Yazar: admin 2012-04-05Kategori: Etkili İletişim1512 kere okundu Yorum yap
Çocuğunuzun konuşmasını negatif etkileyen ve geciktiren nedenler nelerdir? Çocuğun konuşma ve iletişim yönünden gelişimini hızlandırmak için neler yapabiliriz?
Konuşma ve dil gelişimi iletişim ve sosyal hayatın en önemli öğesidir. KİŞİ iletişim araçları ile kendini ifade eder ve hayatını devam ettirir. Konuşma ve iletişimin eksik kaldığı bir hayat da birçok sıkıntının doğmasına yol açabilir. Çocuk ilk doğduğu günden itibaren sürekli olarak psikososyal ve psikomotor gelişim süreci içerisindedir. Dil gelişimi de belli ölçüde doğumdan itibaren gelişmeye başlar. En ideal olan, çocuğun yaşına uygun konuşma becerisine kavuşması ve bu yönde herhangi bir gelişimsel sıkıntı yaşamamasıdır. Çocuğun zamanında konuşması, psikososyal gelişimin aşamalarının düzenli olması, sosyal ilişkilerinin ve gelişiminin normal olması, zeka ve öğrenme kapasitesinin normal seviyeye gelmesi; ulaşması gereken gelişimsel dönemlere varması için gereklidir. Konuşma bu kadar önemli olduğuna göre, konuşmanın zamanını ve bunu pozitif ve negatif yönde etkileyen faktörleri gözden geçirmekte fayda var.
Çocukların dil gelişiminin zamanında gerçekleşmesi için, yapısal olarak sinir sisteminin, sinir sistemi ile dil kasları arası yolların ve ağız-damak-dudak-diş yapısının doğuştan normal olması gerekmektedir. Bu hastalıkları tek tek saymak oldukça uzun ve geniş kapsamlı olduğundan, şu anda fazla ayrıntıya girmeden temel konuları aktarmakta fayda var.
Çocuklar genelde ilk altı ayda yavaş yavaş heceler çıkmaya başlarlar (ma ma, ba ba, da da vb.). 12 aydan itibaren ise bazı kelimeler çıkmaya başlar (anne, baba, mama, dede vb). 18 aydan itibaren çocuk artık cümle kurabiliyordur (anne gel, baba ver vb.). Bu gelişim dönemlerinin çok gerisinde kalan çocukların genel olarak konuşma yönünden incelenmesi gereklidir. Zira gözden kaçırılacak durumlar çocuk açısından bir iletişim sorunu doğurabileceği gibi, normal zeka gelişimi ve sosyal gelişim açısından da riskli olabilir. Bu arada bazı çocuklar anatomik veya psikiyatrik hiçbir problemleri olmadığı halde konuşmakta gecikebilirler. Bu noktada anne babalara yapılacak tavsiye, belli bir dönemden sonra hâlâ konuşmayan çocuklar için gerekli incelemelerin yapılmasını sağlamalarıdır.
Konuşmaya olumsuz etki eden, yani geç konuşmaya neden olan ya da istenen konuşma seviyesini engelleyen durumları belirtmek yerinde olur. Bunun en sık karşılaşılan nedenleri arasında zeka sorunlarını saya biliriz. Zeka olarak yaşıtlarına göre geri olan çocuklar, yaşıtlarından da ha geç konuşmaya başlayacaklardır.
İşitme sorunu olan çocuklar, dış dünyadan hiçbir ses işitmedikleri ve uyaran almadıkları için konuşma sorununu daha yoğun bir şekilde yaşarlar. Çocuğun konuşma mekanizmasının ve yeteneğinin gelişmesi için dış dünyadan ses olarak uyarı alması, bunu algılaması, yorumlaması, ayırt etmesi ve bunun sonucunda ona benzer sesleri çıkarması gerekir. O nedenle konuşmayan çocukların işitme duyularının incelenmesi uygun olur, özellikle sık sık orta kulak enfeksiyonu geçiren çocuklar için bu konuda dikkatli olunmalıdır.
Konuşmaya negatif etki edecek diğer bir durum ise çocuğun görme sorunu yaşamasıdır. Bu durum işitme sorunu kadar probleme yol açma-sa da çocuğun etrafında olup bitenleri görememesine, nesneleri tanıyamamasına, isimlerini öğrenememesine ve diğer çocuklara uyum sağlaya-mamasına yol açacağı için sorun olabilmektedir.
Çocuğun sık sık havale geçirmesi ya da epilepsi hastası olması da konuşma bozukluğuna sebep olabilir. Bazı çocuklar normal zamanda konuşmaya başladıkları, hatta bazı cümleleri kurdukları halde geçirdikleri havaleler ve epileptik nöbetler sonrasında beyinlerindeki işitme merkezi veya ilgili bölümlerin zarar görmesi sonucu, konuşma açısından ciddî sorunlar yaşayabilmektedirler. Bu nedenle anne babaların çocuklarının havale geçirmesini engellemesi önemlidir. Havale geçiren çocuğun EEG'si (elektroensefalografi) çekilirse kolaylıkla havalenin bir sorun yaratıp yaratmadığı tespit edilebilir.
Çocuğun kendi haline bırakılması ve çok fazla uyarı almamasına bağlı olarak da geç konuşma ve iletişim sorunları yaşanabilmektedir. Çocuğun doğduğu andan itibaren insanlar arasında olması, onunla konuşulması, sevilmesi, oyun oynanması; gerekli çevresel uyarıları alarak konuşmasını hızlandıracaktır. Diğer yandan etrafında fazla insan bulamayan, kendi halinde kalan çocuklarda bu gelişim geri kalabilmektedir.
Yukarıda bahsedilen sebeplere paralel olarak özellikle 0-3 yaş döneminde televizyona aşırı bağlanma (saatlerce müzik, reklam izleme) sonucunda dış dünyadan kopma, insanlardan ve insanlar arası ilişkilerden uzaklaşma, nesneler ile daha fazla ilgilenme, duygusal alışverişten vazgeçme, konuşmama, yaşıtları ile ilgilenmeme, seslenince bakmama gibi belirtilerin olduğu bir psikiyatrik tablo gelişebilir. Buna bağlı olarak, çocuğun konuşması gelişmez veya geliştikten sonra gerileyebilir. Bu durum geç fark edildiği zaman konuşma sorununun yanı sıra birçok sorunun eşlik ettiği otistik özellikler de gelişebilir. Anne babaların bu kritik yaşam evresinde (0-4 yaş) çocuğa çok fazla televizyon izletmekten kaçınmaları yerinde olur.
Ayrıca düzenleme bozuklukları, yaygın gelişim gerilikleri, uzun süreli çöküntü, çocukluk çağı psikozları gibi birçok hastalıkta ve merkezî sinir sistemine ilişkin hastalıklarda konuşma sorunları yaşanmaktadır.
İşte bu gibi hastalıklar ve beden sorunları çözümlendikten sonra, çocuğun konuşma ve iletişim yönünden gelişimini hızlandırmak için şunları yapabiliriz:
1. Çocuğa sevgi ve huzur dolu bir aile ortamı hazırlamak
2. Çocuk ile ilgilenmek ve sevildiğini hissettirmek
3. Bedensel ihtiyaçlarına (yemek, uyku, koruma vb.) cevap vermek
4. Yaşı ne olursa olsun sık sık konuşmaya çalışmak
5. Yaşına uygun bir şekilde onunla oyun oynamak
6. Çocuk ile birlikte vakit geçirmek
7. Dengeli ve çeşitli beslenmesini sağlamak
8. Kendi haline kalmasına izin vermemek
9. Mümkün olduğunca yaşıtları ile birlikte oyun oynamasını sağlamak
10. Sık sık insanlar arasında bulundurmak
11. Ona hikâye ve masal anlatmak, ninni söylemek
12. Gönderdiği konuşma ve ses mesajlarına cevap vermek
13. Bir nesneyi eline aldığında onunla ilgili bir şeyler anlatmak (çocuk 3-4 aylık bir bebek olsa bile)
14. Televizyon karşısında çok uzun süre kalmasını engellemek (0-4 yaş)
15. Onunla konuşurken ses tonunu iyi ayarlamak
16. İşaretle gösterdiği istekleri onunla konuşarak yönlendirmek, anlatmasını sağlamak (yaşına uygun olarak)
17. Fikirlerine değer vermek ve onunla sık sık dertleşmek (yaşına uygun olarak)
18. Kendine güvenini arttırmak
19. Sık sık sosyal ortamlarda bulunmasını sağlamak
20. Kalabalık içinde konuşmasını teşvik etmek
21. Konuştuğunda cesaretlendirmek, teşvik etmek
22. Yaşına uygun bir eğitim almasını sağlamak
23. Her gün belli bir zamanı onunla resimler üzerine konuşarak geçirmek
24. Yaşına uygun olarak hikâye, masal anlatmasını istemek
25. Konuşma zorlukları çektiğini fark ettiğinizde dikkatini konuşmasının üzerinden başka bir yöne kaydırmak
DERLEYEN...EMRE ŞEN (KESFETKENDİNİ EDİTÖRÜ)
İletişim:[email protected]