Kefirin Yararları Nelerdir Kefir - Kefirin Faydaları

Kefirin Yararları Nelerdir Kefir - Kefirin Faydaları

 KEFİR
Kefir Kafkasya’ da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Son yıllarda Avrupa ve Amerika’da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de Ziraat Fakültelerinin Teknolojisi bölümlerinde üretilmekte olup, sınırlı miktarda satışı yapılmaktadır.

KEFİR NEDİR ?
Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir. Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.

KEFİR NERDEN GELMİŞTİR ?
Kefirin anavatanı Kafkaslardır. İlk kez Batı Asya’ da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür. Kafkasyalılar kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadırlar. Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır. Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kuruluşlar kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta ve önemli sonuçlara ulaşmaktadırlar.

KEFİR NELERE İYİ GELİR ?
Kullanımı ( içimi ) ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır. Kafkasyalıların kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına ile su gibi içirirler. Kafkasya’ da yüzyıldan fazla yaşamak çok sıra dışı bir durum değildir. Protein , yağ , laktoz ve mineraller bakımından hayli zengin ilaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kollestrolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır, vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırıyor, bağırsak hareketlerini hızlandırıyor, bulaşıcı, sarılık , eklem hastalıkları, ishal , kabız , kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşürüyor ve en önemlisi KANSERİ GECİKTİRİYOR... Hazmının kolay , proteince zengin oluşu NEDENİ İLE Kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besindir.Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde bir iki kaşık içirilmesi önerilmektedir. Doktorlar, hastalarına ilaçların yanında birde kefir içmelerini tembihliyor.
Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir. Hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel SEZGİN, Japonya’ da fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kefirin içinde yer alan maddelerin kanseri %53,6 oranında azalttığını ve ayrıca kefirin kanseri önleyici ilaçlarla kullanılması halinde kanserin tekrarlanma riskinin %67 oranında azalttığını da ortaya çıkarttığını belirtmiştir.( 22.02.2002 Star Gazetesi )
Ayrıca kefir sinirsel rahatsızlıklara, iştahsızlık ve uykusuzluk içinde yararlı olmaktadır.Ülser yüksek tansiyon , bronşit, astım hastalarının tedavisinde de kullanılmaktadır.

KEFİRİ KİMLER KULLANIR ?
Kefiri yaşı ne olursa olsun her yaştaki insan kullanabilir. Yan etkisi yoktur. Çocuklara bile rahatlıkla verilebilir.

KANSER HASTALARI TERCİH EDİYOR ?
Kefir, vücut direncini arttırıyor, sindirim sistemine yararlı oluyor. Bağırsakta kanser oluşturan etkenleri engelliyor. İlaç değil ama, kanser hastası olanlar, bu özellikleri nedeniyle kefiri tercih ediyor... Yapılan çalışmalar, kefirin, iştahsızlık ve uykusuzluğa da iyi geldiğini göstermiştir.

KEFİR TANESİ
Kefir Tanesi; fındık yada buğday büyüklüğünde, renkleri beyaz, beyaz-sarı arasında küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir. Boyutları 0,5-3 cm arasında değişir. Taneler sütü fermente edici rol oynar, en önemli özelliği fermantasyon sonunda süzülerek tekrar kullanılabilmesidir.Kefir taneleri kazein ve birbirleri ile ortak yaşayan mikroorganizmaların meydana getirdiği jelatinimsi koloniler oluştururlar. Çok karışık bir mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Değişik araştırmacılar, değişik bölgelerden aldıkları kefir tanelerinde farklı sayıda, oranda ve cinste mikroorganizma tespit etmiştir.Tanede genel olarak laktik asit bakterileri, laktozu fermente eden ve edemeyen mayalar mevcuttur. Bazı tanelerde enterokok ve koliform grubu bakterilere de rastlanmıştır. Kefir tanesinde saf toz halde liyofilize kültürler üretilmiştir. Avrupa ülkelerinde ve A.B.D. de genellikle saf kültürlerden kefir üretilirken , Rusya , Asya , Doğu Avrupa ve Ortadoğu bugüne kadar laboratuvar koşullarında kefir tanesi üretmek mümkün olmamıştır.

BESİN DEĞERLERİ

Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel aminoasitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın , mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir.Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların , yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12 , B1 ve K vitamini bakımından da zengindir. B u vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.

Kefir Nedir?
Kefir kültüre edilmiş, birçok sağlık unsuru içeren ayran benzeri bir içecektir. Kefir ekşi ve ferahlatıcı tadı ile ayrana, yoğurtta bulunan maya ve bakterilerin bağırsak siteminde tutunma özelliği olan ‘probiyotik’ yapıları ile de yoğurda benzemektedir. Kefirde doğal olarak yer alan bakteriler ve mayaların simbiyotik etkileşimi sonucu oluşan yapılar bu içeceğin düzenli tüketilmesi durumunda sağlık açısından faydalar içermektedir. Değerli vitamin ve mineraller ile yüklenmiştir, kolay sindirilebilir proteinler ve doğal antibiyotik özellikler içermektedir.
Kefirde yer alan çok miktardaki yararlı maya ve bakteriler, kültüre edilme işleminden sonra ortamda bulunan laktozun tamamına yakınını yapılarında bulunan laktaz enzimi ile tüketirler. Böylece laktozu tolere edemeyen kişiler bu şekilde kefiri rahatça tüketirler.
Kefir çok farklı sütler ile örneğin inek, keçi, koyun, hindistancevizi, pirinç ya da soya sütleri ile yapılabilir. Yapısal olan mukoz benzeri özelliği, sindirim sisteminde yararlı bakterilerin kolonizasyonunu kolaylaştırır.
Kefir, tanecik (grain) adı verilen jelatinimsi beyaz ya da sarı partiküllerden oluşmaktadır. Bu tanecikli yapı kefiri diğer süt ürünlerinden ayırmaktadır. Bu tanecikler bakteri/maya karışımı kazein (süt proteini) ve kompleks şekerler ile küme halini almaktadır. Bazı taneciklerin fermentasyon işlemleri sonucunda el avucuna sığabilecek büyüklüklere ulaştığı bilinmektedir. Tanecikler yapısında bulunan yararlı organizmalar ile sütü fermente ederek kültüre edilmiş ürüne dönüştürmektedir.

Yoğurt ve Kefir arasındaki farklar nelerdir?
Her iki üründe kültüre edilmiş süt ürünleridir ama farklı türde faydalı bakteri içermektedirler. Yoğurdun içermiş olduğu bakteriler sindirim sistemini temiz tutarak burada konakçı olan diğer faydalı organizmalar için besin sağlamaktadır. Kefir bu özelliklere artı olarak yoğurdun sahip olmadığı sindirim sistemini kolonize etme özelliğine de sahiptir.

Meraklısına
Kefir yoğurtta bulunmayan birkaç faydalı bakteriyi de içermektedir, Lactobacillus caucasus, Leuconostoc, Acetobacter türleri ve Streptococcus türleri. Aynı zamanda vücut için yıkıcı patojen özellikte olan mayaların gelişimini kontrol altına alan ve elimine eden Saccharomyces kefir ve Torula kefir gibi mayaları da içermektedir. Sindirim siteminde zararlı bakteri ve mayaların bulunduğu ortamda mukoz asta yapı oluşturarak ortamı temizler ve bağırsakların direncini artırır. Bu nedenle vücut gerek Escherichia coli gibi patojenlere gerek bağırsak parazitlerine karşı daha dirençli hale gelir.
Kefirde bulunan bakteri ve mayalar tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine yardımcı olarak besin kaybını önlemekte, bu sayede kolonu temiz ve sağlıklı tutmaktadır. Kefirin yoğurda kıyasla daha ince tanecikli yapıda olması sindiriminin kolay olmasını sağlamakta bu sayede de gerek bebekler gerek rahatsız yaşlılar ve sindirim bozukluklarına sahip olanlar için kullanımını kolaylaştırmaktadır.

Besin Değeri
Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel amino asitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın, mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sitemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır.
Kefir, B12, B1 ve K vitamini bakımdan da zengindir. Bu vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.

Sağlık açısından Kefir
Kefirin diyetimizde düzenli olarak tüketiminin sayısız faydaları bulunmaktadır. Kolay sindirilebilir olması, bağırsakları temizlemesi, faydalı bakteriler ve mayalar, vitaminler ve mineraller, ve proteinleri içermesi. Kefir dengeleyici bir gıdadır. İçerdiği yapılar ile bağışıklık sisteme yardımcı olduğu, AIDS gibi rahatsızlıkların kötüye gitmesini yavaşlatmak, aşırı yorgunluk sendromuna, herpes ve kansere karşı olumlu etkilerinin olduğu belirtilmektedir. Sinir sistemi üzerine olan sakinleştirici etkisi nedeni ile uyku bozuklukları, depresyon ve hiperaktivite rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.

Neden Kefir tüketmeliyim?
Kendi kültürümüzün bir öğesidir.
Pahalı olmayan ve evde kolayca yapılabilen bir gıdadır.
Dünyanın farklı yerlerinde Kronik Yorgunluk Sendromu, Astım, Deri Rahatsızlıkları ve antibiyotik tedavisinden sonra iç eko-sistemin temizlenmesinde kullanılmaktadır.
Çok şeker ve şekerli gıda tüketen çocuklar için faydalıdır.
Doğal sakinleştirici ve antibiyotiktir.Hamile kadınlar, hemşireler, yaşlılar için kompleks bir gıdadır.
Kefiri evde nasıl yaparım?
Bir kavanoza veya ağzı geniş bir şişeye yaklaşık 2 bardak taze süt konur.
Öncelikle kefir taneleri bulunduğu kaptan demir olmayan bir süzgeç vasıtası ile süzülür.
Süzgeçte kalan kefir taneleri sütün konduğu kaba aktarılır.
Ağzı bir kapı ile sıkı olmayan bir şekilde örtülür.
24 saat oda sıcaklığında bekletilir.
Kefir taneleri gene demir olmayan bir süzgeç aracılığı ile süzülür.
Elde olunan içecek kefirdir.
Kefir taneleri eğer tekrar kefir yapılacak ise sütün içerisine yapılmayacak ise kendi kabı içerisine konulur.
Kefirin saklanması
Kefirin çok ekşi olmayan tatlıya yakın bir tatta içilmesi isteniyor ise taze olarak bir iki gün içerisinde tüketilmesi önerilir. Kefir ağzı bir kapalı bir kapta hafta hatta aylarca buzdolabında saklanabilir. Özellikle laktozu tolere edemeyen kişilere önerilebilecek olan, buzdolabında saklanan kefir tüketildikçe üzerine taze olanlardan eklenmesi ve bu şekilde tüketilmesidir.

Meraklısına
Dolapta bekleyen kefir sağlık açısından bir olumsuzluk etmeni oluşturmaz. Düşük sıcaklıklarda bile, içerisinde bulunan Acetobakterler tarafından üretilen asetik asit nedeni ile ekşiliğin artmasına neden olur. Hatta bir araştırmada bir yıl boyunca bekletilen kefirin tadının biraz ekşi olduğu ve içerisinde yer alan mayalar nedeni ile alkol miktarını % 4 civarına çıktığı belirtilmiştir.

Kefir yapmaya bir süre ara vereceğim, nasıl saklarım?
Kefir tanelerini bir kaç ay kullanmayacaksanız,
Kefir tanelerini temin ettiğinizde saf su içerisinde küçük bir kapta ya da kurutulmuş halde olacaklardır. Kefiri kullanmayacağınız zaman bir kabın içerisine saf suyu koyarak ve taneleri de içerisine ilave ederek buzdolabında (+4 C) saklayabilirsiniz.
Kefir tanelerini donduracak iseniz,
Kefir tanelerini soğuk saf su ile yıkayın (suyun klorsuz olmasına dikkat edin), temiz ve beyaz bir havlu ile düzgünce üzerindeki nemi bastırmadan uzaklaştırın. Taneleri bir poşet ya da kutu içerisine koyun ve taneleri tamamen kapatacak kadar süt tozu ilave edin ve buzluğa kaldırın. Bu şekilde bir yıla yakın bir süre saklayabilirsiniz.
Kefir tanelerini Kafkasya’da yapıldığı gibi kurutacak iseniz,
Kefir tanelerini soğuk saf su ile yıkayın, temiz ve beyaz bir havlu ile düzgünce üzerindeki nemi bastırmadan uzaklaştırın. Tanecikleri beyaz kağıttan kese içerisine koyup yoğun güneş altına bırakın. Tanecikleri burada sıcaklık, nem ve tanecik boyutuna bağlı olarak bir iki gün içerisinde kuruyacaklardır. Kuruyunca renkleri sarıya dönebilir bu gayet normaldir. Kuruyan taneleri ağzı sıkıca kapatılabilen bir kaba koyup soğuk bir ortam ya da buzdolabında 1- 1.5 yıl civarında saklanabilir.

Saklanan kefir tanelerinin aktivitesini geri kazandırmak için ne yapmalı?
Farklı nedenler ile kefir taneleri aktivitelerini kaybetmiş olabilirler. Onları tekrar aktive edebilmek için,
Kefir tanelerini dondurmuş iseniz;
Dondurulmuş olan taneleri soğuk su içerisine koyun. Bu şekilde süt tozundan ayrılabilsin. Sonrasında bir kap içerisine tanelerin üzerine 1:3 oranda olacak şekilde süt ilave edin ve 24 saat beklemeye bırakın. Eğer pıhtılaşma istenen düzeyde olmaz ise bu işleme her 24 saatte sütün miktarını her seferde artırarak devam edin. Bu işlem üç-dört gün sürebilir. İstenen aromaya ve yapıya ulaşıldığında kefir taneleri sütü işlemek için hazır demektir.
Kurutmuş iseniz;
Tanecikleri bir kaba alıp üzerine 1:3 olacak şekilde süt ilave edin. 24 saat sonra eski aromaya ulaşmış ise taneler hazırdır. Eğer değil ise, yukarıdaki gibi artan miktarlarda süt ilave ederek bu işleme devam edin. 2-7 arası tazelemeden sonra taneler hazır hale gelecektir.
Önemli not: Kefiri aktive etme aşamasında elde olunan kefiri tüketmeyiniz.

Kefiri nasıl temin edebilirim?
Kefir, Türkiye’de ticari olarak market ve benzeri yerlerde satılmamaktadır (bazı Üniversiteler küçük çapta üretim yapmaktadırlar). Lakin kefir tanelerini kimi Üniversitelerin Ziraat Fakültelerine bağlı olan Süt Ürünleri bölümlerinden temin edebilirsiniz.


EVDE KEFİR YAPIMI

Biliyorsunuz kefirin en önemli özelliği bağışıklık sistemini kuvvetlendirip hastalıklara karşı direnç sağlaması ve mide, bağırsak sistemini düzenlemesi.
Kefir yapımında dikkat edilmesi gereken en önemli özellik kesinlikle metalle temas etmemesi. Cam veye plastik kaplar kullanmak gerekiyor, plastik kaşık, plastik süzgeç gibi.

Gelelim nasıl yapıldığına:
Buzdolabında suyun içinde beklemekte olan kefir mayası süzgeçe dökülür ve yıkanır.
Cam veya plastik kavanozun içerisine kefir mayası konur ve üzerine oda ısısında beklemiş olan süt dökülür.
Kavanozun ağzı çok sıkı olmayacak şekilde kapatılır ve güneş almayan serin bir yerde örneğin mutfak dolabının içinde yazın 8-10 saat arası kışın ise 12 saat kadar bekletilir.
Bekleme süresi dolunca başka bir kavanozun ağzına süzgeç konarak kefir süzülür.
Süzülen kefir buzdolabına konur. Süzgeçte kalan kefir mayaları ise bir kaseye konarak üzerine su doldurulur ve buzdolabında saklanır.
3-4 gün kadar buzdolabında kefir mayası bekletilebilir. Daha uzun süre saklanacaksa derin dondurucuya konulması tavsiye ediliyor.

 

 



 

Neden kefir tüketmeliyiz?
Kullanımı ve hazmı çok kolay olan kefir;
Bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önler.
Beyine enerji verir ve zihinsel gelişimi sağlar.
Kansere karşı koruyucu ve kanseri geciktirici etkisi vardır.
Yüksek tansiyonu giderir.
Kolesterolü düşürür.
Damar sertliğini giderir.
Kemik erimesini önler.
Bronşit ve astım nöbetlerini azaltır.
Kansızlığı ve kan bozukluğunu giderir.
Mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır.
Egzama ve alerjilerde faydalıdır.
İdrar yolu iltihaplarını tedavi eder.
İdrarı sulandırır.
Karaciğer bozukluğunu tedavi eder.
Mide ve bağırsak salgılarını arttırıp hazmı kolaylaştırır.
Bağırsak hareketlerini hızlandırır.
Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir.
Kefir mayası aktarlardan temin edilebilir.

Kefirin yararları

Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan ve yapılan araştırma ve deneyler sonucu adeta sağlık deposu olduğu ortaya çıkan kefirin yararları saymakla bitmiyor. İşte mucize bitki kefirin yararları…
Kefir, çok eski yıllardan beri özellikle Kafkasya bölgesinde yapılan, bugün ise Avrupa ve Amerika ülkelerinde ticari amaçla üretilen süt asidi ve alkol fermantasyonu yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi bir Türk içeceğidir.
Kefir, son yıllarda Avrupa ve Amerika’da da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de Ziraat Fakültelerinin Teknolojisi bölümlerinde üretilmekte olup, sınırlı miktarda satışı yapılmaktadır.


Kefir nedir?

Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir.


Kefir aslında sıvı değildir

Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.

Kefir nereden gelmiştir?

Kefirin anavatanı Kafkaslardır. İlk kez Batı Asya’ da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür.

Kafkas Türklerinin gençlik iksiri


Kafkas Türkleri kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadırlar. Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır.

Kefir üzerinde ciddi araştırmalar yapılıyor


Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kuruluşlar kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta ve önemli sonuçlara ulaşmaktadırlar.

Kefir nelere iyi gelir?


Kullanımı ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır.

Kafkaslarda çocuklar su yerine kefir içiyor


Kafkasyalıların kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına su gibi içirdikleri bilinmektedir. Bu sebeple Kafkasya’ da yüzyıldan fazla yaşamak çok sıra dışı bir durum değildir.

Kefir tansiyonu düşürür


Kefir protein, yağ, laktoz ve mineraller bakımından hayli zengindir. İlaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kolesterolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır.

Kefir her derde deva


Vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırır, bağırsak hareketlerini hızlandırır, bulaşıcı, sarılık, eklem hastalıkları, ishal, kabız, kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşmesini ve önemlisi kanseri geciktirir.
Kefir bebeklere bile içirilmeli
Hazmının kolay, proteince zengin oluşu nedeni ile kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besindir. Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde bir iki kaşık içirilmesi önerilmektedir.

Kefir mükemmel bir enerji içeceğidir


Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir.

Kefir bir cilt maskesidir


Hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.

KEFİR
Kefir fermente bir süt içeceğidir. Koyu ayrana veya sulu yoğurda benzeyen hafif ekşimsi aroması, ferahlatıcı tadıyla nefis bir süt ürünü. Mucizevi sırları ise içerdiği maya ve bakterilerde gizli. Bunlarda fermantasyon sırasında oluşuyor.

Dost bakteriler olarak adlandırılan, bağırsak sisteminde tutunma özelliği olan probiotik bakteriler içeriyor. Bir kaşık kefirde

70-100 milyon arası probiotik bakteri bulunmaktadır.

Kefirde doğal olarak bulunan işbirlikçi bakteriler bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu özelliği ile simbiotik bir etkileşim alanı oluşturuyor.

Düzenli kullanım halinde simbiotik güç evrimsel çevrime yol açıyor.

İçerdiği diğer vitamin, mineral ve proteinler kolay ve tamamen sindirildiği için enfeksiyonlara karşı koruyucu, doğal antibiyotik görevini yerine getiriyor.

Kefir; doğal sağlık iksiridir.

Kefirin yoğurttan artı olarak özelliği; sindirim sistemini temiz tutarak konakçı olan diğer faydalı organizmalar için besin sağlamasının yanı sıra sindirim sistemini kolonize etmesidir.

Kefirde, yoğurtta bulunmayan faydalı bakterilerden Lactobacillus cancasus,Leuconostoc Acetobacter türleri ve Streptococcus türleri bulunmaktadır.

Kefirin yapısı ; vücut için yıkıcı patojen özellikte olan mayaların gelişimini kontrol altına alan ve emiline eden Saccharomyces kefir ile Torula kefir gibi mayalarıda içermektedir. Kefir; sindirim sisteminde zararlı bakteri ve mayaların bulunduğu ortamda mukoz asta yapı oluşturarak ortamı temizler ve bağırsakların direncini arttırır. Bu nedenle Escherichia coli gibi patojenlere ve diğer bağırsak parazitlerine karşı daha dirençli bir yapı oluşturur.

Kefir; sindirim sisteminde tam beslenme sağlamaktadır.

Kefirde bulunan bakteri ve mayalar, tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine etkin bir şekilde yardımcı olarak besin kaybını önlemektedir. Kefirin ; yoğurda nazaran daha ince tanecikli yapıda olması nedeniyle gerek bebekler gerek yaşlılar gerekse sindirim bozuklukları olanlar için kullanımı kolaylaşmaktadır. Mide ve bağırsaklarda şişkinlik yapmamaktadır.

Kefirdeki laktoz oranı fermente işleminden sonra süte nazaran çok azalmaktadır. Laktoza duyarlı kişiler rahatlıkla içebilirler.

Ayrıca kefirde bulunan CO2 ‘de sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır.

Başta B12 olmak üzere B grubu vitaminleri sentezlemiş olarak barındıran kefirdeki L(+) süt asidi kolayca sindirilmektedir.

Bileşiminde Eksogen yağ asitleri ve aminoasitleri ‘de bulunmaktadır.

Kefir; her derde deva şifa kaynağıdır.

Kefirde bol miktarda bulunan ve Esansiyel aminoasitlerden birisi olan Triptofan , mineral maddelerden Kalsiyum ve Magnezyum sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yapmaktadır.Mineraller ayrıca kemik ve kas yapısını güçlendirmektedir. Kefirdeki vitaminler kan dolaşımını düzenleyip, kan bozukluklarını giderir. Kandaki antikorları kuvvetlendirip attırırlar.

Kefir; Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır.

Kefir; doğal enerji kaynağıdır.

Diğer ikinci önemli mineral madde olan Fosfor; hücre gelişimi ve enerji ihtiyacı için karbon hidratların ,yağların ve proteinlerin vücuda yararlı olması için büyük kolaylıklar sağlamaktadır.

Tansiyon üzerine renin-anjiotensin etkisi yaparak düzenleme görevi görür. Kefirdeki fosfor hücrelerin büyüme,bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır.

Kefir ; doğal antibiyotiktir.

Kefirde oluşan Asetik asit , H2O2 gibi antibakteriyel maddeler ve doğal antibiotikler ; E.coli ( Tüberküloz – Verem ), Salmonella

( Malta Humması ) gibi patojen bakterilere karşı koruyucu kalkan etkisi yapmaktadır.

Bileşimindeki bulunan mucize mineral; Selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum etkisi, kalp hastalıklarını önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmakta, cinsel gücün devamlılığında popüler bir antioksidan olarak günümüzde öne çıkmıştır.

Kefir; doğal gençlik iksiridir.

Yaşamımız boyunca mükemmel olarak işleyen vücudumuz, yaşımız ilerledikçe dışarıdan gelen saldırılara karşı koruyucu kalkanlarını yitirmektedir. Toksik maddeler, cildi tahrip eden serbest radikaller, ağır metaller, hava kirliliğinden oluşan karbon monoksit gibi zararlı gazlar vücudumuzu bir nevi paslandırmaktadır. Kanser tümörü oluşumu aşamasında oksidasyon sonucu oluşan hücre dışı yapılar hücre bozulmalarına yol açmaktadır.

Doğru beslenme ile alacağımız vitamin ve mineraller paslanmayı giderir ve güçlü bir temizlik işlemi yapar. Dolayısıyla yaşlanmayı yavaşlatır ve birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Anti oksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar.

Kefir; biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar.

Kefir sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere kortizol, ensülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar.

Kefir mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını arttırarak başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar.

Kefir, (Çerkesçe Kundeps) çok eski yıllardan beri Kafkasya’da bugün ise tüm dünyada ticari maksatla imal edilen Kefir mayası yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi bir içecektir.

 
 

Kefir, beyazımtrak renkte, karnıbaharı andırır şekilde ve genellikle bezelye veya fındık büyüklüğünde tanelerden meydana gelmiştir. Kefir tanesinde; Torula mayaları, Sacharamyces sp., Streptococcus cremoris, Betabacterium sp. gibi mikroorganizmalar bulunur. Bunların faaliyeti sonucu süt asidi, etil alkol ve karbondioksit meydana gelir. Kefir tanesi içerisinde bulunan mikroorganizmalardan bazıları süt şekerini parçalayarak süt asidi oluştururlar ve süt pıhtılaşır.
Çeşitli yayınlarda kefirin alerjik rahatsızlık,iştahsızlık, uykusuzluk, verem ve böbrek hastalıklarında, bronşit ve astımda, ekzema tedavisinde, bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesinde kullanıldığı belirtilmektedir.

Kefir Nedir?
Kefir sütten yapıldığı için protein, yağ, laktoz, mineral maddeler ve vitaminler gibi besin maddelerini yapısında bulundurmaktadır. Kefir fermentasyonu sırasında bazı vitaminlerin sentezlenmesi, proteinlerin ve laktozun parçalanması kefirin besin değerini artırmaktadır (Libudzisz ve Piatkiewicz, 1990).
Kefir mikroorganizmaları, sütte meydana getirdikleri değişikliklerle daha kolay sindirilebilir hale getirirler. Böylece, kefirdeki besin elementlerinin vücut tarafından kolayca emilmesi sağlanır. Özellikle sütteki laktozun laktik aside dönüşmesiyle, laktoz intolerans kişilerce rahatca tüketilmektedir. (Anonymous, 1998).

Probiyotik - Prebiyotik (WHO - TC SB - GATA - FDA - CE - US DOD - NATO)
İnsan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara probiyotik denir. Bağırsaktaki mikroorganizmaların çoğalmasını artıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere prebiyotik olarak tanımlanır. Kefir içerik olarak hem prebiyotik hem de doğadaki en zengin probiyotiktir. Probiyotik destek olmazsa bağırsaktaki denge zararlı mikroplar lehine değişir ve çok sayıda kronik hastalıklar ortaya çıkar. (WHO) Örneğin Amerika Savunma Bakanlığı 1 yıl içerisinde askerlerin kefir tüketimiyle sağlık giderlerinden 113 milyon dolar tasarruf etmiştir. (US DOD)
İnsan bağırsak sisteminde 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri, mantar ve maya mutual yaşam biçimi olarak bağırsak faunasını oluşturur. Bu faunada 400’ün üzerinde mikroorganizma çeşitliği vardır. Organizmalar 300 m2 büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsak sümüksü zarını koruyucu bir tabaka şeklinde kaplar. Bu şekilde dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesi engellenir.

Kefirin Besin Değerleri
Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli metabolik işlemlerde kullanılan mineraller, vitaminler ve önemli aminoasitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın, mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12 , B1, B kompleksi ve K vitamini bakımından da zengindir. Bu vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir. (Koroleva, 1988)

Sağlığa Faydaları
Uzun süreli kefir kullanımında tespit edilen çarpıcı bilimsel gerçeklerin bazıları:

1. Kefir ile Kilo Vermek
Yüksek miktarda içilen Kefirle birlikte izlenilen diyetle elde edilen sonuçlara göre sadece diyet yapıp spor yapanlarla karşılaştırıldığında çarpıcı bir gerçekle karşılaşılmıştır: Kefir içenlerin vücut yağları, iç organlardan başlayarak hızlı bir şekilde yağları yanmaktadır. Kefir içinde bulunan mikroorganizmaların dönüştürdükleri sütün içeriğindeki kalsiyum ve protein düzeyinin yüksek olması daha hızlı BMI endeksini, sıvı dengesini bozmadan ve kas yoğunluğunu artırarak yağ yaktığı tespit edilmiştir.
Bodybuilding spor branşıyla ilgilenen sporcuların temel protein desteği olan whey proteini, kimyasal işlemlerden geçirilmiş ve stoklanma sırasında koruyucu maddelerle desteklenmiş peynir altı suyundan imal edilir. Ancak kefir tüketiminde protein yapısı peynir altı suyundan daha zengin bir gıda desteği alınır. Kefir aynı zamanda serotonin, triptophan, asetilkolin ve lisitin içerdiği için uyku düzenini de sağlar. Uyurken metabolizma yağ yakmaya devam eder.
Kısaca, ne kadar çok kefir içerseniz yaptığız diyet ve spor o kadar daha fazla yağ yakmanızı sağlar. (Andrea, 2011; Megan, 2011; Ayala Canfi, 2011;David T, 2010)

2. Kanser
1. Karsinoma tümör gelişimini %40-90 oranında engeller (Shiomi, 1982)
2. Kanser hücre gelişimini önleyicidir (Chen, 2007; Maeda, 2004)
3. Kolon kanseri hücre gelişimini önleyicidir (Brady, 2000; Wollowski, 2001)
4. Meme kanser hücre gelişimini ve metastazı önleyicidir (Chen, 2007)
5. Radyasyon etkilerini minimize eder ve vücudu korur (Nagira, 1999; Matsuu, 2003;Heriksson,1995)
6. İmmün sistemi güçlendirerek kanser hücrelerinin ve tümörlerin çoğalmasını engeller (Schiffarin, 1995; Furukawa, 1990;Zubillaga, 2001; Heyman, 2000; Çevikbaş, 1994; Sanders, 2000)
7. Antimutajenik ve antioksidan etkisinin çok güçlü olduğu kanıtlanmıştır (Je-Ruei, 2005)

3. Sindirim Sistemi
1. Bağırsak ve sindirim sistemi fonksiyonlarını düzenler (Çevikbaş, 1994; De Vresa, 2002)
2. Sindirim sisteminde antifungal etkisi ispatlanmıştır (Çevikbaş, 1994)
3. Laktoz intolerantlar için kullanımı zorunludur (Zubillaga, 2001)
4. Antibiyotiklere dirençli mikroorganizmaları imha eder (De Vrese, 1992; Zubillaga, 2001; Nefedjeva, 1975; Karagözlü, 1990; Libudzisz, 1990)
5. Gastrit ve ülser helcobakteriyi imha eder (Zubillaga, 2001)
6. İshal ve kronik konstipasyonu engeller (Maeda, 2004)
7. Çocuk ishalleri, IBS, Kolitis, Crohn hastalığı, gastroenteritis ve seyahat ishallerini engeller (Heyman, 2000)

4. Dolaşım Sistemi
1. Kolestrol düşürücü etkisi ispatlanmıştır (Vujicic, 1992; Sena, 2008;Tamai, 1996)
2. Kan şekeri, lipid ve yüksek tansiyon seviyelerini düşürür (Farbwortz, 2005; Vaughan, 1965)
3. Kalp hastalıklarını önleyici etkisi ispatlanmıştır (Diniz, 2003; Rodrigues, 2005)
4. Anti inflamator etkisi ispatlanmıştır (Diniz, 2003; Tadahide, 2011)

5. Üst Solunum Yolları
1. Tuberküloz, bronşit, rinobronşit, alerjik astım ve sinüzit hastalıklarına yakalan- mayı minimize eder, kronik olanları ise uzun süreli kullanımda iyileştirir, sentom ­ ların etkisini azaltır (Nobel Ödüllü Mechnikoff, 1905;Guillemard , 2010;Morisset 2011; Hojsak, 2010; Dugina, 2004; Adamowicz, 1987;Guillemard, 2009;Alvarez-Lerma, 2008; Mee-Young Lee,2007)

6. Sporcular
1. Kemik dokusundaki kalsiyum ve fosfor konsantrasyonunu artırır (Lynne Brown, Michele Volansky, 2003)
2. Kas gelişimi için gerekli olan proteini sağlar (Nichols, 2007)
3. Karaciğer fonksiyonlarını düzenler ve hasarları düzeltir (Sena Cenesiz, 2008)
4. Yüksek kalsiyum emilimi sayesinde hızlı ve etkin kilo verdirir (Diane Rogers, 2009)
5. Sporcuların genel vücut yorgunluğunu ortadan kaldırır (Nichols, 2007)
6. Spor yapanların performansını artırır (Nichols, 2007)
7. Spor yapanların enduransını artırır (Kenneth, 1997)
8. Sporcuların maruz kaldıkları metabolik toksinleri yok eder (Martarelli. 2011)
9. Çok güçlü antioksidan özelliği vardır (Clarkson, 2000)

Kefirin Yararları - Kefirin Faydaları

Mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır,
Serinletici aromasıyla kronik yorgunluğu giderir,
stres azaltır, sakinleştirir ve kolesterolü düşürür,
Sinir sistemini güçlendirir,
Uykusuzluğu ve sinirsel depresyonu ortadan kaldırır,
Damar sertliğini ve kas kasılmalarını önler,
Yüksek tansiyonu düzenler ve dengeler,
Kan bozukluklarını giderir ve kanı temizler,
Karaciğer rahatsızlıklarını iyileştirir,
Cildi güzelleştirir ve parlaklık verir,
Egzema ve benzeri deri hastalıklarına iyi gelir,
Yara ve yanıkların hızla iyileşmesini sağlar,
İdrar yolu iltihaplarını tedavi eder,
Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir,
Safra kesesi ve böbrek hastalıklarına iyi gelir,
Sindirim sistemini mükemmel şekilde düzenler,
Sağlıklı diyet için önemlidir, kilo almayı önler.

Bebeklikten ergenliğe kadar; kemiklerin ve dişlerin oluşumu ile sağlıklı dokuların ve kasların gelişimini olumlu etkiler.
Vücudun gelişmesi için gerekli olan vitamin, mineral ve protein desteğini sağlar.
Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için mikrobik enfeksiyonlara karşı direnci arttırır.
Aşırı çikolata, şeker ve sakız tüketen çocukların sağlık risklerini azaltır.
Diş çürüklerini önler.
Şekerin özümlenmesini sağlar ve şekeri enerjiye dönüştürür.
İştah açar ve beslenmeye güçlü destek oluşturur.
Asabi hastalıklarda rahatlatıcı görevi görür.
İshale ve kabızlığa karşı etkindir.
Kansızlığı önler ve kan bozukluğunu giderir.Tırnakların sağlıklı kalmasını sağlar.
Görme yeteneğini güçlendirir.
Kesiklerin ve yaraların hızla iyileşmesini sağlar.
Zekâ gelişimine önemli katkı ve zihinsel aktiflik sağlar.
Astım ve Alerjiye karşı direnç oluşturur.
Çocukların büyümesinde doğal koruma ve güvenli Beslenme sağlayan nefis bir süt içeceğidir.
Büyümeye güçlü destek sağlar.
Boy uzamasına ve sağlıklı gelişime yardımcı olur.
Ergenlik dönemine Pozitif etkinlik katar.
Hormon dengesinin kuruluşuna yardımcı olur.
İhtiyaç duyulan enerji için mükemmel destek verir.
Zihinsel ve fiziksel gelişime benzersiz katkı sağlar.
Beyin hücrelerini aktifleştirir ve beyinsel dinamizmi arttırır.
Aşırı şişmanlamaya veya zayıflamaya karşı frenleyici görev üstlenir.
Sindirim sistemini inşa eder ve tam beslenme sağlar.
Sindirim esnasında protein sentezine olumlu yardım eder.
Bağırsak florasını inşa eder.
Böbrek fonksiyonlarını düzenler.
Vitamin ve mineraller arasında işbirlikçi yapısıyla simbiotik çimento görevi görür.
Cilt güzelliğine ve parlaklığına olumlu etkiler yapar.
Ciltteki yağlanmayı ve kepeklenmeyi önler. Saçları kuvvetlendirir.
İç ve dış kanamalarda kanamaları durdurmaya yardımcı olur.
Yanıkların hızlı iyileşmesini sağlar.
Dokuları tamir eder.
Vücudun Sıvı dengesini optimum seviyede tutar.
DNA sentezini ve yenilenmesini olumlu etkiler.
Hücrelerin Oksijen almasında etkili görev üstlenir.
Gençlik döneminin etkin, enerjik ve aktif bir dönem olmasında unutulmaz bir partnerdir.
Gençlik ve dinçlik duygusunun sürekliliğini sağlar.
Yorgunluk ve strese karşı koruyucu bir kalkandır.
Cinsel fonksiyonların devamlılığında aktiflik kazandırır.
Vücudun bütün organlarının uyumlu ve senkronize çalışmasını düzenler.
Kanı temizler, klosterolü dengeler ve yüksek tansiyonu düşürür.
Damar sertliğini ve kalp krizi riskini önler.
Uykusuzluğu giderir. Spor yapanlar için enerji deposudur.
Ferahlatıcı hoş kukusu ve benzersiz tadıyla rahatlık verir, dinlendirir ve gevşetir.
Yemeklerde keyfinize keyif katar.
Hazmı kolaylaştırır.
Diyet yapanlar için en ideal içecektir.
Kilo aldırmaz ve beslenme sentezi oluşturur.
Kemoterapi tedavisi sürerken vücudun güçlü kalmasını ve Beslenmenin devamlılığını sağlar.
Kas kasılmalarını ve krampları önler.
Selülitlere karşı etkindir.
Yağ dokularını çözümleyici fonksiyon içerir.
Sindirim sistemindeki trafiği düzenler.
Birçok hastalığın oluşumunu ilk başlangıçtan itibaren hemen önler.
Başta üreme hormonları östrojen, progesteron, testesteron olmak üzere kortizon, ensülin, trioid, serotonin ve adrenal hormonları üzerine olumlu etkiler yapar.
Mide asitleri ile salgıların düzenli ve verimli üretilmesine katkıda bulunur.
Alkol alanlar açısından kaybolan vitaminlerin geri alımında tam bir takviye sağlar.
Zehirlenmelere karşı kanı temizler.
Vücuda giren siyanürü etkisizleştirir.
Saç dökülmesini azaltır.
Doğum kontrol hapı ve idrar söktürücü ilaç alanlara yardımcı olur.
Antibiyotik ilaçlar vücuttaki tüm vitaminleri ve bakterileri öldürdüğünden; doğal savunma ve savaş ordularını kurarak doğal antibiyotik görevi üstlenir.
Sinir sistemini sürekli reorganize ettiğinden çelik gibi güçlü yapı oluşturarak sakinlik ve rahatlık verir.
Antioksidan özellikleri ile hücre yenilenmesine katkı sağlar.
Menopoz dönemindeki riskleri azaltır.
Aşırı yıpranmayı ve yaşlanmayı yavaşlatır.
Damar sertliğini engeller.
Uzun ve sağlıklı bir ömür trendine yönelik met@bolizmanın mimarıdır. Kemiklerin ve kasların güçlü kalmasına destek sağlar.
Osteoporoz ve Alzheimer hastalığına karşı direnç oluşturur.
prostat ve Bağırsak Kanseri başta olmak üzere birçok kanseri önleyici etkisi olduğu bilinmektedir.
Adale kasılmaları ile felce karşı etkindir.
Ellerdeki titremeler ile bellek zayıflığını ve dikkat azalmasını önler.
Kronik güçsüzlüğe karşı kuvveti arttırır.
Sinir iltihaplarına bağlı olarak el ve ayaklardaki uyuşma ile karıncalanmaları azaltır.
Görme zayıflığını ve katarakt oluşumunu engeller.
Serbest radikallerin, ağır met@llerin ve zehirli Gazların vücuttaki olumsuz etkilerini azaltır.
Kronik depresyona karşı olumlu iyileştirmeler yapar.
Genç yaşlanmayı sistemize eder.
Mutlu bir yaşlılık dönemi için vazgeçilmez doğal bir dosttur.
Ramazan Ayında en çok mide, bağırsak ve hazımsızlık sorunları gündeme gelmektedir. Özellikle sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri bulunduğu dünyanın birçok ülkesinde Üniversitelerde yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Ayrıca yine dünyanın birçok ülkesindeki üniversitelerde Kefir'in insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri sayısız klinik çalışma ile ispatlanmıştır.

Türkiye'de ise halen 19 Mayıs Üniversitesi, Hacettepe, Ankara Tıp, Ege Üniversitesi, Cerrahpaşa, Uludağ Üniversitesi, vb. birçok üniversitede kefir konusunda çalışmalar yapılmış ve halen yapılmaktadır.

Sayısız faydaları olan bu mucizevi ürünün Ramazan ayında tüketilmesinin getireceği fayda ve yararlardan bazıları şunlardır;

* Kefir vücut için önemli olan mineralleri, kalsiyumu ve magnezyumu bünyesinde yoğun olarak bulundurmaktadır.

* Kefir Biyotin, B vitamini, Folik Asit, B12 vitamini ve K vitamini açısından zengin olması nedeniyle günlük enerji ihtiyacımızı karşılar.

* Bağışıklık sistemimizi korur ve radyasyonun olumsuz etkilerinden korur.

* Erişkinlerde ve bebeklerde sindirim sistemi için hayati bir rol oynar
Besleyici, koruyucu, tedavileri destekleyici ve iyileştirici özellikleri nedeniyle her yaş grubunun istediği kadar tüketebileceği kefirin, sıcak yemeğe ilave edilerek yenmemesi gerektiği bildirildi.
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Mustafa Tayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kafkas Türkleri tarafından keşfedilen, kefirin, laktik asit bakterileri ve asetik asit bakterileri ve torula mayalarını içeren kefir tanelerinin sütü fermantasyonuyla elde edilen, içilebilir kıvamda, sağlık açısından oldukça faydalı bir süt ürünü olduğunu söyledi.
Kefirin ekşi ve ferahlatıcı tadıyla ayrana, içerdiği bakterilerin bağırsak sisteminde tutunma özelliği olan probiyotik yapılarıyla da yoğurda benzediğini anlatan Tayar, “Kaliteli ve sağlıklı yaşama katkısı, kefirin bileşiminde bulunan probiyotik bakteri ve mayalardan kaynaklanır” dedi.
Kefirin Yararları
“Toksik maddelerden vücudu temizleyen antioksidan ve antikanserojenik özellikler, kefirin tedavileri destekleyici ve koruyucu rolünü güçlendirmektedir” diyen Tayar, şu bilgileri verdi:
“Kefirin, tüketiciler tarafından bir ilaç olarak algılanmaması, sağlıklı yaşam ve tedavi sırasında bir destek gıda olarak düşünülmesi gerekir. Kefir, bağırsak florasını güçlendirerek sindirim sistemini mükemmel hale getirir. Sinir sistemine olumlu katkılar yaparak rahatlama sağlar, uykusuzluğa iyi gelir, çeşitli hormon salgılarının seviyelerini dengeler ve normalleştirir.”
Sıcak Yemekle Yememek Gerekiyor
Kefiri günlük olarak tüketmenin önemli olduğunu, böylece sindirim sistemindeki iyi mayaların dengesinin sağlanarak, sağlık açısından yarar sağlanabildiğini belirten Tayar, şöyle devam etti:
“Günün her saatinde, istenildiği kadar kefir tüketilebilir. Bir kişi günde ne kadar yoğurt yiyorsa, o kadar da kefir tüketebilir. Önce bir çay bardağı içilip, daha sonra miktarı gittikçe artırılabilir. Kefir günün herhangi bir saatinde, yemeklerle birlikte, yemek sonrasında, ya da atıştırmalık olarak tüketilebilir. Dikkat edilmesi gereken, kefirin sıcak yemeğe ilave edilerek yenmemesidir. Çünkü yüksek sıcaklık, kefirin içindeki probiyotik mayaların ölümüne, dolayısıyla bu mayaların sağlayacağı faydaların ortadan kalkmasına sebep olabilmektedir.”
İçindeki Alkol Zararsız
Son zamanlarda kefirin içinde alkol olduğu için tüketilmesinin sakıncalı olduğu yönünde açıklamalarda bulunulduğuna değinen Prof. Dr. Tayar, “Kefirde alkol vardır, ancak bu alkol sütten kefir oluşurken doğal olarak meydana gelmektedir. Fermante olarak üretilen bazı gıdalarda da alkole sıklıkla rastlanır. En ekşi, en sert kefirde alkol onbinde 5′i geçmez. Piyasalarda satılan ve evde yapılanlarda bu oran en fazla onbinde 1 veya 2′dir. Yoğurt ve ayranda da az miktarda alkole rastlanır” dedi.

Bir yorum

Cevapla

  
 
3+2 İşleminin Sonucu    
Yukarı Çık