İNSANIN ÖĞRENME MALZEMELERİ

 İNSANIN  ÖĞRENME MALZEMELERİ

Öğrenenin özellikleri ve öğrenmede kullanılan stratejinin yanısıra sözel öğrenmedeki üçüncü temel etken öğrenilen malzemedir. Bazı malzemeler kolay, bazıları ise zordur, öğrenen kişi, malzemenin kendisini değiştiremezse de, malzemeyi kolay ya da zor yapan şeylerin ne olduğunu çözümleyebilir ve kullandığı öğrenme stratejisini gözden geçirerek koşullara uyacak şekilde değiştirebilir. Bu bölümde, bu tür düzeltmelerin mümkün olduğu durumlara değinilecektir. Fakat önemle üzerinde durulacak olan konu, malzemenin öğrenilmesini zorlaştıran veya kolaylaştıran etkenler olacaktır.

Sözel malzemenin öğrenilme hızını etkileyen pek çok özellik vardır. Bunlardan çok önemli olmayan biri de, kelimenin telâffuz edilebilirliğidir. Telâffuz edilmesi kolay olan kelimeler daha kolay öğrenilir, öyleyse öğrenci, kendisine yabancı gelen kelimeleri telâffuz etmelidir; böylelikle, o kelimelerin nasıl yazıldığını ve ne anlama geldiklerini hatırlama olasılığı daha fazla olacaktır. Telâffuz edilebilirlik özelliğinin yanısıra, sözel malzemenin öğrenilebilirliğini etkileyen beş temel özellik daha vardır: (1) algısal ayırdedilebilirlik (perceptual distinctiveness), (2) çağrışımsal anlam (associative meaning), (3)
kavram kategorileri (categories ofconcepts), (4) kavramsal basamaklar dizisi (conceptual hierarchies) ve (5) çağrışımsal basamaklar dizisi (associative hierarchies).

Algısal Ayırdedilebilirlik

Çevresindeki malzemeden kolayca ayırdedilebilen şey, kolay öğrenilir. Farzedelim ki size "gub, kev, 406, dac, rul, dar" gibi maddeler gösterilmiş olsun.

Bunlardan "406" maddesi hemen göze çarpmaktadır; çünkü, diğerlerinden farklıdır. Bu maddenin algısal bakımdan ayırdedilebilir olduğu söylenir; bu yüzden, öğrenilmesi ve hatırlanması diğerlerinden çok daha, kolaydır. Ayrıca "dar" kelimesi gerçek anlamı olan bir kelime, diğerleri ise anlamsız hecelerdir. Bu özelliği fark etmek "dar" kelimesinin hatırlanmasını kolaylaştırır. Bu durumda önemli olan şey dikkattir. Ayırdedilebilirlik dikkati çeker ve birşeye ne kadar dikkat ederseniz öğrenilmesi o kadar kolaylaşır.

Hayatınızdaki geçmiş yaşantıları bir düşünecek olursanız, en iyi hatırladığınız şeylerin, günlük alışılmış olaylardan oldukça farklı olan, yani algısal bakımdan ayırdedilebilir olan şeyler olduğunu görürsünüz. Ancak, silinmeyen anıların hepsini ayırdedilebilirlikle açıklayamayız; çünkü, yaşantının şiddeti ya da ona ilişkin duygular da önemlidir. Fakat, yine de algısal ayırdedilebilirlik önemli bir etkendir.

Genellikle, bir öğrencinin kendisinden istenen şeyleri öğrenmesi gerekir; öğrencinin bu malzemenin özellikleri üzerinde kontrolü yoktur. Fakat yine de, ayırdedilebilirlik özelliğini aklınızda tutarsanız, daha kolay öğrenirsiniz. Çünkü böylelikle, kolayca dikkatten kaçabilecek belirginlikleri yakalar ve bu ayırdedilebilir malzemeyi daha kolay öğrenirsiniz. Fakat dikkatli olun! Her ayırdedilebilir şey, öğrenmeye değer değildir, konuyla ilişkisiz ya da önemsiz olabilir. Bundan dolayı size önerimiz, ayırdedilebilir olan her şeyi öğrenmemeniz; ayırdedilebilirliği, öğrenmede bir yardımcı olarak kullanmanızdır.

Çağrışımsal Anlam

Psikologlar uzun süre önce, sözel malzemenin öğrenilmesiyle ilgili genel bir kural ortaya koymuşlardır: Bir malzeme ne kadar anlamlı ise, öğrenilmesi de o kadar kolaydır. Anlamsız hecelerin öğrenilmesinin, anlamlı kelimelerin öğrenilmesine kıyasla daha zor olması, bu kuralın bir örneğidir. Bu kural belirlendikten sonra, araştırmacılar "anlamlılığın" ne olduğunu ve bir malzemeyi anlamlı yapan şeyleri araştırmaya başlamışlardır. Yapılan çalışmalar sonucunda, üç temel anlam çeşidi bulunmuştur. Bunlar, çağrışımsal (associative), kavramsal (conceptual) ve basamak dizilerine ilişkin (hierarchical) anlamlardır. Bu anlam çeşitleri birbirini karşılıklı dışta tutmayıp, çeşitli şekillerde birleşerek malzemeye az veya çok anlam kazandırabilirler.

"Çağrışımsal anlam" sözel bir malzeme çalışılırken nelerin hatıra geldiğine işaret eder. Sözel bir malzeme çalışılırken çok çağrışım oluyorsa, bu malzeme çok anlamlı demektir. Bir malzemenin çağrışımsal anlamı, öğrenme kolaylığını da etkiler. Bu olay, aşağıdaki deneyde gösterilmiştir (Noble, 1952a): Her biri iki heceli, bazıları anlamlı bazıları anlamsız kelimelerden oluşan uzun bir liste, kalabalık bir denek grubuna sunulmuştur. Deneklerden, her bir kelime için 60 sn. içinde akıllarına gelen bütün çağrışımları söylemeleri istenmiştir. Her kelime için ortalama çağrışım sayısı hesaplanarak, bir anlamlılık göstergesi oluşturulmuştur. Örneğin, listede bulunan anlamsız kelimelerden "gojey"in çağrışım ortalaması .99 çıkmış bu da o kelimenin çok anlamlı olmadığını göstermiştir. Buna karşılık, "mutfak" kelimesi 9.61 çağrışım ortalaması ile oldukça anlamlı bulunmuştur. Bu yöntemle, birkaç yüz kelime ve hecenin anlamlılık göstergesi elde edilmiştir.

ikinci bir deney de bu çağrışımsal anlam göstergelerinin, öğrenme kolaylığını ne dereceye kadar etkilediğini araştırmak amacıyla düzenlenmiştir (Noble, 1952b). Bunun için, gösterge ortalamaları sırasıyla 1.28, 4.42, 7.85 olan 3 liste hazırlanmıştır. Anlamlılık göstergesi düşük olan listenin öğrenilmesi, yüksek göstergeli listeden hemen hemen 3 misli daha fazla tekrar gerektirmiştir. Anlamlılık göstergesi orta derecede olan liste, iki uç arasında yer almıştır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, bir kelimenin çağrışımsal anlamı arttıkça öğrenilmesi kolaylaşır. (Bu deneyde söz konusu olan öğrenme, kelimelerin yüksek anlamlılıkta başka bir kelimeye bağlanması biçimindeydi.)

Bu deneyde gösterilen ilkenin, günlük sözel öğrenme için geçerli olduğuna inanmamız için pek çok neden vardır. Bir cümlede bulunan kelimelerle ilgili olarak sizin ne kadar çok yaşantınız varsa, cümleyi öğrenmeniz ve hatırlamanız o kadar kolay olacaktır. Aslında bu olay, daha önce öğrendiklerimizin yeni öğrenmeye aktarılması sayılabilir. Gerçekten de anlamlılık bir olumlu aktarmadır. Bazı kelime ve ibareler bazen size daha anlamlı gelir; çünkü, daha önce onlarla ilgili bazı şeyler öğrenmişsinizdir. Eğer çalıştığınız malzemeyi kendi kelimelerinizle ifade ederseniz, yukarıda söz konusu edilen durumlardan yararlanabilirsiniz.

Böylece, ders notlarını yazarken veya ders kitabını özetlerken, yazarın kelimeleri yerine kendi kelimelerinizi kullanırsanız, bu kelimelerle ilgili kendi çağrışımlarınızdan yararlanıp, öğrenme işlemini daha kolay bir hale getirebilirsiniz.

Kavramsal Benzerlikler

Şimdiye kadar söz konusu ettiğimiz şey, öğrenilecek malzemenin dışında kalan çağrışımlar, yani öğrenenin geçmiş yaşantılarından kaynaklanan çağrışımlardı.

Fakat, çoğu sözel öğrenmelerde iç bağlar (associations), yani öğrenilen maddeler arasındaki bağlar söz konusudur. Bu bağlar değişik derecelerde olabilir ve bu ilişkilerden doğan anlamlılığa da örgütlülük (organization) denir (Mandler, 1967). örgütlülüğün her sözel öğrenmeye önemli katkısı vardır.

Kavramsal ve basamaklar dizisine ilişkin olmak üzere iki örgütlenme türü vardır; bunlar ayrı ayrı veya birlikte işleyebilirler. Kavramsal örgütlenmeyi iyi anlayabilmek için, kavramsal kategori'nin (conceptual category) birçok üyeyi kapsayan bir sınıf olduğuna dikkat etmek gerekir, örneğin insan isimleri, hayvan isimleri, dans isimleri ve meslek isimleri birer kavramsal kategoridir; çünkü, her birinin pek çok üyesi vardır. Anılan kategoriler kavramsal örgütlenmeyle ilgili bir deneyde kullanılmıştır (Undervvood, 1964a).

Her biri 16 kelimelik 4 listenin kullanıldığı bu deneyde, kelimeler deneklere beşer saniye aralıklarla okunmuştur. Bu işlem sırasında her kelime iki defa tekrarlanmıştır. Listelerden ikisinde, kavramsal benzerlikler düşüktür; çünkü içlerindeki kelimeler pek çok değişik kavramsal kategoriden seçilmiştir.

Diğer iki listede ise kavramsal benzerlikler yüksektir; çünkü, seçilen kelimeler sadece 4 kavramsal kategoriden alınmıştır. Tablo 5.3'de her türlü listeden bir örnek verilmiştir. Tablonun solundaki liste düşük kavramsal benzerliğe sağdaki ise yüksek kavramsal benzerliğe sahip listelerdir. Yüksek kavramsal benzerliğe sahip listede her dördüncü kelime birbiriyle ilişkilidir. Deneklere, listeler arasındaki farklılıklar konusunda bilgi verilmemiş, listelerin sunulmasından sonra kendilerinden sadece, sırasına dikkat etmeksizin hatırladıkları bütün kelimeleri söylemeleri istenmiştir.

Bu deneyde, birbiriyle ilgili iki olgu ortaya çıkmıştır. Birincisi, kavramsal benzerliği yüksek olan listenin öğrenilmesinin, düşük olandan daha kolay olduğudur.

Birçok denek, benzerliği yüksek liste sadece bir kere sunulduğunda bile, hatasız olarak hatırlayabilmisdir. Oysa düşük benzerlikli listede tam puan alan denek hemen hemen yoktur. Yüksek benzerlikli listeler tekrarlanırken, kelimeler insan isimleri (Bob, Bili, Joe, John), hayvan isimleri (inek, kedi, köpek, at) şeklinde gruplar halinde hatırlanmışttr. Böylece deneklerin, öğrenilecek kelimeleri kavramsal benzerliklerine göre kümeledikleri görülmüştür. Şüphesiz bu kümelemenin, benzerliği yüksek listedeki maddelerin kolayca öğrenilmesinde katkısı olmuştur.
 
Bir öğrenme deneyinde kullanılan kelime listelerindeki, yüksek ve düşük kavramsal benzerliği olan maddeler. Baştan itibaren her 4. kelimesi aynı kavramsal kategoriye giren 2. listenin öğrenilmesi 1,'den daha kolaydır.
 sözü edilen deneklere, maddeleri kümelemeleri söylenmemiştir; bu işi kendiliklerinden yapmışlardır. Bazı maddeler arasındaki benzerliği fark eden denekler, bunları temsil ettikleri kavramlara göre gruplayarak daha iyi hatırlamışlardır. Deneyin başında, kelimeler arasındaki kavramsal benzerliklere dikkat etmeleri söylenen denekler ise, yüksek benzerliğe sahip kelime listesini daha da kolay öğrenmişlerdir.

Kavramsal Basamaklar Dizisi

öğrenilecek maddeleri benzer kavramsal kategoriler halinde örgütlemek, malzemenin anlamlılığını kavramada bir adımdır. Diğer bir adım, mümkün olan durumlarda, maddeleri basamaklar dizisi halinde örgütlemektir. Kavramlar geniş veya dar olabilir; bir geniş kavram, birçok daha dar kavramı kapsayabilir. Bunlar ise, daha da dar kavramları kapsayabilir. Sonuçta, bir basamaklar dizisi ya da birçok dallanmaları olan bir ilişkiler "ağacı" oluşur, öğrenme sürecinde kavramsal basamaklar dizisinin değeri, aşağıdaki deneyle gösterilmiştir (Bovver ve diğ., 1969).

Deneklere toplam 4 dk. inceleyebilecekleri 112 kelime sunulmuştur. Bu kelimeler, her biri 28 kelimelik 4 ağaç halinde düzenlenmiş ve 4 ayrı kart üzerinde sunulmuştur. Dört karta 4 dk. içinde bakmak bir tekrarı oluşturmuş ve bu şekilde 4 tekrar yapılmıştır. Her tekrardan sonra deneklerden, hatırlayabildikleri kelimeleri söylemeleri istenmiştir.

Denekler, deneyde iki gruba ayrılmışlardır. Gruplardan biri için, her kart üzerinde bulunan kelimeler,   üst tarafında da görüldüğü gibi, kavramsal basamaklar dizisine uygun şekilde düzenlenmiştir. Diğer denekler için, aynı kelime grupları dallar üzerine seçkisiz (random) olarak yerleştirilerek, aralarındaki kavramsal ilişkilerin görülmesi güçleştirilmiştir.
Sonuçlar çok ilginçtir. Kelimelerin kavramsal kategoriler halinde sunulduğu grup, bunları son hızla öğrenmiştir. Birinci tekrardan sonra ortalama 72 kelime, ikinci tekrardan sonra ortalama 106 kelime hatırlamışlardır; üçüncü tekrarda ise tam puan olan 112 kelimeye varmışlardır. Kelimelerin dallar üzerine seçkisiz yerleştirilerek sunulduğu grup ise bunları çok yavaş öğrenmiştir. Birinci tekrar sonunda, sadece 21 kelimeyi doğru olarak hatırlayabilmişlerdir. Daha sonraki her tekrarda bu sayı artmış; ancak, 4. tekrardan sonra bile ortalama doğru kelime sayısı 2/3 (70) civarında kalmıştır.
Bu deney kavramsal örgütlemenin öğrenme üzerindeki güçlü etkisini göstermektedir. Her iki grup için, öğrenilmesi gereken malzeme aynı olmasına karşın, bu malzemenin basamaklar dizisi halinde düzenlenmesi, gruplardan birinin üç misli daha hızlı öğrenmesini sağlamıştır. Bundan alınacak ders unutulmamalıdır, öğretmenler ve ders kitabı yazarları, öğretmek istedikleri kavramları basamaklar dizisi şeklinde dikkatle düzenleyerek, malzemelerini daha iyi değerlendirmeye çalışmalıdırlar, (örneğin, bu kitabın başlık ve altbaşlıkları bir kavramsal basamaklar dizisi meydana getirmektedir.) Çağrışımları ile konuyu dağıtanlar, öğrenmeyi çok zor hale getirirler, öğrenci, öğretilen basamaklar dizisini algılamaya çalışmalı ve malzemeyi seçkisiz bir sıra yerine, basamaklar dizisine uygun şekilde öğrenmek için çaba göstermelidir. Öğrenciler, okudukları ve dinledikleri metinlerdeki kavramları, bir "ağaç" şeklinde düzenleyerek dikkatle özetlerlerse, öğrenmenin gücünü artırabilirler.

Çağrışımsal Basamaklar Dizisi

Şekil 5.7'nin alt kısmı, çağrışımsal basamaklar dizisi (associative hierarchy) olarak adlandırılan orta derecede bir örgütleme biçimini göstermektedir.

Bu örgütleme biçiminde ağaçlar, birbirleriyle ilişkili, fakat ille de bir basamaklar dizisi meydana

 özet

Bazı malzeme çeşitlerinin öğrenilmesi, diğerlerine göre daha kolaydır. Algısal bakımdan ayırdedilebilir olan, yani diğer nesnelerden farklı olan şeyler daha çabuk öğrenilir. Ayrıca, öğrenen için fazla çağrışıma sahip malzemeler de kolayca öğrenilir. Başka kavramlara benzeyen kavramlar ile, basamaklar dizisi şeklinde düzenlenebilen çağrışımlar da öğrenmeyi kolaylaştırır. Fakat yine de, en kolay öğrenilen malzeme, kavramsal basamaklar dizisi şeklinde örgütlenebilen malzemedir.

Bir yorum

Cevapla

  
 
3+2 İşleminin Sonucu    
Yukarı Çık