylayan bir-iki kişiyi bulup yalnızca onlara bakarak konuşma kolaylığına kapılmayın. Sizi destekleyen kişilerin olması tabii ki hoşunuza gider ama siz dikkatinizi grubun tümüne yöneltin. Mümkün olduğunca fazla kişi ile göz teması kurun.
Dinleyicilerinize sorular sorun: Teorik sorular, bazılarını onların cevaplamasını isteyin, bazılarına kendiniz cevap verin. Böylece konuşmanız canlı olur, dinleyicilerin dikkatini çekersiniz ve herkes kendisinin olaya katıldığını hisseder.
Güçlü bir tonda sunuşunuzu bitirin ve gruptan soru sormalarını isteyin. Burada sorunlu insanlarla başa çıkmak konusuna dönüyoruz. Çünkü sorulardan bazıları sizi zor durumda bırakmak için sorulabilir. Sunuşunuzun konusunu ve grubun yapısını önceden iyi bilmekte iseniz bu sorulara hazırlıklı olabilirsiniz. Konunuza hakim oldukça açıklama gerektiren sorulara cevap verebilirsiniz, konu tartışmalı ise de anlaşmazlıklara hazır olursunuz.
Tüm bunlar sizin yine de biraz endişe duymanızı engellemez, sanki niye o anda orada olduğunuzu merak edersiniz. Özellikle kendinizi gergin hissettiğinizde yapmanız gereken ne söylendiğini -ne ima edildiğini değil- iyice dinleyerek hemen cevaba geçmeden önce konuşmacıyı anlamaktır. Cevaplarınız kısa, özlü ve sadece soru ile ilgili olsun, ikinci bir sunuşa başlamayın.
Eğer gerekiyorsa kendinize düşünmek için zaman tanıyın ve soruyu tekrar ederek açıklığa kavuşturun, örneğin "Bu önemli bir konu, soruyu doğru anladığımdan emin olmalıyım, sizce......".
Dinleyicilerden yalnızca bir tanesi ile konuşmayı sürdürmeyin. Şuna benzer bir şey söyleyerek diyalogu kesin: "Belli ki her ikimizin de bu konuda söyleyeceği çok şey var:isterseniz kahve arasında devam edelim. "
Eğer gerçekten cevabını bilmediğiniz bir soru ile karşılaşırsanız cevabı bilmediğinizi söyleyin. Soruyu sorana konuyu araştırıp cevabı kendisine ileteceğinizi (Ama söz verince yapmalısınız!) ya da işine yarayabilecek yazılı kaynaklar gönderebileceğinizi söyleyin.
Eğer gruptan bir kişi sorusunu sormadan konuyu uzattıkça uzatıyorsa şöyle bir şey diyebilirsiniz: "Sözünüzü kestiğim için özür dilerim ama zamanımız doluyor, lütfen konuyu toparlar mısınız?"
Eğer düşmanca tavrını açıkça ortaya koyan biri varsa herhangi bir öfkeli insana nasıl davranırsanız ona da öyle davranın. Düşmanlığını anladığınızı gösterin, "Bu konuda çok dolu olduğunuzu görüyorum." ya da "Bu konu ile gerçekten ilgilendiğinizi görüyorum." diyerek düşmanca duygularını göstermesine izin vermiş olursunuz. Kızgınlığı geçinceye kadar konuşmasına fırsat verin, sonra siz konuyu mantıklı ve gerçeklere dayalı bir biçimde ele alabilirsiniz.
Unutmayın ki her şeyin ötesinde orada sizin sözünüz geçer. Bu, sizin sunuşunuz, bilgi veren, tempoyu kontrol e-den, tartışmaların yönünü değiştirebilecek olan sizsiniz. Ne olursa olsun başa çıkabilirsiniz.
DERLEYEN...EDİTÖR
İletişim:[email protected]