Kişisel Gelişim Dünyası

Kişisel Gelişim Dünyası

İnsanın var olmasıyla birlikte kişisel gelişim de var olmuştur. Tüm efsaneler, hikayeler, masallar , romanlar, oyunlar hep insanlığın yaşamı boyunca gelişimine hizmet etmişlerdir.
Kişisel Gelişimin bilimsellik ve araştırma devri ise 1900 lü yılların başından itibaren bazı araştırmacıların “Niçin bazı insanlar başarılı ve mutlu iken, bazıları değildir?” sorusunun yanıtını bulmaya çalışmaları ile başlamıştır.
Bu araştırmacıların başlıcaları Napelon Hill, Normant Vincent Peal, Dale Carnegie, Clement Stone, Og Mandino, Brian Tracy, Zig Ziglar dır
Bu kişiler yıllar süren araştırmalar ve klinik çalışmalar aracılığı ile başarılı insanlarla görüşmeler yapmışlar başarının kanunlarını ve yöntemlerini tespite çalışmışlardır.bu doğrultuda yüzlerce araştırma sonucu ve kitap yazılmıştır.
1970 yılların başında; Kaliforniya Üniversitesi Santa Cruz kampüsünde Matematik bölümü öğrencisi Richard Bandler ve dilbilim dalında profesör  olan Dr.John Grinder ‘ın yollarının kesişmesi ile NLP kavramı ortaya çıkmış ve kişisel gelişimde yeni bir dönem başlamıştır. Bu noktadan sonra kişisel gelişim sektörü, uzunca bir süre yoluna “NLP” kavramı ile devam etmiştir.  Çünkü NLP’nin tarihi, bir değişim dünyası ile sonuçlanmış beklenmedik bir sinerjiyi yaratan umulmadık bir ortaklığın hikayesidir.
O dönemlerde Richard Bandler,dönemin bir çok yenilikçi terapistini tanıyan bir aile dostunun teşvikiyle psikolojiyle ilgilenmeye karar vermişti.  Önce Virginia Satir'in konferans teyplerinin yazıya dökülmesi işiyle uğraştı. Bir yayınevi için bunu yaparken Satir'in (ünlü aile terapisti) uygulamalarında belirli kalıpların olduğunu keşfetti. Satir bile bunu bilmiyordu. Sezgisel yaptığını düşünüyordu. Bu keşif, İnsan Mükemmelliğini Modellemek olarak bilinen ve bir çığır açan, kişisel gelişimin ilkelerini  “herkes tarafından uygulanabilir” kılan NLP yaklaşımının temelini oluşturdu.
    Richard Bandler, daha sonra dilbilim dalında henüz yardımcı doçent olan, NLP’nin diğer kurucusu Dr.John Grinder ile tanıştı. John Grinder’in kariyeride Richard’ınki kadar ilginçti. 1960’larda Birleşik Devletler Ordusu Avrupa Özel Kuvvetler biriminde ve daha sonra Avrupa’da faaliyet gösteren bir gizli ajanken, dilleri çabuk asimile etme, aksan taklit etme ve farklı kültürel davranışları edinme becerilerinde ustalaşmıştı. John’un psikolojiye olan ilgisi dilbilimin temelindeki amaçla aynıydı: “Düşünüşün ve eylemlerin gizli dilbilgisini keşfetmek.”
    İlgi alanlarının benzeştiğini keşfedince, bilgisayar mühendisliğini, dil bilim becerilerini ve sözsüz kopyalama becerilerini yeni bir “değişim dili” yaratmak için birleştirdiler.
Bandler, salı akşamları (1972'de) Geştalt terapisi konusunda öğrenciler ve çevre sakinlerine ders veriyor, uygulamalar yapıyordu. Kendi başına Geştalt terapisinin kurucusu Fritz Perls'i modellemişti ve ona yakın sonuçlar alıyordu. Richard Perls'i modellemede öyle ileri gitmişti ki, onun gibi çember sakal bırakmış ve İngilizce'yi Alman aksanıyla konuşacak kadar Almanca öğrenmiştir. Perşembe akşamları da John, Perls'in sözlü ve sözsüz dil kalıpları üzerine ders veriyordu. Birlikte, Perls'i diğerlerinden ayıran davranışların sistematik bir incelemesini yaptılar. İşte kişisel gelişim alanının tekniklerini sistematikleştiren ve uygulanabilir kılan “Modelleme” bilimi de böyle başlamıştı.

Bu başarıdan sonra Satir'in ve ünlü İngiliz Antropolog Gregory Bateson'un modellemeleri geldi. Bu sırada yazdıkları ve NLP'nin ilk kitabı olarak kabul edilen "The Structure of Magic" (Büyünün Yapısı) Richard'ın Master Teziydi. Bu kitap tüm psikoloji ve psikiyatri dünyasını sonraları sarsmıştı.

Bandler ve Grinder'ın biraraya koydukları ve "değişim dili" olarak adlandırılabilecek olan Meta-Model (Üst Model-Modellerin dayandığı büyük model) bu kitapla ortaya çıktı. Bandler ve Grinder daha sonra davranış değişiminin sırlarını araştırmaya başladılar ve çeşitli problemleri olan insanları incelemeye başladılar. Örneğin fobileri olan insanların, korktukları şeyin o an başlarına geldiğini düşündüklerini fark ettiler. Bu fobileri geçen kişileri incelediklerinde ise o kişilerin korktukları olayı bir başkasının başına geliyormuş gibi düşündüklerini gördüler (associate-dissociate). Bu basit keşif, onların fobileri olan kişileri iyileştirmelerini sağladı. Burada NLP başka bir dönemece gelmişti: "İnsanların düşünme farklılıkları, onların olayları tecrübe etmelerinde farklılık yaratıyordu."
    İlk önce, neyi değiştireceklerini sorguladılar. Bunun için önlerinde iyi bir örnek vardı. Dünyanın hipnozda harikalar yaratan doktoru Milton H. Erickson. 1901'de doğan Erickson, Bandler ve Grinder'dan daha enteresandı. 18 yaşında geçirdiği felç nedeniyle Wisconsin'deki çiftliklerinde 1 yıl boyunca çelik bir ciğere bağlı olarak yaşadı. Görüyor, duyuyor ve düşünebiliyordu. Ama kesinlikle hareket edemiyordu. Vakit geçirmek için insanların sözlü ve sözsüz davranışlarını inceliyordu. Özellikle de söylenenlerle söylenmeyen, ama ima edilenler arasındaki farkları. İnsan doğasınıda öğrendi. Yeni baştan yürümeyi bebekleri gözleyerek öğrendi. Bu bilgiler onu dünyanın en başarılı terapisti yapacaktı. 1975'de (Erickson '80'de öldü) Gregory Bateson'un referansıyla Bandler ve Grinder Erickson'a telefon ettiler. Amaçları onu modellemekti. Erickson psikiyatri geçmişi olmadıkları için onlara çok meşgul olduğunu söyledi. Bandler'ın telefondaki yanıtı ilginçti. "Bazı insanlar BayErickson, nasıl olursa olsun zaman yaratır," burada "Bay Erickson zaman yaratır" cümlesi farklı ses tonuyla söylenmişti ve Erickson'un dil kalıplarını taşıyordu. Erickson'un yanıtı da hipnotikti. "Beni, her zaman arayabilirsiniz. "
    1975'de Bandler ve Grinder Erickson'un dil kalıplarını mikroskop altına alan onunla ilgili kitaplarının 1. cildini yazdılar.
    1976'da Santa Cruz'da bir dağ evine çekilen Bandler ve Grinder 3 gün oradan çıkmadılar. Bu yarattıkları sisteme bir isim bulmaya çalıştılar. NLP ismi bu 3. günün sonunda ortaya çıktı. (NLP, sinir sisteminin sözcüklerle programlanması diye çevrilebilir.)
    1977'de Erickson'un kitabının 2. cildi geldi.
    Bu sıralarda Bandler ve Grinder’in üniversitede verdikleri dersler ve yönettikleri akşamüstü grup toplantıları, bu yeni değişim teknolojisini öğrenmeye hevesli, gittikçe artan sayılardaki öğrencileri çekiyordu. İleriki yıllarda bu kişilerden, aralarında Leslie Cameron-Bandler, Judith DeLozier, Robert Dilts ve David Gordon’un da bulunduğu bazıları kendi kayda değer katkılarında bulunacaklardı. İletişim ve değişimde bu yeni yaklaşım, kulaktan kulağa dolaşarak bütün ülkeye yayılmaya başladı. O zamanlar iyi tanınan bir Gestalt terapisti olan Steve Andreas, onların tekniklerini öğrenmek için kendi çalışmalarını bir kenara itti. Hemen NLP’nin çok önemli bir keşif olduğuna kanaat getirdi ve hem karısı hem ortağı olan Connirae Andreas’la beraber Bandler ve Grinder’in seminerlerini kaydedip, kitap haline dönüştürmeye karar verdiler. İlk kitapları olan “Prenslere Dönüşen Kurbağalar (Frogs into Princess)" ilk NLP best-seller’ı olarak 1.000.000'un üzerinde sattı.
    1979’da, NLP hakkında “İnsanları Okuyan İnsanlar” adlı geniş kapsamlı bir makale Psychology Today dergisinde basıldı. NLP yola koyulmuştu.
    1980'de Reframing ve Transformations kitapları yazıldı ve NLP'ye ilgi iyice arttı.
    1981'de NLP Volume 1 kitabının yazımından sonra Bandler ve Grinder'ın yolları ayrıldı.
    Bandler, Metamodel ve Milton H. Erickson'un yolundan gidip bireylere NLP öğretirken; Grinder Carlos Castenada ve Gregory Bateson'un yolundan gitti ve antropoloji ve epistomoloji üzerine çalıştı. Afrika yerlileriyle yaşadı, en büyük dağcıları modelledi, iş dünyasına eğitim verdi.
    NLP'yi popülerize edense 1986'da "Sınırsız Güç" kitabını yazan Anthony Robbins'dir. Robbins bugün aralarında Bill Clinton'ın da olduğu geniş bir müşteri portföyüne sahiptir.
    Bugün ABD'de 100'ün üzerinde NLP enstitüsü ve 2 adet NLP üniversitesi vardır. Avrupa'daki NLP enstitüsü sayısı da 50'nin üzerindedir. ABD ve çoğu Avrupa ülkesinde NLP sertifikası bulunanlar bu uygulamaları yapabilmektedirler.
Genel anlamda kişisel gelişimi ele aldığınızda ise, bünyesinde bulunan tüm sistemlerin aslında birbirinden bağımsız olmadıklarını, hepsinin hem bütününün bir parçasını, hem de kullanım alanına ve kullanan kişiye göre bütünün kendisini oluşturduğunu fark edersiniz.
Kişisel gelişimin özellikle 1970’li yıllardan sonraki tarihine baktığınızda, NLP’nin ortaya çıkışının, kişisel gelişim sektörüne ait Hipnoz, Avatar, Koçluk, EFT, Reiki gibi diğer sistemlerinde dünya çapında duyulmasına ve yayılmasına öncülük ettiğini görürsünüz.
Bu çerçeveden ele alındığında, NLP, o güne kadar bağımsız çalışan kişisel gelişim sistemlerini bir araya getirmiş, el ele tutuşturmuş ve aynı çatı altında toplamıştır. Bu sayede “birlikten güç doğar” sözünün doğruluğu özellikle 70’li yıllardan itibaren bir kez daha ispatlanmış ve bu güç sayesinde kişisel gelişim alanı dünya çapında kendine hatırı sayılır bir yer edinmiştir.
Nitekim ülkemizde de 1990 yılından sonra kitapevlerinin raf ve vitrinlerinde boy göstermeye başlayan Kişisel Gelişim kitapları, son yıllarda büyük kitapçılarda kendine özel ayrı bir bölümü işgal etmekte ve her geçen gün kişisel gelişim uzmanlarının sayısı artmaktadır.

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık