Epileptik Kişilik

Epileptik Kişilik

Bazı bilim adamları tarafından epileptiklerin özel bir kişiliğe sahip oldukları ileri sürülmüştür. Bunlar: Benmerkezcilik, çocuklaşma, inatçılık, kavgacılık, geçimsizlik, şüphecilik, cinsel ve dinsel duygu ve eylemlerde artmadır. Bu belirtiler alkol etkisi altında ortaya çıkabilir. Özellikle gizli epilepsi nöbetleri esnasında, adam öldürme, yangın çıkarma, hakaret, kaçma, göstermecilik, hırsızlık gibi eylemler görülebilir.
Epilepsi nöbetleri üç ana grupta toplanabilir: Grand mal nöbette hasta, ani bir bilinç yitimi ile yere düşer. Solunum durmuş, yüz morarmıştır. Çırpınma devresini, gevşeme ve uyku devresi takib eder. Bu nöbet bir dakika kadar sürer. Petit mal nöbette bayılma sözkonusu değildir. Birkaç saniye sürer. Bu esnada bir bilinç yitimi olur. Kimileri anlamsız şeyler mırıldanır. Aynı şeyleri tekrarlayabilir. Equivalent (eşdeğer) epilepside ise bayılma ya da ayakta bilinç yitimi biçiminde görülmez. Hasta günlük işlerine devam eder; ancak bu esnada otomatik olarak hareket eder. Yaptıklarını sonradan hatırlayamaz. Bu süre birkaç saniyeden günler hatta haftalarca devam edebilir. Kimi hallerde bu nöbet mide bulantısı ya da şiddetli ağrılar biçiminde görülebilir. Rasim Adasal bu nöbetin belirtilerini aşağıdaki şekilde sıralamaktadır: Öfke, korku, saldırganlık, illüzyon ve sanrılar, devri anksiyete krizleri, paramneziler, psikosomatik tepkiler, cinsel sapmalar, şiddetli coşku ve çöküntü halleri, ani kaçmalar, çoğul kişilik, rüyai haller ve şizofreniye benzer durumlar.
İlk iki nöbet E.E.G. ile saptanabildiği halde üçüncü tür nöbetler, uzun zaman aralıklarıyla ve ne zaman geleceği belli olmadığı; dış objektif belirtiler bulunmadığı için belirlenmeleri ancak nöbet esnasıda E.E.G. taramasından geçirilmesiyle anlaşılabilir. Kişilik yapısı bakımından çok hareketli, sadırgan, inatçı, aşırı duyarlı, utangaç olan kimseler epilepsiye yatkındırlar. Bu kimseler, kazalara sebebiyet verebilirler. Şuç işledikleri zaman Türk Ceza Yasasının 46. maddesinden yararlanarak, haklarında cezai işlem yapılamaz. ABD'nin kimi eyaletlerinde bunların araba kullanmaları yasaklanmıştır.
Epileptikler nöbet esnasında, geçmişte yaşadıkları olayları tekrar aynen yaşamaktadırlar. Histeri, depresyon ve obsesif
Epiteptik Nöbet Anı
kompulsif nevroz (zorlamı nevrozu) tanısı konan kimi hastaların E.E.G. tetkiklerinde epilepsi oldukları saptanmıştır (Songar, 1971, s. 437). Bazı epilepsi krizleri musiki ile meydana gelmektedir. Bazı nöbetler de göğüs sıkışmaları, migren nöbetleri, şiddetli baş ağrıları şeklinde görülür.
Nöbet esnasında, bambaşka bir kimlikle ulus içinda ya da dışında seyahat edenler vardır. Konuşmalarında herhangi bir manıtıksızlık göze çarpmaz. Kısmi ya da tam amnezi olabilir.
Epilepsi, Kretschmer'e göre atletik yapılarda görülen hastalıktır. Gizli epilepsi de denen temporal epilepside dissosyatif belirtiler görülebilir. Aynı belirtiler psikolojik çatışmalardan
sonra oluşabilir. Ancak E.E.G. ile farklılık ortaya çıkarılabilir. Bu hastalığı şizofreniye benzetenler olmuştur. Ancak şizofreni süreklidir ve bir tedaviyi gerektirir. Epileptiklerde, düşünce okunması dediğimiz bir tür telepati yeteneği olduğu kimi araştırmacılar tarafından ileri sürülmüştür.
Fahrettin Kerim Gökay'a göre epileptikler, hiçbir dış neden yokken neşesiz, memnuniyetsiz ve şikayetçidirler. Her-şeyi bulanık görürlür, çabuk öfkelenirler. İnsanlardan kaçar, intihan düşünür ve sabahlan kalktıkları zaman neşesizlikle uyanırlar. Bu hal günlerce devam eder.
Kimi epilepsi nöbetleri uyku krizleri biçiminde görülebilir (narkolepsi). Yürürken, okurken, konuşurken aniden uyuyabilirler. Süresi çok değişiktir. Psikanalitik kurama göre epileptikler oto - erotik kişilik özellikleri gösterirler (Uzman, 1944, s. 286). Kalıtımın rolü % 10 - 30 arasında değişir. Tarihte Sezar, Napolyon, Balzac, Dostoyevski, Van Gogh'un epilepsi nöbetleri geçirdikleri ileri sürülmüştür.
Epilepsinin nedeni konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür: Kalıtım, beyin tümörleri, beyin arteryozklerozu, çeşitli parazitler, kızıl, kızamık, doğum örselenmeleri, menenjitler, kafa yaralanmaları, toksi - enfeksiyon halleri, morfin, kokain, sıtma bunlar arasında sayılbilir. Kimi psikiyatristler sürekli içme krizi geçiren dipsomanlan, bu gruba sokarlar. Epilepsiyi ortaya çıkaran ve arttıran nedenler arasında tuz, fazla su içme, içki, kokain, morfin, fazla ışık, nikotin, çay, cardiazol gibi maddeler ileri sürülmüştür. Ayrıca süt, tereyağı ve karbonhidratlı maddelerin bu hastalığın tedevisinde kullanıldığı, kimi araştırmacılarca ifade edilmiştir.
Antikonvulsif ilaçlarla epileptik nöbetlerin durdurulması mümkündür. Büyük nöbette (Grand mal) ve temporal Lob epilepsisinde tegretöl; küçük nöbette (petit mal) tridione, paradione ve bunlara ek olarak trankilizanlar ve amfetamin grubu ilaçlar denenebilir.
EPİLEPSİ ÖRNEĞİ
Dostoyevski'nin yaşamını etkileyen en önemli olaylardan biri de sık sık geçirdiği, kimilerine göre epilepsi (sara) kimilerine göre Histeri nevrozudur (ya da her ikisidir). Bu nöbetlerin nedenini, idam mahkumiyeti, sürgün, çocuğunun ölümüne bağlayanlar vardır. Esasen epilepsiyi psikolojik şoklarla açıklama olanağı yoktur. Olsa olsa bu şoklar epilepsiyi ortaya çıkarabilir. Ancak yazarda histeri hastalığı varsa bu, aşırı baba baskısı ya da psikolojik şoklarla açıklanabilir.
Dostayevski'nin yaşam öyküsü ile yapıtları arasında büyük bir benzerlik vardır. Başka bir deyişle yapıtları, yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır. Örneğin babasını öldürme dürtüsü "Karamazof kardeşler", cezaevi ve Sibirya sürgünü, "Suç ve ceza", kızının ölümü ile kendini kumara vermesi "kumarbaz" romanını oluşturmuştur.
Mihayloviç Dostoyevski, 11.11.1921 yılında yoksullar hastahanesinde doğdu. Hastahanenin cenahı olan babası, alkolik, son derece sert ve aşın derecede düzeni severdi. Aile kalabalık olduğu için, geçim sıkıntısına rağmen iyi bir eğitim gördü. Dostoyevski on üç yaşındayken, Moskova'nın en iyi okullarından birine yatılı olarak verildi. 16 yaşında iken babasının zoruyla Pctesburg askeri mühendis okuluna girdi. O yıl annesini yitirdi. (Meydan Larousse, cilt: 3, s 845). Dostoyevski'nin babası 1939 yılında kendi toprak köleleri tarafından öldürüldü. Cinayetin nedeni sonradan anlaşıldı: Babası altmış yaşındayken, Katya adlı onaltı yaşlarında genç ve güzel bir kızı sevmiş ve ondan bir çocuğu olmuştu. Katillerin elebaşlarından biri de kızın amcasıdır. 1843"de mühendis okulunu bitirerek asteğmen olarak orduya katıldı. Zenginlik ve şöhret peşinde
koşan Dostoyevski şansını edebiyat alanında denemeye karar verdi.
Dostoyevski'nin dört temel özelliği vardır: sanatçı, ruh hastası, ahlakçı ve günahkar bir kimsedir. Yazar, eğer yaratıcı kişiliğini sergileyemeseydi, psikanalitik deyimle süblimasyon (yüceltme) mekanizmasını kullanmamış olsaydı belkide cinayet işleyen bir robot olarak karşımıza çıkacaktı. Nitekim Freud, güçlü bir babayı öldürme dürtüsünün, "Karamazof kardeşler" romanında ödünlenerek sanata yöneldiğine dikkati çekmiştir . Eserde, romanın kahramanı babasını öldürmek suretiyle, Dostoyevski'nin bu niyetini önlemiştir.
Son derece sadist olan babasını öldürmek isteyen yazar, aynı despotluğu nedeniyle babasının öldürülmüş olmasıyla, bilinçdışı bir suçluluk duygusuna sürüklenmiş depresif karakterli bir nevroza yakalanmıştır. "Şuç ve ceza" adlı yapıtında nevrozlu ve melankolik bir kişilik yapısı görülmektedir.

DERLEYEN...EMRE ŞEN (KESFETKENDİNİ EDİTÖRÜ)
İletişim:[email protected]

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık