Hayvan Hikayeleri

Hayvan Hikayeleri

 Evvel zaman içinde bir orman varmış. Bu ormanın kenarından tren yolu geçermiş. Her gün bir tren kasabadan kente giderken bu ormanın yamacından geçermiş. Ormandaki hayvanlar treni çok severlermiş. Tren ormanın kenarına gelince düdüğünü öttürür haber verirmiş: Düüüüüütt!.. O zaman hayvanlar ormanın kenarına koşarlarmış. Tavşanlar, sincaplar kulaklarını sallayarak onu selamlarmış. Çiçekler bile başlarını sallar, kuşlar onunla yarışırlarmış. Trende keyifli keyifli çuf, çuf çuf çuf eder, puf puf puf diye dumanını çıkararak geçer gidermiş.

Evvel zaman içinde bir orman varmış. Bu ormanın kenarından tren yolu geçermiş. Her gün bir tren kasabadan kente giderken bu ormanın yamacından geçermiş. Ormandaki hayvanlar treni çok severlermiş. Tren ormanın kenarına gelince düdüğünü öttürür haber verirmiş: Düüüüüütt!.. O zaman hayvanlar ormanın kenarına koşarlarmış. Tavşanlar, sincaplar kulaklarını sallayarak onu selamlarmış. Çiçekler bile başlarını sallar, kuşlar onunla yarışırlarmış. Trende keyifli keyifli çuf, çuf çuf çuf eder, puf puf puf diye dumanını çıkararak geçer gidermiş.

Bir gün kara karga, “Aman bıktım bu trenin sesinden” diye gecirmis icinden. Kargaların kendi sesleri çirkin olduğu için olacak, trenin sesini, güzel düdüğünü sevmemiş bizim kara karga. Sonra da gidip trene şöyle demiş: “Biz senin sesini sevmiyoruz öttürüp durma.”Tren bu işe çok üzülmüş. “Beni seviyorlar sanıyordum” demiş. Ertesi günü ormanın kenarına varınca her zamanki gibi düdük çalacakmış, ama karganın söyledikleri aklına gelince `düt` demiş kesmiş düdüğü. Sonra da kimse duymasın diye çok, ama çok yavaş geçmiş gitmiş: Çuf, çuf, çuf, puuuuff… dumandan anlamış ormandakiler trenin geçtiğini hemen koşmuşlar ama yetişememişler. Tren o kadar yavaş gitmiş ki kente geç gelmiş. Makinistler merak etmişler. Acaba bir arıza mı var diye. Oysa tren yavaş gittiği için gecikmiş.Ertesi gün tren ormanın kenarına gelince düdüğünü hiç çalmamış. Sonra da “düdük çalmadan, ormandakileri görmeden ne diye gideyim, hiç gitmem” demiş. Orada durmuş kalmış. Kentte beklemişler. Tren gelmemiş. Makinistler “Dünden belli oluyordu, arıza yaptı herhalde” demişler. Yeni bir lokomotif çıkarmışlar ve treni kasabaya geri çekmişler. Ertesi gün trene bakmaya karar vermişler.Bu sırada ormandakiler toplanıp aralarında konuşmuşlar. Treni özledik ne yapsak, diye düşünmüşler. Kuşlar ağlamışlar. Bize darıldı diye üzülüyorlarmış. Kara karga olanları görünce yaptığı yanlışı anlamış. “Sanırım siz seviyordunuz. Oysa ben ötmemesini söyledim. Ama üzülmeyin gider kendim anlatırım.” demiş ve ormanda herkes seni çok seviyor ve sen geçmediğin için üzülüyorlar.Kara tren bunu duyunca çok sevinmiş. “Yarın geleceğim git söyle” demiş.Ertesi gün makinistler gelmişler. Trende hiçbir arıza bulamamışlar. Çok şaşırmışlar. Yağlanması gerektiğini düşünmüşler. Treni bir güzel yağlamışlar. Sonra da yola çıkarmışlar. Tren koşa koşa ormana gelmiş. Gelince de uzun bir düdük çalmış. Düüüüüüüüüü…üüüüüü…..üüüüüüüt. Sincaplar, tavşanlar, kuşlar koşmuşlar trene, trende gene çuf çuf çuf, diye keyifle giderken puf puf puf, diye dumanını taa göklere salmış. O gün kente tam vaktinde varmış ve bir daha hiç bozulmamış.

Aptal bir sivri sinek, boğanın başı üzerinde vızıltıyla uçup duruyordu. Sonunda hayvanın boynuzuna kondu.

- Affedersiniz boğa kardeş, dedi. Sizi rahatsız etmiyorum ya. Şayet size yük oluyorsam, söyleyin, hemen gideyim.

Boğa şu cevabı verdi:

- Rica ederim, hiç rahatınızı bozmayın. Çünkü sizin gitmenizle boynuzuma konmanızın bence hiçbir farkı yok.

- Aslında, siz söylemeseydiniz boynuzuma konduğunuzun farkında bile değildim.

Küçük ve cahil bazı insanlar ne kadar aptal olduklarının farkına varamadıkları gibi, üstelik kibirli de olurlar.

Birgün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar. Ve yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesleri duyulabiliyormuş:
 
"Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!" Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.
 
 
Seyirciler bağırıyorlarmış: "Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!" Sonunda, bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış.
 
 
Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş bu işi nasıl basardın diye. O anda farkına varmışlar ki ... Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ. 3 HAYVAN ARKADAŞ AYNI EVDE YAŞARLARMIŞ.BUNLAR,3 KÖPEKMİŞ.ADLARI İSE;FINDIK,FİNO VE ZEYTİN İMİŞ.BUNLAR HİÇ KAVGA ETMEZLERMİŞ BİR GÜN EVE AYNA GELİNCE BUNLAR ÇOK KAVGA ETMEYE BAŞLAMIŞLAR.AYNADA ZEYTİN KENDİNİŞ GÖRÜNCE;
-HEY NE YAPIYORSUN ORDA SEN NİYE BENİM HAREKETLERİMİ YAPIYORSUN DİYE SORMUŞ.CVP GELMEMEİŞ ÇÜNKÜ KENDİ KENDİNE KONUŞUYORMUŞ.FİNO,
-ZEYTİN BEN BURDA ÇOOK GÜZEL BİR KÖPEK GÖRÜYORUM SEN NİYE BAĞIRIP ÇAĞIRIYORSUN?FINDIK İSE
-SİZ NELERDEN BASSEDİYORSUNUZ ONLAR KENDİLERİMİZİZ NE SAÇMALIYORSUNUZ?HAYATINIZDA Hİ AYNA GÖRMEDİNİZMİ DİYE SÖYLEMİŞ.VE AYNA YÜZÜNDEN BUNLAR KAVGAYA TUTUŞMUŞLAR.VE SAHİPLERİ GELMİŞDEMİŞKİ
-NE OLUYOR BURDA NEDEN KAVGA EDİYORSUNUZ DİYE SORMUŞ.HAYVANLAR KONUŞAMADIĞI İÇİN HAW HAWW DEMİŞLER SAHİP AYNAYI ALIP GERİ YERİNE İADE ETMİŞ.VE HAYVANLAR BİR DAHA HİÇÇÇÇÇ KAVGA ETMEMEMİŞLER...

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık