Fıkralar ve Hikayeler(UZUN KULAK TEKKESİ)

UZUN KULAK TEKKESİ Tarlasında yetjştirdiği sebze ve meyveleri çok sevdiği eşeğine yükleyip Istanbul'a getirip satan Vakkas Ağa, işini bitirdikten sonra köyüne dönmek üzere eşeğine binerek yola çıkmış. Yolun yarısında eşek güneş ve sıcaktan hastalanmış. Orada bulunan dut ağacının altına eşeğini çekmiş ki eşeği gölgede dinlensin, yatsın diye. Ancak çok hastalanan eşeği oracıkta ölmüş. Eşeğini çok seven Vakkas Ağa dut ağacının altını kazarak geniş bir mezar yapmış ve eşeğini gömmüş. Mezarının başına geçip ağlamaya başlamış. O esnada oradan geçen kalabalık bu durumu görüp; "Amca niye ağlıyorsun, bu mezarda kim yatıyor?" diye sormuşlar. Vakkas Ağa da ağlayarak cevap vermiş. "Burada çok önemli biri Uzun Kulak yatıyor". Topluluktan birisi; "Amca desene ki burası Uzun Kulak Tekkesi". Vakkas Ağa evet diye cevap verince, topluluk mezarın başına geçip dualar etmeye, dilek dilemeye başlamışlar, oradan ayrılırken de Vakkas Ağa'ya para vermişler. Bundan sonra gözü açılan, uyanan Vakkas Ağa mezarın başına Uzun Kulak Tekkesi levhasını dikerek burayı beklemeye başlamış. Gelen geçen de burası tekke kulakları uzun olan bir zat yatıyordur diye dualar edip, dilekler dileyerek orada bekçilik yapan Vakkas Ağa'ya para verirlermiş. Vakkas Ağa mezarı ekmek teknesi yapmış. Fıkralar ve Hikayeler(UZUN KULAK TEKKESİ)