Spor Ve Hastalıklar

Spor Ve Hastalıklar

Spor Ve Hastalıklar

Sabahın erken saatlerinde burada onlarca insan spor yapıyor. Kimileri parkı boydan boya koşarken, diğerleri parkın sonundaki koşu parkurunu tercih ediyor. Ama aletler üzerinde çalışanlar da yok değil.

Koşu parkurunun, yol kenarına yakın bir alanında ise saat sekiz sularında özellikle de orta yaşlı ve yaşlı kadınların ve erkeklerin toplu halde jimnastik yaptıklarını görebilirsiniz.

Son zamanlarda spor ve sağlık ilişkisi üzerinde gerçekleştirilen araştırmalar, antrenmanlı bir bedenin şaşırtıcı bir derecede hastalıkları önlediği, tedavi ettiği, hatta ömrü uzattığını gösterdi.

Sporun hastalıklar üzerindeki olumlu etkisi geçen haftalarda Spiegel (5/2006) dergisinin kapak konusuydu. Dergi konuyla ilgili araştırma sonuçlarını bir araya toplamış ve sporun, egzersizin, hatta bedeni çok fazla yormayan basit hareketlerin bile belli başlı hastalıkların tedavisinde iyi geldiğine dikkat çekiyor.

Mucizevi Sonuçlar

Hareketsiz tembel bedende, biyokimyasal dolaşımlar git gide yavaşlamakta, metabolizmanın iyi bir şekilde işleyebilmesi için bedenin etkinliğe ihtiyacı vardır.

Üstelik bedensel etkinlikler sadece biyokimyasal dolaşımları normale dönüştürmenin ötesinde, organlarda ve dokularda yeni hücrelerin büyümesini de sağlamakta.

Alman doktorlar, sigara içen 18 erkeği dört hafta süreyle her gün yürüyen bantta koşturduktan sonra, sporun zarar görmüş bir bedende bile mucizevi sonuçlar doğurduğunu görmüşler.

Sirkülasyon halindeki kök hücreler, üç misli çoğalarak, bozuk damarları içten dışa doğru onarmaya başlamışlar.

Illinois Üniversitesi psikoloğu Arthur Kramer, 30 ve 90 yaşından sonra beyindeki hücrelerin %15-25'inin köreldiğini ve bu süreçten özellikle de öğrenme ve bellekten sorumlu bölgelerin etkilendiğini bulmuştu.

İsveç'teki Araştırma Sonucu

İsveç'te gerçekleştirilen uzun vadeli bir araştırma bedensel hareketler sayesinde beyinde bile yeni hücrelerin geliştiğini, yaşlı beynin de öğrenmeye müsait olduğunu ve değişimlere uyum sağlayabildiğini kanıtlamakta.

Bilim insanları 20 yılı aşkın bir süre araştırmaya katılanların egzersiz yapma alışkanlıklarını izlemişler. Buna göre yaşamlarında ortalama olarak en az haftada iki kez bedensel hareketler yapanların Alzheimer hastalığına yakalanma olasılıkları %60 daha düşük. Ve Duke Üniversitesi araştırmacılarının raporlarına göre haftada üç gün yarım saat kadar yapılan beden hareketleri, depresyona karşı her gün alınan antidepresanlar kadar etkili.

Spiegel'deki yazıda örneğin Amerikalı psikiyatr Wayne Sandler'in artık depresyonlu hastalarının neredeyse yarısını egzersiz terapisiyle tedavi ettiğini ve beden hareketlerinin, bozuk beyin kimyasındaki dengeyi, ilaçlardan daha iyi düzelttiğinden emin olduğundan söz edilmekte.

Kansere Karşı Savunma

Spor, bedenin kansere karşı savunmasını bile güçlendirmekte. Tembel bedendeki biyokimyasal dolaşımlar yavaşladığı için kandaki yağlar örneğin safra taşı olarak topaklanmakta. Bu yüzden beden hareketleri yapmayan kişilerin safra kesesi daha sık alınıyor, diyor uzmanlar.

Ve sindirim daha ağır işlediğinden, besindeki kanser yapıcı maddelerle temas süresi uzamakta ve dolayısıyla da hareketsiz insanların kalınbağırsak kanserine yakalanma riski %50 fazla.

Boston'daki Dana-Faber Kanser Enstitüsü'nden Jeffrey Meyerhardt, tedavi olan kalınbağırsak kanseri hastası 816 kişinin egzersiz yapma alışkanlıklarını takip etmiş. Haftada iki ila üç saat kadar beden hareketleri yapanlarda, kanserin tekrarlanma olasılığı önemli ölçüde düşmekte diyor uzman.

Meme Kanseri Ve Spor

Benzer sonuçlara Brigham & Women's Hospital kurumunda çalışan epidemiyoloji uzmanı Michelle Holmes da ulaşmış. Meme kanseri hastası 3000 kadının spor yapma alışkanlıklarını karşılaştıran doktor, bir haftada üç ila dört saat kadar yürüyenlerde meme kanserine bağlı ölüm riski %50 oranında düşüyor diyor.

Bununla birlikte Meyerhardt ve Holmes, sonuçların kanıt olduğunu söylemek için acele etmek istemiyorlar. Sonuçta her gün spor salonlarında ter dökmelerine rağmen kanserden ölen hastalar da var.

Ama sonuçlar yine de birçok onkoloji uzmanının dikkatini çekti ve Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü'nden Julia Rowland, bilimin en heyecan verici alanlarından biri diye konuşuyor.

Kanser hastalıkları için durum böyleyken, Alman bilim adamları spor tedavisinin, kalp hastalıklarında tıpkı ilaç tedavisi gibi uygulanabileceğini söylüyorlar.

Leipzig Üniversitesi kardiyoloğu Rainer Hambrechtt'e göre, akut koroner kalp hastalıklarına sahip kişilerin yaşam beklentisi spor yaptıkları zaman yükselmekte. Mesela akut kalp yetmezliğine sahip kişiler, spor sayesinde ölüm riskini %35 oranında düşürebilirler.

Sadece Hastalar Değil

Spor veya düzenli yapılan beden hareketleri sadece hasta kişilerin değil, sağlıklı insanların yaşamını da uzamakta. İstatistiksel sonuçlar, spor yapan bir kişinin ortalama olarak yedi yıl daha uzun ömürlü olduğunu gösteriyor.

Hareket etmeyen insanların ölüm riski üçte bir daha yüksek. Örneğin her gün 1,6km'den daha az yürüyen yaşlı birinin, aynı yaştaki sportmen komşusundan yedi yıl önce ölme olasılığı daha fazla.

Sydney Üniversitesi'nde spor bilimleri profesörü olarak görev yapan Maria Fiatarone daha 1990 yılında gerçekleştirmiş olduğu bir araştırmayla kasların yaşlılıkta bile geliştirilebileceğini kanıtlamıştı.

Profesör, yaşları 86-96 arasında değişen ve bakım evleri ve hastanelerde kalan yaşlı insanları, on hafta boyu bacak kaslarını geliştiren özel bir aletle çalıştırmış.

Yaşlılar bu aletle haftanın iki günü sadece beş dakika kadar kullanmışlar. Ve iki buçuk aylık antrenmandan sonra %174 daha güçlü hisseden hastaların birçoğu merdivenleri bile bastonsuz çıkmaya başlamış.

10 Bin 65 Yaş Üstü Kadın

Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan beş yıllık bir araştırma çerçevesinde yaşları 65'in üzerinde yaklaşık 10.000 kadın incelenmiş. Düzenli beden hareketlerinin, kemikleri güçlendirdiğini gösteren araştırmaya göre haftada iki saat kadar antrenman yapan kadınlarda kalça kırıkları %36 oranında daha az meydana gelmekte.

Bel ağrıları özellikle de masa başında çalışan insanların sıkça şikayet ettikleri rahatsızlıklardan biridir. Oysa biraz egzersizle insanlar bu şikayetlerden kendi kendilerine kurtulabilirler.

İngiliz ortopedi uzmanları kısa bir süre önce bir antrenman programının, omurların vidalarla ve çubuklarla birbirine kavuşturulduğu ameliyat kadar etkili ve güvenli olduğunu saptadılar. Komplikasyonlara neden olan bu girişim doksan yılı aşkın bir süredir uygulanmasına karşın hiçbir doktor bu ameliyata karşı bir alternatif düşünmemişti.

Romatizma ve pankreas

Diz romatizması da genelde artirit ilaçlarıyla tedavi edilmekte ya da ameliyatla diz implantı aktarılmakta.

Ancak Tufts Üniversitesi'nden Miriam Nelson şimdi romatizma ağrılarından sporla kurtulmanın mümkün olduğunu ve bunun için hastaların ağrıyan bacaklarındaki kasları güçlendirmeleri gerektiğini söylüyor. Nelson meslektaşlarıyla birlikte 16 haftalık bir antrenman programı geliştirmiş.

Hastalar sandalyenin üzerinde oturarak, ayak bileklerine bağlanan ağırlıklarla çalışmışlar. Programın sonunda ağrılar azalmış, hastalar 17 farklı beden hareketini daha iyi yapmaya başlamışlar. "Romatizma yüzünden gündelik işlerini bile yapamayan birçok kişi yeniden eski gücünü kazandı" diye açıklıyor Nelson.

Bedensel hareketler öte yandan diyabet hastalarının yaşamını da kolaylaştırmakta. Çünkü yalnız etkin kaslar kandaki glikozu atabiliyorlar, ama tembel kaslar bunu başaramıyor diyor bilim adamları. Pankreasta tembel kaslar yüzünden aşırı miktarda ensülin üretildiğinde, beden hücreleri bu hormona karşı direnç kazanıyor ve şeker metabolizması çöküyor.

Kandaki Şeker Seviyesi

Ve bunun sonucunda da şeker hastalığı (diyabet) gelişmekte. Kandaki şeker seviyesinin uzun vadede yüksek seviyede kalmasına bağlı olarak damarlarda meydana gelen bozukluklar, kan dolaşımının yavaşlaması, şeker koması ve körlük gibi kötü sonuçlar doğurabilmekte.

Araştırma sonuçlarından anlaşıldığı üzere ister sağlıklı olsun ister bir hastalığı bulunsun bedensel hareketler her yaştaki insana iyi geliyor. Spor insanları sağlıklı kılarak, yaşamlarını uzatıyor. Özellikle de yaşlı insanların hareketsiz kalmamaları şart.

Mutlaka Hareket

Güçlendirilmiş kaslar, radikalleri yakalayan enzimlerin oranını arttırıyorlar. Bu enzimler, kalp kasına zarar veren ve pompalama süreci üzerinde olumsuz etkiyen oksijen radikallerini yok ediyorlar. Yani bir kalp hastası bisiklet sürerek veya yürüyüş yaparak hastalığıyla doğrudan doğruya moleküler zeminde mücadele etmiş oluyor.

O halde yaşınız ve rahatsızlığınız ne olursa olsun mutlaka hareket edin. Ve dikkat ettiyseniz spora başlamak ya da yaşınıza ve hastalığınıza uygun beden hareketleri yapmak için hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsınız.

Eviniz belki Maçka'ya yakın olmayabilir, ama oturduğunuz semtin yakınlarında yürüyüş yapabileceğiniz, bisiklet sürebileceğiniz yerler vardır mutlaka. Yoksa bile evinizde yapacağınız basit egzersizler bile işinize yarayabilir.

Yeter ki kendinize uygun hareketleri bulun (bu konuda doktorunuza başvurabilirsiniz) ve bunları düzenli olarak tekrarlayın. Hemen yarın başlamaya ne dersiniz?

Kaynak : Hürriyet Bilim Dergisi


Bir yorum

Cevapla

  
 
3+2 İşleminin Sonucu    
Yukarı Çık