Aşkın kendisi aşk!
Haftalardır "aşk" üzerine yazıyorum. Şu ana dek yazdıklarımı özetlersek; aşk hakkında görüşlerim şöyle:
1) İnsan aynı anda sadece tek bir kişiye aşık olabilir!
2) Aşk insanın benliğini yok eder.
3) Aşk illa ki biter.
Ancak:
4) Aşık olmadan kendinizi bir bütün olarak tanımanız, anlamanız ve kabullenmeniz mümkün değildir.
Geçen haftaki yazımı şöyle bitirmiştim:
"Vallahi haftaya bitiriyorum.
Haftaya yazacağım yazının başlığı:
Aşkın kendisi aşk!
Teması: Aşık olmak için maşuğun da illa ki size aşık olması gerekmez!"
Tabii ki; karşılıklı olunca aşk çok daha yüksek seviyelerde yaşanır.
Maazallah, tek taraflı aşk tutkuya dönüşürse; bir maraz haline gelir ama aşkın karşılıklı olması katiyen şart değildir.
Daha doğrusu; "kendinizi bir bütün olarak tanımanız, anlamanız ve kabullenmeniz" için aşık olmanız, çaresiz ve çırılçıplak kalmanız şarttır ama bunların karşılıklı yaşanması şart değildir.
Zira, aşkın kendisi aşktır!
İnsan başkasına değil, bizzat aşkın kendisine aşık olur.
Hatta, "aşk" adını verdiğimiz bir duyguya/kavrama aşık olduğumuz için aşk giderek ulvileşir, aşkın/yüksek olana yönelir: "Var git Leyla’m var git/ ben Leyla’mı ararken Mevla’mı buldum!"
Aşk bir ihtiyaçtır, bu ihtiyacı duyan kişi benzer ihtiyacı duyan kişiye rast geldiğinde ortaya karşılıklı yaşanan aşk çıkar.
Ancak, yine de aşk kişinin kendi içinde yaşadığı bir duygudur, hatta kendi kendine yarattığı aşkın/yüksek bir ruh halidir.
Maşuk sadece bu duygunun yansıtıldığı kişidir, hatta bahanedir.
Maşuk aşığın aynasıdır.
Orada kendini aşkın/yüksek ruh hali içinde görürsünüz.
Aşk illa ki biter dedim. İşte bu cümle de aşkın kendisinin aşk olduğunu anlatır.
Kişi aynı kişidir. Artıları ve eksileri hiç değişmemiştir ama maşuk aşığa, ona aşık olduğu dönemde bir şekilde, aşk bittiğinde ise başka bir şekilde gözükür.
Aşık, maşuk için, "çok değişti" dediğinde esas değişen kendisidir.
Aşkı biten aşık esasında aşkın/yüksek ruh halinden sıyrılmaktadır.
Tıp biliminde aşk bir enzim salgılaması olarak görüldüğü için bilime göre aşkın bitişi enzimin tükenişini ifade eder.
Tıp bilimine göre en güçlü aşk enziminin ömrü 4 yıl olduğu için aşk en fazla 4 yıl sürer.
Maşuğun yanında erimek, sadece gözlerine bakarak yok olmak, kokusunu duyarak uçmak, koynunda başka bir evrene geçmek; tabii ki insan bunları yaşamak ister.
Ama, sizi eriten, yok eden, uçuran, başka evrene taşıyan "o" değildir.
Bizzat kendiniz bunları becermektesiniz!
Aşkın kendisi aşktır. Aşka maşuk üzerinden aşık olunur. Maşuk yaşananları çok daha anlamlı ve somut kılar.
Maşuk aşkı algılamamızı ve anlamamızı kolaylaştırır.
Ancak, yine de aşk aşka duyulan ihtiyaçtır.
Faydası da sizi bütün insan yapmasıdır.
İnsan pekala "et kemiğe bürünür aşık diye görünür".
Bütün insan olmak aşkın/yüksek olana giden yolda büyük merhaledir.
Bu merhaleden geçmiş insan artık eski benliği içinde değildir.
Zaten "bütün insan"ı gözünden tanırsınız.
Daha evvel "aşkı tarif edemem ama gördüğüm an tanırım" demiştim.
Benim tanıdığım/fark ettiğim bütünleşmiş insandır.
Bütün insan olmak için aşk ateşinde yanmak şarttır ama illa başka biri ile beraber yanmanız gerekmez.
Ne yapıp edin; tercihan karşılıklı, olmadı tek taraflı; muhakkak bir kez aşık olun!
Yaşamın anlamını işte o zaman kavrayacaksınız.
Yaşamın anlamını keşfederken de esasen yaşamın veya adına yaşam dediğimizin anlamsızlığını çözeceksiniz!
Yazan:Cüneyt ÜLSEVER
AŞKIN PSİKOLOJİSİ(Aşkın kendisi aşk!)
why do men have affairs
redirect signs of a cheater