Hz. Mevlana canlı cansız bütün varlıkların bir şekilde Allah’a ulaşabileceğini anlatır; yiyecekler de eserlerinde bu şekilde anlatılır. Bunun en güzel örneği olan nohut hikayesi mesnevide aşağıdaki şekilde verilmektedir:
"İnanan kişinin belalara uğrayınca çırpınarak kaçması, sabretmemesi, tencerede kaynayan nohudun ve bakla yenecek şeylerin sıçrayıp tencereden çıkmaya savaşmalarına benzer. Bir nohuda bak; tencerede ateşe zebun oldu mu, yukarıya sıçramaya başlar. Tencerede kaynamaya başladı mı nohut, tencerenin üstüne sıçramaya, yüzlerce coşkunluklar göstermeye koyulur. "Niçin beni ateşlere salıyorsun; mademki satın aldın, ne diye beni bu hallere uğratıyor, baş aşağı ediyorsun beni?" der. Ev hanımıysa kepçeyi vurur da "Hayır." der, "Ateşten sıçrayıp kaçmaya kalkışma; bir güzelce kayna. Seni istemediğimden, sevmediğimden kaynatmıyorum ki; bir tat tuz elde edesin de Gıda haline gelesin, cana karışasın diye kaynatıyorum; bu sınayış, seni horlamak için değil. Bahçede su içer yeşerir, tazeleşirdin hani, o su içmen, bu ateşe düşmen içindi. Allah’ın rahmeti, kahrından ileridir; bu yüzden de birisini sınaması, rahmetindendir. Varlık sermayesi ele geçsin diye rahmeti, kahrından ileridir, fazladır. Etle deri , bir tat almadan bitmez, gelişmez; fakat gelişmedikçe de dostun aşkı nasıl yakar; eritir onları? O sermayeyi bağışlaman için dileği, sana kahırlar verirse, Ardından, bu kahrın özrünü dilemek, yıkandın, arındın, ırmaktan çıktın demek için gene lutuf gelir A nohut der, baharın otladın; şimdiyse zahmet konuk oldu sana, hoş tut onu. Hoş tut da konuk, sana şükürler ederek dönsün, padişahın huzurunda senin lutuflarını, ihsanlarını açsın, söylesin. Nimetlendirmene karşılık da o nimetleri veren gelsin sana; gelsin de bütün nimetler haset etsin sana ben
Halil’im, sen de bıçak karşısında oğlumsun benim; baş koy, ben seni boğazlıyorum gördüm. Gönlüne bir şey getirme, kahrın karşısında baş koy da İsmail gibi boğazını keseyim senin. Başını keseyim; fakat bu o baş değildir; kesilmekten, ölmekten uzaktır bu baş. Fakat ezeli dilek senin gibi teslim olmandır; ey Müslüman, teslim olmayı araman, dilemen gerek. A nohut, belalara uğrayıp kayna da ne varlığın kalsın ne sen kal.O bahçede güldüysen can bahçesinin, gönül bahçesinin gülüsün sen. Sudan, topraktan ayrıldın; ama lokma oldun dirilere karıştın. Gıda ol, kuvvet ol, düşünceler haline gir; süttün, şimdi ormanlarda arslan ol. VAllahi önce onun sıfatlarından bitmiş, gelişmiştin; çevik bir halde gene dön, onun sıfatlarına. Buluttan, güneşten, gökyüzünden geldin; gene sıfatlar haline geldin mi göğe ağarsın. Yağmur olarak, ışık olarak geldin; Allah’nın tertemiz sıfatlarına gidiyorsun. Güneşin, bulutun, yıldızların parça buçuğuydun; can oldun, iş oldun, söz oldun, düşünceler oldun. Nebatın ölümünden hayvanın varlığı meydana geldi de, "Ey güvendiğim kişiler, ben öldürün." sözü doğru oldu. Değil mi ki ölümden sonra bize böyle bir yaşayış var, "Gerçekten de ölümsüz yaşayış var." sözü de doğru. Meleğin gıdası iş oldu, söz oldu, gerçeklik oldu; işte bu merdivenle göğe ağdı. Nitekim yemek de insana rızık oldu da cansızlıktan kurtuldu, canlandı.Bu sözü, iyice anlattık ya; yine gelecek. Kervan boyuna gökten gelmede; alış veriş edip gitmede... Öyleyse tatlı, güzel bir halde, dileyerek git; acılıkla, istemeye istemeye hırsızcasına değil. Seni acılıklardan yıkayıp arıtmak için acı sözler söylüyorum sana. Soğuk çalmış üzüm, soğuk donukluktan kurtulur; soğukluğu, donukluğu gider. Madem ki senin de acılıktan gönlün kanlarla doldu; şu halde bütün acılıklar çıktı gitti senden."
Sabırlı insan bilir ki, Yüce Allah kuluna taşıyamayacağı yükü yüklemez. Yine bilir ki, Allah’a dayanmakla insan en büyük engellerin üstesinden gelir. Yine bilir ki, bu dünya âhiretin tarlasıdır. Bu dünyada ne ekerse onu biçer. Sabırlı kul bilir ki "Allah sabredenlerle beraberdir." Peygamber Efendimiz bu durumu bir hadisinde şöyle anlatır: "Sabır ilk toslama anındadır." Bizim bu ilk toslama anında gösterdiğimiz tepki bizim sabrımızın derecesini gösterir. Unutmayalım, o toslama anında canımız ne kadar yanarsa yansın feryat etmeden, isyan etmeden sabır gösterirsek sabırlı insan olma yolunda ilk adımı başarıyla atmış oluruz.