:: İtaatsiz Genç

::  İtaatsiz Genç

Hızlı beden gelişimiyle birlikte gelen cinsel uyanış genci hazırlıksız yakaladığı için bazen genç bunalabilir. Çünkü; bedensel gelişim hızlanırken, ruhsal olgunlaşma geride kalmaktadır. Tepkilerindeki iniş, çıkışlar, davranışlarındaki tutarsızlıklar, duygularındaki değişiklik hep bu uyum çabası ile açıklanabilir. Genç içten gelen saldırganlık ve cinsel dürtülerin baskısı altında kalarak bocalar, ilerleyen zamanda kendisi için farklı ve yeni olan bu duygularını bir düzene sokmaya çalışacaktır. Bu zaman içinde genç genellikle itaatsizdir. Sürekli saldırgan tavırlar sergiler.
Gençlerin büyüdüğü, ebeveynler tarafından da kabul edilmelidir. Gençler bu çağı bir bakıma bağımsızlık çağı olarak algılarlar. Anne-baba etkisinden kurtulmaya çalışırlar. Onların gözünde anne-baba hiç yanlış yapmayan değildir artık. Sanki anne ve babadan öğrenecek bir şeyleri kalmamıştır. Anne-babanın öğütleri, uyarıları onu kızdırır. Bu kızgınlıklar bazen çok acımasız olabilir. Zamanında kazandırılamamış davranışlar için mutlaka bir üçüncü şahıs devreye girmelidir. Bu kişi, arkadaş, öğretmen veya aile dostu olabilir.
Üniversite gençliğinin, en sorumsuz, en haylaz olduğu ülkelerden biriyiz. Oysa aynı gençleri ilkokul, hatta lise yıllarında; hayli uslu, efendi, terbiyeli çocuklar olarak görüyoruz. Bunun en büyük sebebi aile içinde saygı, sevgi eksikliği ve iletişim kopukluğudur.
Üniversitede, anne baba denetiminden uzak, özgür bir ortamla tanışan genç, bu ortamı kontrolsüz bir şekilde değerlendirebilmektedir. Uslu çocuk bir anda yaydan fırlarcasına belirsiz bir hedefe gidebilmektedir.
Böyle bir gençliğin yetişmesinde çevre, okul ve daha çok ebeveynler sorumludur. Fakat ergenlik döneminde aile ve eğitimin yanında, ekonomik problemler, yanlış politikalar ve otoriter tutumlar da gençleri, üniversite özgürlüğünün verdiği rahatlıkla zararlı ve yanlış düşüncelerin kurbanı edebilmektedir.
Birçok aile, gence baskı uygulayarak; ‘Ya benim dediğimi yap, ya da çek git’ diyerek, üçüncü bir seçenek hakkı tanımıyor. Böylece gençle ipler koparılmış oluyor.
 Genç niçin itaat etmez? Tanımadığından, sevmediğinden, değer vermediğinden, büyüklüğünü kabullenmediğinden... Gençlere bize itaatinden önce bütün kusurlardan münezzeh, her zaman sevgi ve saygı duyulmaya lâyık, hiçbir zaman onu reddetmeyen, her an onu bilen, işiten, yargılamadan kalbinden geçenleri duyan, dertlere derman olabilen yaratıcıyı önce tanıtmalı, sonra ona itaat edilmesi gerektiğini öğretmeliyiz. O zaman bütün problemleri çözmek çok daha kolay olacaktır.
Hayatımızı yaratıcımızın istediği gibi plânlamalıyız. Yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimiz gerçeğini hiçbir zaman unutmadan evlatlarımıza sorumluluk, ölüm ve hesap duygusunu mutlaka aşılamalıyız. Bu duygulardan uzak yetişmiş bir genç, ne hak tanır, ne hukuk; ne büyük tanır, ne küçük; ne anne tanır, ne baba. O, artık duygularını tatmin edememiş bir insan olarak hem ailesi, hem de toplum için problemler yumağıdır.
Gencin ebeveyne karşı gelmesi, haklı sözlerine itiraz etmesi karşısında, anne-baba sabretmeli, gencin anlayabileceği şekilde çözümler sunarak, onun seviyesinde problemlere yaklaşmalıdır.                               
 Gençleri; iyiye, güzele teşvik etmeli ve gençlere zorlama yapılmamalı. Dayatma emirler genci ikiyüzlülüğe götürür.
DERLEYEN...EDİTÖR
İletişim:[email protected]


Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık