Genç Kız Psikolojisi(Dişi Cinste Heyecansal Ayrılıklar)

Genç Kız Psikolojisi(Dişi Cinste Heyecansal Ayrılıklar)


Dişi Cinste Heyecansal Ayrılıklar

Heyecanlılık, dişiye özgü genel niteliklerden biri olarak kabul edilir. Heymans gibi bazı psikologlar kadını: "Ruh halinde düzensiz, endişeli, ürkek, değişiklik gereksinimi duyan aşırıya kaçma eğilimi gösteren bir varlık olarak tanımlarlar. Oysa yine anaokulu evresinde çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda, elli gözlem dakikası içinde erkek çocuklarda kızlara oranla çok daha belirgin bir telaşlılık ve gürültücülük göze çarpar. Bu süre içinde erkek çocuklarda beş dakika, kız çocuklarda otuz saniye süren bir telaşlılık görülür, iki cinsin telaşlılık yönünden birbirine oranı 10'a karşı l dir.

Heyecanlılığın kız çocuğunun belirgin özelliği olmamasına karşın, bu etken dişi cinsin tanımsal özellikleri arasında önemli bir yer tutar. Bakınız Gilford Zimmerman, "Temel Şahsiyet Özellikleri" tablosunda "Erkeklik Dişilik" faktörlerini, bir diğeri karşısında hangi niteliklerle tanımlanıyor:

Dişi Cinse Ait Fizyolojik Niteliklerin Psikolojik Yapı Üstündeki Etkileri

Bu çizelgede de, heyecanlılığı dişiliğin en ana belirtileri arasında buluyoruz. Bu değişim nasıl oluyor? Fizyolojistler, heyecanlar ve duygusal duyarlılıktaki farkı, her şeyden Önce hormon formülüne, nörovejetatif sistemin az veya çok dengeli oluşuna bağlıyorlar. Bu görüş, dişi cinsin fizyolojisinin erkeğinkinden daha az düzenli olduğunu ileri sürer. "Kaldı ki, erkek çocuklara oranla kız çocuklarda hormonal bozukluklar on kez daha fazladır." diyerek bu düşüncelerini şöyle tamamlarlar:

"Cinsiyet farkları, çocukluk çağı sonunda daha da derinleşir. Kız çocuklar için, erkeklere oranla daha da zor olan buluğ çağı, belirli devrelerde nörovejatatif bozulmaları artırır. Bundan başka çocukluk çağı fizyolojik yönden kız çocuklarda oğlanlara göre çok daha kısadır. Kızlar cinsel olgunluklarım, erkeklerden bir veya iki yıl önce tamamlarlar. Büyümeyle ilgili gelişmeler, kızlarda on dört yaşlarında sınırlarını belirlerken, erkek çocuklar bu çağa ancak on altı yaşında ulaşırlar. Ancak kız çocukların bedensel olgunlaşma yönünden bu özellikleri, psikolojik açıdan yarardan çok zarar getirir. Erken olgunlaşma nedeniyle doyasıya yaşanamayan çocukluk çağı, bir yandan duygusal açıdan çocuksu kalışı oluştururken, toplum içinde yerleşmiş bulunan kalıplaşmış tutumlar ve sosyal koşullar, onların yaşlarından önce kadınlaşmalarına, gençliklerinin tadım çıkaramamalarına neden olur."

Bu görüşlerde kuşkusuz gerçek payı vardır. Dişi cinsin fizyolojisiyle psikolojisi arasında gözle görünen bir bağıntı bulunmaktadır. Diğer taraftan, bu fizyolojik özellikler dişi cinsin zeka türüne ve fizyonomisine de ışık tutabilir. "Erkeğe oranla düşük bir fiziksel güç, hareket etkinliğinin azalmasına karşılık, dil etkinliğim artırır." denilebilir. Bedensel oluşumlardan kurtulmadaki zorluk, soyut düşüncenin kavranmasını güçleştirip, zekayı, sezginin ve duyguların geniş yer tuttuğu farklı bir alana yöneltebilir.

Dişi cinsin bu durumunu, kadınlığın kaderi olarak değerlendiren biyolojiciler vardır. Dişinin temel görevinin çocuk doğurup onlara bakma olduğunu, bu duygunun dişi cinsin bütün üyelerinde içgüdüsel olarak bulunduğunu ve bu içgüdünün onların tüm hayatını yönlendirip biçimlendirdiğin ileri sürenlerden biri olan Maranon der ki:

"Kadın kimi kere dişiliğinin dışında ve üstünde daha erkeksi yetilere sahip olabilir. Yeryüzünde, analığın dışında kendine farklı bir yer bulabilir. Ancak bu onun doğal rolü ve görevi değildir. Biyolojik yönden tek başına savaş veren kadın, doğanın kendisini sadece o amaçla donattığı alandan dışarı çıkmış, ait bulunmadığı başka bir alana girmiştir. Girmiş olduğu yeni alanda başarı elde etmesi bu ilkeyi bozmaz. O, duygusal davranış açısından olsun, yapısal açıdan olsun, annelik mesleği için görevlendirilmiştir. Yalnız kendi için değil, çocukları için de erkeğine dayanmak üzere yaratılmıştır."

Burada, somut birer gerçek olan biyolojik ayrılıkların tek başına, kadının tümünü, psikolojik ve sosyal yönlerini de içine alacak biçimde belirlediği öne sürülüyor. Çevre etkileri hiç dikkate alınmıyor. Kaldı ki, biyolojiciler de, herhangi bir cinse ait bir niteliğin salt o cinse özgü olmadığım kabul etmektedir. İnsana ilişkin her niteliğin, her iki cinsi de içine alan geniş bir yayılıma sahip olduğu görülür.

Söz gelimi, erkek cinsin boy ortalaması dişilerden fazladır ama buna rağmen pek çok kadının boyu, erkeğin genel boy ortalamasından uzundur. Buna benzer olarak çeşitli fizyolojik ve psişik üstünlükler sıralanabilir. Matematik ve fizikte erkek arkadaşlarından daha üstün olan kızlar, kızlardan daha yüksek heyecanlılığa sahip erkekler gibi... Ancak bütün bunlar göz önüne alınmaz, var oldukları kabullenilmez. Zayıf ve çelimsiz de olsa erkek, cinsine mal edilen tüm üstünlüklere sahip çıkar. Dişi, güçlü ve üstün de olsa, cinsine etiketlenen özellikleri kabule zorlanır.

Biyolojik ayrılıklar vardır. Bunlar, reddolunamaz, karşı gelinemez gerçeklerdir. Ancak bu farklar, kesin ve değişmez biçimde belirleyici değildir.


-ALINTI-


(kız, cinsellik, psikoloji, cinsel, bayan, kızlar, aşk, ergenlik, genç, kız nasıl tavlanır)
online women who cheat on their husbands when your husband cheats
why do men cheat how to cheat on husband My husband cheated on me
why do women cheat on their husbands website open
reasons why women cheat read why most women cheat

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık