Psikolojik Terapi

Psikolojik Terapi

Tarihsel açıdan bakıldığında en etkin psikolojik terapi akımlarının başında Freud'un psikoanalitik yaklaşımı gelir. Psikoanaliz bilinçaltındaki dürtüleri, özellikle saldırganlık ve cinsellik dürtülerini ortaya çıkarmayı amaçlar ve serbest çağrışım yöntemini bu amaçla kullanır. Psikoanaliz süresince hasta ilerlemeye direnç gösterir. Hastanın psikoterapiste yönelik olarak geliştirdiği duygular, onun çocukken ana-babasına geliştirdiği duygulara benzer. Bu duygulara transfer/aktarım adı verilir. Terapiden geçen kişinin bilinçaltında kümelenen ve birbirleriyle sürtüşme içinde olan duygu ve dürtüleri çözüme ulaştırdığı ve böylece daha sağlıklı bir bireysel ve toplumsal yaşama ulaştığı kabul edilir.
Varoluşçu-insancıl yaklaşım Rogers'ın danışan merkezli terapisinde kendini gösterir. Bu yaklaşım, her insanın doğuştan kendini gerçekleştirme eğilimiyle dünyaya geldiğini ve yetişme anında kendini gerçekleştirme eğiliminin engellendiğini kabul eder. Terapistin göstereceği koşulsuz olumlu kabullenme bireyin gelişmesine ve kendine güven duymasına yol açar. Bireyin olumlu bir ortamda bulunmasının ötesinde başka hiçbir şeye gereksinme yoktur. Olumlu ortam içinde birey, küçükken kendisine öğretilen olumsuz benlik-kavranımı değiştirip, onun yerine daha olumlu bir benlik-kavramı kurar. Bu olumlu benlik-kavramı bireyin kendisiyle uyum içinde olmasına ve kendini olduğu gibi kabul etmesine yol açar. Birey bu temel üzerine sağlıklı ilişkiler kurarak daha doyumlu bir bireysel ve toplumsal yaşama ulaşır.
Perls'ın Geştalt terapisi de varoluşçu-insancıl yaklaşım anlayışı üzerine kurulmuştur. Rogers gibi o da insanların kendilerini gerçekleştirme eğilimiyle doğduklarını, ama ailenin ve toplumun olumsuz etkisi sonucu bu eğilimin engellendiğini kabul eder. İnsanlar gerçek duygu ve düşüncelerinin farkında olmamayı öğrenir. Geştalt terapinin amacı bunu önlemek, başka bir deyişle bireyin gerçek duygu ve düşüncesinin farkına varmasına yol açmaktır. Farkına varan kişi seçeneklerinin bilincine ulaşır ve bu seçenekler arasından doğru seçimler yaparak daha mutlu bir yaşam oluşturur. Terapist ile danışan arasında güvenli bir ilişkinin oluşması zorunludur. Terapist, boş sandalye ve şiddetini arttırma gibi değişik egzersizler aracılığıyla danışanın kendi iç dünyasının ve davranışlarının daha çok farkına varmasını sağlar.
Davranışçı terapi yaklaşımı bireyin tüm kişilik yapısına değil, onun belirli bir davranış sorununa yöneliktir. Davranışçı terapistler yöntemlerini öğrenme kuramı içinde gelişen kavram ve süreçler üzerine kurarlar. En yaygın olarak bilinen davranışçı terapi teknikleri sistematik duyarsızlaştırma, kendine güvenli davranma eğitimi, model göstererek öğretme, kendini-denetim ve itici uyarıcılarla koşullamadır. Gittikçe yaygınlaşan bir teknik olarak kullanılan biyobildirim de davranışçı terapinin tekniklerinden biridir. Son yıllarda bazı
 
davranışçı psikologlar bireylerin düşünce tarzlarını biçimlendirmeye yönelmişler ve böylece bilişsel davranış terapisini kurmuşlardır.
Psikolojik terapinin hangisinin daha etkin ve yararlı olduğunu karşılaştırmak isteyen bir araştırma büyük zorluklarla karşılaşır. Zorlukların başında, her terapi yaklaşımının "bireye yararlı olan süreci ve terapi sonucunu" farklı farklı tanımlamaları gelir.
Eklektik yaklaşım psikoterapi uygulayan kişilerin en sık kullandıkları yaklaşımdır. Eklektik yaklaşım hastaya faydalı olabilecek her türlü psikoterapik yöntemden faydalanır.
, Grup terapisi son zamanlarda yaygın olarak kullanılan bir terapi türüdür ve her tür terapi yaklaşıma olanak verir. Etkileşim grupları varoluşçu-insancıl yaklaşımı temel kabul eder, öte yandan kendine güvenli davranış eğitimine önem veren gruplar davranışçı bir yaklaşım üzerine kurulmuşlardır.
Biyolojik yaklaşım diğer türden psikoterapi yaklaşımlarıyla birlikte sık sık kullanılır. Biyolojik yaklaşım ilaç veya şok kullanımını gerektirir. İlaçlan üç grupta toplamak mümkündür: (1) Şizofreni gibi insan düşüncesinin bozukluğunu yansıtan psikotik hastalıklar için kullanılan antipsikotik ilaçlar; (2) duygusal çöküntü ve coşkuyu önlemek için kullanılan antidepressif ilaçlar ve (3) gerginlik, kaygı ve stres giderici, rahatlatıcı ilaçlar. Üçüncü gruptaki ilaçlar alışkanlık yaparlar ve dozları arttırıldığı takdirde son derece tehlikeli sonuçlar verirler.
Elektrokonvulsif şok biyolojik yaklaşımın kullandığı diğer bir yöntemdir. Aşın depresyon hallerinin önlenmesinde sık sık kullanılır. Sürekli bir çözüme ulaştırmaz ama, aşın çöküntü gösteren hastayı psikoterapiye hazır hale getirir.
Psikolojik ameliyat, psikolojik sorunları önlemek amacıyla yapılan beyin ameliyatlarına verilen addır. Ön beyinle ilgili olarak yapılan lobotomi ameli-yatlan bir ara sık sık kullanılmış, fakat son derece ciddi yan etkileri olduğundan kullanılmasından vazgeçilmiştir.
DERLEYEN...EMRE ŞEN (KESFETKENDİNİ EDİTÖRÜ)
İletişim:[email protected]

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık