Beyin ve Hafıza( Hafızanızı Cezbedecek Taktikler)

Beyin ve Hafıza( Hafızanızı Cezbedecek Taktikler)

"Hayal gücü,bilgi gücünden önemlidir." Albert Einstein
Kendi yönteminizi kendiniz seçin
Kitap boyunca size hafızanızı güçlendirmek için birçok yöntem gösterilecektir. Bunların hepsini deneyin ama sonunda hangisini uygulayacağınıza siz karar verin. Çünkü en iyi yöntem sizin rahat ettiğiniz yöntemdir. Örneğin bazı öğrenciler yazarak çalışmada başarılı olurlar ve bazen bu yöntemi birbirlerine de tavsiye ederler. Oysa bu yöntem her öğrenciye uygun değildir. Herkes kendisine uygun yöntemi seçmelidir. Aksi takdirde yanlış yöntemle çalışmak kişinin başarısını olumsuz etkileyebilir. Şunu söylemek gerekir ki "bir sınavda başarılı olmanın, derslerden hep iyi not almanın tek bir formülü, tek bir doğru yolu vardır." demek yanlış olur. Bu sebeple özellikle kendi yönteminiz işe yarıyorsa ısrarla başka yöntemleri uygulamaya çalışmak akılcı olmaz. Hangi yöntemin size fayda verdiğine, sizi başarıya götürdüğüne inanıyorsanız onu uygulamalısınız. Buna siz karar vereceksiniz...
Hangisi hafızanızda daha çok kalır?
Okuduğumuz bir kitaptaki bilgileri ya da ders sırasında dinlediklerinizi hatırlayamamanızın nedeni hep aynıdır: Yeterince ilginizi çekmemesi. O zaman bütün bu olayları nasıl hatırlayabilirsiniz? Hayatınıza şöyle dönüp bir bakın, hafızanızda kalan olayların çoğu hep sizde iz bırakan şaşırtıcı olaylardır.
Örneğin hangi olay anılarınızın zihninizde daha belirgin canlanmasını sağlıyor? 1999'da ülkemizde yaşanan büyük deprem mi yoksa geçen sene yaşadığınız bir artçı deprem mi? Ya da basından izlediğiniz kadarıyla dünyanın başka ülkelerinde olan depremler mi? Elbette ki 1999'da yaşadığınız büyük depremi söyleyeceksiniz. Çünkü birçok artçı deprem görmüşsünüzdür. Ama binlerce insanın öldüğü, yüzlerce evin enkaz haline geldiği, günlerce televizyon ve radyo haberlerinden izlediğiniz 1999 depremi pek çok kişi gibi sizin de hafızanıza kazınmıştır.
Peki, hangisinin tadı hafızanızda daha tazedir. İlk kutladığınız doğum gününüzde yediğiniz pastanın tadı mı? Yoksa geçen hafta sonu yaptığınız kahvaltı mı? 'Tabi ki doğum günü pastasının,' dediğinizi duyar gibiyiz.
Aklınızda kalan isim, gün, yer ve olayların ortak özelliği ne? Aslında bunlar birbirinden tamamen farklıdırlar. Bir şeyin hatırlanmasını sağlayan şey, onun olağanüstü ve bizim gündelik olarak yaşadıklarımızdan farklı olmasıdır.
İstediğimiz bilgilen hafızamıza nasıl kaydedebiliriz?
Sınavlarda ya da sözlülerde, karşımıza soru olarak çıkma ihtimali olan bilgileri, istediğimiz zaman hafızamıza kaydedebilir miyiz? Bilinçli ve etkili kaydetme nasıl olur? Tıpkı bir bilgisayar gibi istediğimiz zaman beynimizin düğmesine basıp "bu bilgiyi kaydet" diye komut verebilir miyiz? Bu soruların cevabını verebilmek için öncelikle bilginin hafızamıza nasıl kaydedildiğini bilmemiz gerekir.
Şimdi, yapmanız gereken, bilgileri hafızanıza kaydederken onların frekansını yükseltmeniz olacak. Bunu nasıl mı yapacaksınız?
Eğer bilgi, öğrenilirken çok yüksek bir enerjiyle alınırsa, bu bilgi kesin olarak uzun süreli hafızaya yerleşecektir. Sizce okulun basketbol sahasından gelen top sesi mi daha çok aklınızda kalır? Yoksa aynı sahaya inen bir uçak sesi mi? Elbette ki uçak sesi diyeceksiniz. İşte derslerinizi hafızanıza kaydederken uçak sesi gibi yüksek bir frekansı kullanmanız gerekiyor. Yapmanız gereken, size top sesi gibi düşük frekansta görünen bilgilerin, ilgi, merak ve motivasyonla frekansını yükseltmenizdir. Dersleri hafızanıza etkili ve kolay kaydetmek için, derslerin sizde yüksek frekansta etki oluşturmalarına izin verin. Şunu iyi bilin ki sizi meraklandırmayan bilginin hafızanızda kalıcı olması pek mümkün değildir. Oysa severek ve ilgi ile okuduğunuz bir roman, aradan 30 yıl geçtiğinde de tüm detayları ile aklınızda olacaktır. Özellikle de o kitaptan çok etkilenmişseniz...
Orijinal senaryolar beynin ilgisini çeker Olağanüstü hayaller kurun
Bilgileri hafızanıza kaydetmek için mümkün olduğu kadar olağanüstü hayaller kurun. Bu durum beyninizin sağ yansının da devreye girmesini, böylelikle bilgilerin belleğinize mükemmel bir biçimde yerleşmesini sağlayacaktır. Hayalleriniz ne kadar garip ve çılgın olursa, ne kadar çok zincirleme bağlantı kurarsanız o kadar çok aklınızda kalır. Seçtiğiniz örnekler günlük hayatta çok görülen, bilinen objeler ise beyniniz onları görmezlikten gelebilir. O zaman siz bu örnekleri hayalinizde çarpıcı hale getirin, tuhaflaştırın, hayallerinize espri katın. Al-bert Einstein, "Hayal gücü, bilgi gücünden daha önemlidir." demiştir. Bu gücü siz de kullanın. Ayrıca hayal gücünüz, sizin üretken zekânızı da artıracak, duygusal olarak sizi sürekli zinde tutup idealinize doğru yaklaştıracaktır.
Hayal gücünüzü serbest bırakın
İlk aklınıza gelen senaryoyu kurun. Bilinçaltı bazen bilinçten daha seri çalışır. Bu sebeple uzun uzun düşünmenize gerek yok. Hayal gücünüzün yeterince zengin olmadığını düşünüyorsanız, yapacağınız sadece hayal üzerinde odaklanmak ve hayal gücünüzü serbest bırakmaktır.
Senaryolarınıza aksiyon katın
Senaryo haline getirdiğiniz hayallere hareket katın. Zira beyniniz, hareketli senaryoları durgunlara tercih edecektir. Hayalinizde öylesine renkli ve şaşırtıcı senaryolar kurun ki öğrenmek istediğiniz bilgiler yıllar boyu hafızanıza kazınsın.
Senaryolarınızdaki objelerin yapısını değiştirin Gözlerimizi kapattığımızda objeleri oldukları gibi hayal ederiz. Sizin şu andan itibaren yapacağınız şey, onların şekillerini, kalıplarını değiştirmek olacak. Objeleri kısaltıp uzatabilir, büyültüp küçültebilirsiniz. Köşeli ya da yuvarlak hatlar ekleyebilirsiniz. Nitekim bu yöntem reklâmcıların da dikkatini çekmiş, bu yöntemi insanların ilgisini çekmek için kullanmışlardır. Siz de zihninizde havada uçuşan kare şeklinde karpuzlar, zıplayan küp şeklinde portakallar, kahkaha atan kalp şeklinde domatesler canlandırabilirsiniz.
Senaryolarınız gerçek dışı olsun
Beyin sıra dışı her şeye müthiş bir enerji harcar. Onun için hayallerinizin sıra dışı olmasına önem verin. Yolda uykulu gözlerle yürüyüp okula giderken caddede yürüyen bir dinozorun karşıdan karşıya geçmek için trafik ışıklarını beklediğini görseniz, uykunuz açılmaz mı? O zaman siz de bu yöntemi kullanarak beyninizin uykusunu açın, beyninizin dikkatini çekerek onu uyandırın. Öğrendiğiniz bilgileri, gerçek dışı senaryolarla hayal edin, göreceksiniz ki beyniniz o bilgileri büyük bir iştahla hafızaya almak isteyecektir.
Senaryolarınızda mantık aramayın
Hayal gücünüzü kullanarak yaptığınız senaryolar olabildiğince mantıksız olsun. Bir konu, ne kadar mantıksız olursa beyninizin o kadar dikkatini çeker. Daha önce de gördüğümüz gibi beynin sol yarısı mantıkla çalışır. Tüm hayatımız zaten mantık üzerinedir. Ama bizim şimdi yapacağımız şey mantıksız senaryolar üretip beynin sağ yansını da işin içine katmak olacak, haydi başlayalım.
Örneğin, dersteyken teneffüs zili çaldı, her zamanki gibi bahçeye çıkmak için hızla koşuyorsunuz, bahçenin ortasına dev bir uzay gemisi indiğini gördünüz. Yeterince mantıksız mı? Uzay gemisinin içinden bir uzaylı çıktı. Sizi uzaydaki okullarına konuk olarak götürmek istediğini söyledi. Asıl amacının size gezegenleri tanıtmak olduğunu sözlerine ekledi. Yolda giderken güneş sisteminin tüm gezegenlerinde konaklayacağınızı da söyledi. Siz de kabul ettiniz ve yolculuk başladı. Sırasıyla gezegenleri ziyaret ettiniz... Bir daha gezegenlerin ismini unutmanız mümkün mü?
Senaryolarınıza komik unsurlar katın
İnsan, doğası gereği üzücü olayları unutmak, komik olayları hatırlamak ister. Büyük bir trafik kazası geçiren bir kişi ile konuştuğunuzda muhtemelen size olay anını hiç hatırlamadığını söyleyecektir. Çünkü olay anında şoka girdiği için beyni o anı hafızasından tamamıyla siler. Hatta üzücü olayları bilinçli olarak unutmamaya çalışan insanlarda bir süre sonra psikolojik sorunlar başlar.
Dolayısıyla beynimizin üzücü değil komik olaylara karşı özel ilgisi vardır, gülünçlükleri kolay kolay unutmak istemez. Bundan 5 yıl önce yaşadığınız komik bir olayı çok detaylı bir şekilde anlatabilirsiniz. Ama aynı gün öğretmeninizin size sözlüde sorduğu soruyu, yediğiniz yemeği ya da hangi derslere çalıştığınızı hatırlamayabilirsiniz. Öğrendiğiniz bilgileri ne kadar gülünçleştirmeye çalışırsanız, ileride o kadar rahat hatırlayacaksınız.
Senaryo canlandırırken beş duyunuzu da kullanın
Leonardo da Vinci, "Genellikle insan: görmeden bakar, işitmeden dinler, hissetmeden dokunur, tat almadan yer, fiziksel bakımdan farkında olmadan hareket eder, kokuların farkında olmadan koklar ve düşünmeden konuşur." demiştir. Fakat umarız ki siz Leonardo da Vinci'nin bahsettiği çoğunluktan değilsi-nizdir. En azından bundan sonra bu çoğunluktan olmayacaksınız. O zaman, hafıza kayıt sisteminize bir objeyi kaydederken beş duyunuzu da işin içine katarsanız bu işten siz daha kârlı çıkarsınız. Zihninizde, hayal ettiğiniz objenin sesini, kokusunu, görüntüsünü ve tadını canlandırın. Unutmayın işin içine ne kadar çok duyu organınızı katarsanız o kadar kalıcı kayıt yapmış olursunuz.
Örneğin bir portakalı zihninizde canlandırın. Onun rengini, parlaklığım zihninizde görmeye çalışın. Dilimlerini inceleyin, daha önce hiç düşünmüş müydünüz?
Portakalın sanki her dilimi sizin için özel paketlenmiş gibi. Tam ortasından iki parçaya ayırın, çıkan sesi duyuyor musunuz? Bir dilimini alıp ağzınıza atın. Tadını zihninizde canlandırmaya çalışın. Bölerken etrafa sıçrayan zerreciklere bakın. Kabuğuna dokunup dokusunu inceleyin. Hissetmeye çalışın. Şimdi portakalı bir kenara bırakıp gözlerinizi kapatarak onu aynı şekilde zihninizde canlandırmaya çalışın. Tıpkı verdiğimiz örnekteki gibi hayalinizde canlandırdığınız nesnelere mümkün olduğunca dokunun, onların lezzetini tadın, sesini işitin, kokusunu alın. Nesneleri bu şekilde hayal etmeye çalışın. Emin olun ki bu size daha çok zaman kazandıracaktır.
Senaryolarınızı renklendirin
Hafıza eğitim sistemi için renkler çok önemlidir. Hayallerinizi olabildiğince renklendirin. Ne kadar göz alıcı ve parlak renkler kullanırsanız o kadar aklınızda kalır. Renkleri zihninizde canlandırmak bellek gücünüzü iki kat daha güçlendirecektir.
Örneğin İngilizce bir kelime olan red (kırmızı) için bir senaryo üretelim.
Kelime: red:(red) = kırmızı
Senaryo: Önerisinin reddedildiğini duyduğunda kızgınlıktan yanakları kırmızı olan bir politikacı hayal edin. Zihninizde, kızarmış yanakları olan politikacıyı inceleyin. Kırmızı rengi zihninizde algılamaya çalışın. Artık red kelimesini duyduğunuzda aklınıza yanakları kızarmış bir politikacı gelecek ve red kelimesinin kırmızı olduğunu hatırlayacaksınız.
Zaman kaybettiğinizi düşünmeyin
Belki de içinizden, "Sınavlar gittikçe yaklaşıyor, benim senaryo yazacak kadar vaktim yok, onun yerine hızla ezberleyip geçeyim." diye düşünüyor olabilirsiniz.
Halbuki sistematik çalışma ile daha az zamanda daha verimli çalışacaksınız. Hafıza eğitim sistemimizin sloganı "Daha çok değil, daha akıllıca çalış." Bundan sonra sizin sloganınız da bu olmalı. Buradaki esas amacınız, çalışmanızı en hızlı ve en verimli şekilde tamamlamaktır. Artık eskisine kıyasla çalışmalarınıza daha az zaman ayırıp eskisinden daha başarılı olacak ve diğer aktivitelerini-ze de vakit ayırabileceksiniz.
DERLEYEN...EMRE ŞEN  (KESFETKENDİNİ EDİTÖRÜ)
İletişim:[email protected]

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık