Sufi Psikoloji
Çağdaş tasavvuf ve îdris Şah'ın çalışmaları, modern psikoloji içinde "yeni bir sentez" oluşma
halindedir. Bu sentez, batini geleneklerin ilgilerim, modern bilimin
araştırma yöntem ve teknolojisiyle birleştirir. Bu sürecin tamamlayıcısı
ve onun besleyicisi, bilincin sorunlarına çağdaş bir yaklaşımın batini
geleneklerin kendisinden geliyor olmasıdır. Bu geleneklere gönderme
yaptığımızda, alıştırmalara ve tekniklere göndermede bulunuruz. Buda
kendi tekniğin! 2600 yıl önce biçimlendirmiştir. Hz. Muhammed'in ekolü
ve öğretisi Ortadoğuda 1300 yıl önce kurulmuştur.
Ancak Hz.
Muhammed, her ne kadar kendi zamanı ve yeri için konuşmuş olsa da,
durumlarından bağımsız olarak bu geleneklerdeki çoğu öğreticinin
uyguladığı ifadeleri kullanmıştır. Bu tartışmaya en uygun olan
sözlerinden birisi "Onlarla anlayacakları dille konuş!" ifadesidir.
Kültürlerimiz, Hz. Muhammed'den bu yana çok fazla değişmiştir. Bu geleneğin formülasyonları, "yeni duruma" uymak zorunda kalmıştır. ("Zamana göre ahkamı değiştirin!") Bu yeni formülasyon, îdris Şah tarafından sunulmaktadır.
Çalışması
güncel teknolojiyi uygun olduğu yerden alır, psikoloji ve felsefedeki
çağdaş araştırmalara dayanır. Modern dile çevrilmiş sözel geleneğin
çağdaş bir versiyonu olan malzemeyi kullanarak oluşturduğu "özel bir edebiyat türüyle" birlikte geliştirilmiştir.
(Robert E. Ornstein, Yeni Bir Psikoloji, Çevirenler: Dr. Erol Göka ve Feray Işık.)
Dr. Lynn Wilcox, sufizm ve psikoloji üzerine şunları söyler:
Nadir
Şah, Batı psikolojisi ile sufizm arasındaki farkı göstermek için basit
bir lamba örneği verir. Bu örneğe göre psikoloji, lambanın boyu,
ağırlığı ve yapıldığı maddeler gibi özelliklerin! incelemektedir. O bir
yer lambası mı yoksa bir masa lambası mı/ küçük mü büyük mü? Gece
lambası mı yoksa okuma lambası mı? Ne kadar ağır peki?
Sufizm
ise, öncelikle lambanın yapılış gayesi ile ilgilenir. Yani, lambayı
yakmakla, ona işlevin! gereğince yerine getirmesin! sağlayacak bir
bağlantı sağlamakla; lambanın şekli ya da rengiyle değil, ona ışığı
temin edecek güçle ilintilidir. Sonuç olarak sufizm, lambanın değişmeyen
tek bir yanıyla ilgilenir: Kaynağa Bağlılık.
Sufizm ruhun hastalığım, modern bireyin "hakiki benliğinden" ve "Tanrı'dan" yabancılaşmasını
tedavi etmeye çalışır. Bu tedavi hayat kaynağı ile bağlantıda
yatmaktadır. Psikoloji lambanın değişik özelliklerini anlatmakta ve
psikoterapi de lambanın fiziksel yanlarında değişiklikler
gerçekleştirmekte iken, sufizm lambanın ışık vermesin! sağlayan güç
kaynağı ile bağlantıyı temin eder. Psikolojinin amacı insan davranışım
tanımlamak, tahmin ve kontrol etmektir. Sufizmin amacı ise, "kendini tanımak" ve bu tanıma yoluyla "Yaratıcının bilgisini" kazanmaktır.
Kaliforniya
Transpersonal Psikoloji Enstitüsünde profesör ve başkan olan Robert
Frager, Dr. Roberto Assagioli'nin kavramlarını ve diyagramlarını
kullanarak sufi psikolojisinde gelişim, denge ve uyum üzerine bir kitap
yazmıştır. Aşağıda kalp açma egzersizleriyle ilgili kısa bir bölüm
aktarılacaktır.
Kalp Açma Eksersizleri: Kalp gözleri açıldığında,
bu dünyanın zahiri biçimlerinin arkasındaki gizli batini hakikatleri
görürüz. Kalp kulakları açıldığında, sözlerin arkasında gizlenen
hakikati işitiriz. Açık bir kalp yoluyla sinir sistemimiz başkalarının
sinir sistemlerine o kadar ayarlı hale gelir ki, onların ne düşündüğünü
ve nasıl hareket edeceklerin! biliriz.
Aşağıda bazı eksersiz çalışmaları yer almaktadır. Bunlar "kalbinizi açma" ve "yaşamım dönüştürme"
kabiliyetine sahiptirler. Eğer istediğiniz gerçekten bu ise, size bu
eksersizleri ihlasla, sabırla ve bu eksersizlere "odaklanmış bir
niyetle" uygulamanızı tavsiye ediyorum.
Ayaklarınız rahat bir
şekilde ayrılmış, dizleriniz esnek olarak ayakta dürün. Ellerinizi
yukarı kaldırın. Bütün bedeninizi yavaş yavaş gerin, sonra rahatlayın.
Bedeninizin enerji ve ışıkla dolduğunu hissedin. Sonra kollarınızı
indirin, tekrar gerin ve bırakın. Bedeninizin ilahi enerjiyle dolduğunu
hissedin. Sonra kollarınızı rahat bırakın ve ellerinizi avuç içleri
yukarıya gelecek şekilde çevirin. Tam başınızın üzerinde bir İlahi
Güneş'in bulunduğunu hayal edin. Bu ilahi kaynağın Altın ışıkları sizi
baştan aşağıya yıkıyor ve içinize nüfuz ediyor. Bedeninizi baştan ayağa
ilahi nurla dolduruyor.
îlk olarak, ışık ayaklarınıza doluyor.
Sonra baldırlarınıza kadar ilerleyerek bacaklarınızı dolduruyor. Sonra
kalçalarım ve pelvisi dolduruyor. Işık bedeniniz boyunca yükselerek
kollarınıza, ellerinize, boynunuza ve başınıza ulaşıyor. Şimdi,
kalbinizin önünde çift kanatlı bir kapı olduğunu tasavvur edin.
Bedeniniz tamamen ışıkla dolduktan sonra, bu kapıları açın ve kalbinize
dolan ışık selinin oradan taşarak avuçlarınızdan dışarı akmasına izin
verin.
Nöroloji ve Psikiyatri
Uzmanı Nossrat Peseschkian, Ortadoğu'nun Halk Psikiyatrisinde
hikayelerin rolü üzerine şunları söylemektedir:
Doğu ülkelerinde hikayeler uzun yıllar "hayat dersi vermek"
amacıyla kullanılmıştır. Hikayelerin bu işlevi mutluluk ve eğlenceyle
yoğrulmuştur. Çoğu zaman hikayeleri halka ulaştıran hikayeci ve
dervişler, bu şekilde gereksinim duyduları "bilgiyi" ve "özdeşleşmeleri" sağlamış,
hayatın güçlükleriyle mücadelede insanlara yardımcı olmuşlardır.
Hikayelerin bir kısmı Kuran'dan gelen dini söyleşilerden, bir kısmı da
doğrudan insan ilişkileriyle ilgili konulardan oluşur.
Hikayeler "iyi öğüt verme" ve "yaptırımlar sunma"
işlevini yerine getirir. Cuma günü Müslüman ülkelerinde tatil olduğu
için' insanlar çoğunlukla Perşembe akşamları kahvehanelerde, hikaye
anlatmak üzere özel olarak düzenlenen mekanlarda ya da geniş aile
toplantılarında bir araya gelirdi. Hikayelerin bazıları anlatılır
bazıları şarkı gibi söylenir, bazıları dramatize edilirdi. Bu şekilde
duyguları canlanan dinleyiciler, dinledikleri hikayelerle ağlayıp;
onlarla gülerdi. Bildiğim kadarıyla bu, eskiden erkeklerle kadınların
birlikte katıldığı tek toplumsal olaydı.
ALINTI