Yazar: admin 2012-04-05Kategori: Psikoloji1530 kere okundu Yorum yap
Kişisel Gelişim, Bilincin Evrimi: Algının Eş Zamanlı Süreci
Beynin işlevsel tabakalarının ve sol-sağ modellerinin birlikte alınması, bizi şimdi ele alacağımız taslağa ulaştırır. Bizim uzak atalarımız genellikle kesin bilme biçimlerini kullanıyorlardı. Hayatta kalma şanslarını
arttırmak için içgüdüsel ve alışkanlığa dönüştürülmüş edim kalıplarını,
davranış kalıplarım kullanıyorlardı. Edimler ve taklitçilik bu görevin başarısını sağlıyordu, hareketler tekrarlanıyor ve vurgulanıyordu. Bundan sonra,
insanlar tedricen hayatta kalma temel
konusundan, soyut toplumsal sorunlarla
ilgilenebilecek asamaya geçtiler. Bu geçiş, sol beyinin öne çıkmasına yol açtı.
Sol beyinin becerileri dil ve uygarlığın
gelişmesi için gerekli olan yakıtı sağladı.
Olaylar ve sahneler temsil edilebiliyor,
dil olarak ifade edilebiliyordu, insan türü olarak bugün bizler, düşüncelerimizin
esiriyiz. Kültürlerimiz ve değerlerimiz, sol beyinin işlevlerinin bir yan ürünü olan kendi ya da ben çevresinde dönüyor. Ve sol beyin, düşüncelerin gürültüsüyle imliyor, îstenen ve istenmeyen düşünceleri ve fikirleri sürekli yaratıyor ve bunlarda kendilerine karşılık gelen duygulara ve duyumlara yol açıyor, insanın evriminin önceki safhalarında belki bu, hayatta kalmak için yararlı bir hüner olarak görülebilir. Bir kaplanın yaklaşması gibi çevre koşullarındaki değişikliklere karşı alarmda kalmayı kolaylaştırıyor olabilirdi.
Kendi ya da ego, bu sonsuz düşünceler selinin kendini temsil etmesinin sonucudur. Kendilik duygumuz için yapılacak araştırmalar bizi düşünce, duygu ve duyum demetlerine, gruplarına götürecektir. Yani, ego,
sol beyinin kendisi üzerine düşünme kabiliyetinin geçici bir etkisidir.
Herhangi bir anda, ego, kendisiyle ilgili şimdiki ve önceki zihinsel, duygusal ve duyumsal verilerin bir birikimidir. Metaforik olarak ise her şeyi
yolunda gittiğin! bilme gereksinimi ile ego her zaman kendisine: Bununla ilgili olarak ben şunu düşünüyorum ve hissediyorum, demekte ve kendisin! dinlemektedir. Sonraki an ise belirli duyguların ve düşüncelerin, bu
söze karşılık vermek için doğallıkla ortaya çıkmasıdır. Ego bunları işitir ve
hisseder, sonra şöyle der: "Oh, güzel, güzel, Ben halen buradayım ve her
şey bir an öncesinin aynı."
Bu demetin egoya geri dönüşü, bir grup deneyimle karışır. "Tamam,
ben halen düşünüyorum, hissediyorum ve hareket ediyorum" sinyalleri egoyu sürdürür. Ego gerçekte sol beyinin suni bir ürünüdür.
Ozetlersek, zihinsel işlev düşünceler
üzerinde sürer gider. Normal olarak, bu
düşünceler selinin kaotik doğası üzerinde çok az kontrolümüz vardır. Bununla
ilgili olarak bizim öznel deneyimimiz filtrelenmiş ya da pürüzlerden temizlenmiş
bir şeydir, dolayısıyla daha durağan bir
zihinsel hal deneyimleriz. Fakat belirli
bir seviyede bu gürültüler, bizim zihnimize dolar. Bunun iyi mi yoksa kötü mü ol-
duğu, açık bir sorudur. Fakat insan kültürünün tarih boyunca kayıtlanmış izleri bize 'kişisel bilincin' bu seviyenin üzerine çıkamadığım, ortalama olarak, kararsız ve zarar verici bir toplumsal seviye oluştuğunu gösteriyor. Bitmeyen savaşlar, cinayetler, sefalet
ve yanlış anlamalar, bu olguya şahit olma mirasımızdır.
Beyin araştırmaları bize beynin iki yanının, ayrı bilinçlere sahip olduğunu gösterdi, insan evriminde bir sonraki adım, eski sağ beyin hikmetlerinin, bizim bütünüyle sol beyin doygunu toplumumuzla bütünleştirilmesidir. Sol ve sağ beyin edimleri arasında gerçekleştirilecek böyle bir uyum, birey ve grup olarak gereksinimlerin karşılanmasına yönelik insan
bakış açışım dengeleyecektir. Metafizik çalışmalarda bundan bir sonraki
adım tinin, beden, kalp ve zihin ile yeniden bütünlenmesidir.
Bir olgu olarak Budizm, normal yetişkin psikolojisinin ve davranışlarının, insan potansiyellerinin yalnızca bir kısmım doyurduğunu göstermiştir. Kişilik ve egonun sınırlılıklarının ötesine hareket etme kabiliyetine çok az rastlanmaktadır. Ortalama insanlar buna çok az teşebbüs etmektedirler. Yalnızca kısmen doyurulmuş bir yaşam sürmek yerine, kendini daha fazla gerçekleştirmiş bir yaşam için zorluklara katlanmak gerekir. Bu harikulade olgu, bilinçdışı koşulların gücü sayesinde ortaya çıkmaktadır. Bilinçdışı bizim bütün edimlerimiz için yön veren bir güçtür.
DERLEYEN:
ALINTIDIR.
REKLAM
İZMİR'DEKİ
NLP - ANLAYARAK HIZLI OKUMA- ÖĞRENCİ KOÇLUĞU
SEMİNERLERİ
İÇİN
AYRINTILI BİLGİ:
SAYGIN NLP DANIŞMANLIK
Kıbrıs Şehitleri No: 30 Daire: 11
Alsancak - İzmir
Tel: 0232 4225954
Cep:0 535 6673224
msn: [email protected]
www.sayginnlp.com
www.cemalkondu.com
((kişisel gelişim, gelişim, kişisel gelişim eğitimleri, gelisim, kişisel gelişim kitapları, kisisel gelisim, kişisel gelişim merkezi, kişisel gelişim kursları, kisisel gelişim, kişisel gelişim seminerleri, kişisel gelişim siteleri, kişisel gelişim testleri, kişisel gelişim kitap, kişisel gelişim uzmanı, nlp, hızlı okuma. Trans. Hipnoz, koçluk, izmir)
abortion pill where to buy
abortion fees surgical abortion process