Öğrenme Nedir PPT PDF

Öğrenme Nedir PPT PDF


ÖĞRENME NEDİR?

    Bir deneyimin sonucunda davranışlarda meydana gelen sürdürülebilir ve kalıcı değişikliklerdir. Ya da bize öğretilenler unutulduktan sonra aklımızda kalan kısmına öğrenme denir.
Öğrenme insan yeteneklerinde büyüme sürecinin bir sonucu olmayan sürekli bir değişmedir. Öğrenme, bir ürün (öğrenilen şey) ortaya koyan süreçtir.
İnsanlar hayatlarının başlangıcından itibaren sürekli olarak bir şeyler öğrenir. İnsanlar hayatlarında çok fazla şeyi bilinçsizce öğrenir. Global bilgi dünyası giderek daha karmaşık hale gelir ve daha iç içe geçmeye başlayarak ve daha dinamik bir görünüm kazanmaktadır. Bu gelişim süreci, işi ve çalışmayı, başkalarının deneyimlerinden daha çok ilham alınması gereken bir öğrenim haline getirmektedir.
Öğrendiklerimizin % 80 – 85 ’ ini okuyarak elde ederiz.
Ve öğrendiklerimizin % 80 ‘ini 24 saat içerisinde unuturuz.

ÖĞRENDİKLERİMİZ;

%     1 ‘ini                 tatma yoluyla
%     1,5 ‘unu             dokunarak
%     3,5 ‘unu            koklayarak
%     11 ‘ini             işiterek
%     83 ‘ünü            görerek öğreniriz…

ÖĞRENME AŞAMALARI

1.)Bilinçsiz yetersizlik-farkında olma : Ne bilmediğimizi bilmediğimizdir. Bilgisizlikten dolayı rahatsızlık duyulmaz.

2.)Bilinçli yetersizlik -bilip yapmama : Bilmediğimizin farkına vardığımız seviyedir. Bu aşamada kişi stres ve hayal kırıklığı yaşar.

3.)Bilinçsiz yeterlilik –bilip yapma : Alışkanlıkla sürekli deneme ile öğrenen kişi bu aşamaya ulaşır. En önemli tehlikesi, alışkanlıkların etkisi ile en iyi yol benim yolum denilmesi ya da kişinin sıkılması. Daha ileriki durumlarda hantallaşma ve verimsizlik baş gösterebilir.

4.)Bilinçli yetersizlik –mükemmel yapma : Kişisel gerçekliğe varan kişi artık iş konusunda kendisini zorlayan ne varsa onun üzerine gidebilir.
Bu seviyeye varan kişi yaşamın her anından tat ve anlam bulacaktır. Bu aşamaya ulaşmak için sabır ve azim herkesten beklenemez.











Bilinçsiz yetersizlik

Örneğin : Araba kullanmayı öğreneceğimizi varsayalım. Arabaya bindik ve direksiyona oturduk. İşte o an bilinçsiz yetersizlik seviyesindesiniz. Yani araba kullanmakla ilgili henüz bilginiz yok ve uygulamayı da yapamıyoruz.

Bilinçli yetersizlik

Daha sonra bilen birisi, bir kurs öğretmeni ya da herhangi biri bize arabanın nasıl çalıştırılacağını, nasıl hareket ettirileceğini ve nasıl kullanılacağını anlatır. Artık, direksiyon, vites, marşın neresi olduğunu ve işlevlerini; debriyajın hangisi, fren ve gaz pedallarının hangileri olduğunu ve ne işe yaradıklarını; arabanın vitesini boşa atıp arabayı çalıştırmamız gerektiğini, sonra debriyaj pedalına basıp vitesi bire atmamız gerektiğini;

Ve hafif hafif gaz verirken debriyaj pedalından kaldırarak arabayı hareketi ettirebileceğimizi öğreniriz. Bunun birlikte henüz arabayı doğru şekilde hareket ettiremeyiz. Yani biliriz, ama henüz yapamayız. İşte artık bilinçli yetersizlik seviyesindeyiz.

Bilinçli yeterlilik
    
Daha sonra tekrarlar yaparak arabayı rahat bir biçimde kullanabilmeye başlarız. Artık araba kullanmakla ilgili bilgimiz vardır ve uygulama da yapabiliyoruzdur. Yani bilinçsiz yeterlilik seviyesindeyiz.

Bilinçsiz yeterlilik

Sonrasında devamlı tekrarlarla artık araba kullanmak hayatımızda özel, farklı bir durum olmaktan çıkar ve olağan, doğal ve uygulamada da otomatik bir hal alır. İşte bunun adı da bilinçli yeterliliktir. Artık arabayı yaptıklarımızın farkında olmadan, düşünmeden de kullanırız. Bu durum ustalık durumudur. Yani kısacası, ilk aşamada bilgiyi alır, sonra ise devamlı ve hayatın içinde tekrarlarla, uygulamayı önerip otomatik hale geliriz.

Öğrenme Bariyerleri
    
    Küçükken dünya bizim için tamamen farklıdır. Yaşamınızın ilk yıllarında öğrenme isteğiniz çok fazladır. Küçükken her şeyimizle öğrenmeye hazırızdır. Kısacası herkes hızlı öğrenme potansiyeliyle başlıyor. Kişinin kendisinden kaynaklanır. Bunların farkına varmak hızlı öğrenme konusunda önemli bir basamaktır... Aşağıdaki öğrenme engelleri öğrenme şunlardır…

1.) İNANÇLAR: İnsanlar sahip olduklar inançlar ile kendi hareket alanlarını belirlerler. Bu neleri yapıp, neleri yapamayacağımızı ortaya koyar. İnançlar genellikle bir deneyim sırasında veya sonrasında alınan kararlara ortaya çıkar. İnançlar genellikle gerçeklerin üzerinde değil, geçmişteki olayın kişisel yorumu üzerine ortaya çıkmaktadır. Örneğin: matematikle aram iyi değildir.


2. )ÇEVRE : Öğrenme verimliliği üzerinde çevrenin büyük bir etkisi vardır.

3. ) KORKU VE ENDİŞE :Öğrenme ortamında başarısızlığa yol açabilecek durumlar oluşmasına neden olur..
Örneğin: Hata yapma korkusu ya da endişesi.

4.) BEŞ DUYUNUN HEPSİDEN YARARLANABİLME YETERSİZLİĞİ : En yüksek düzeyde öğrenme ancak 5 duyunun hepsinden yararlanmak ve onları geliştirmekle gerçekleşir. Sadece bir veya iki duyuya dayalı hareket eden insanlar son derece sınırlandırılmışlardır.

5.) KONSANTRASYON VEYA ODAKLANMA YETERSİZLİĞİ : Eğer kişi önündeki öğrenmesi gereken, bilgilere ilgi göstermiyorsa, konunun dışında başka bir şeyi öğrenir. Öğrenmeyi daha etkin hale getirmek için dikkatin odaklanmasını sağlamak gerekir. Bunun için neden öğrenmemiz gerektiğini belirlemek gerekir.

6.)GERGİNLİK: Gerginlik, öğrenme açısından uygun olmayan bir durumdur. Beklentilerin fazla olması gerilimi arttırır ve öğrenmeyi engeller.

7.) ESNEK OLMAMA : Öğrenme kalıpları yerleşik haledir. Çünkü öğrenme stilleri genellikle 4-5 yaşlarında oluşur. Böylesi erken bir dönemde edinilmiş öğrenim tarzıyla bir yetişkinin verimli bir şekilde öğrenmesini beklemek komik olur ; özellikle de yetişkinin öğreneceği konu 4-5 yaşındaki bir çocuğun öğrendiği konu ile büyük ölçüde farklılık gösteriyorsa.

8.)SEZĞİ HATASI : Bilginin anlaşılmadığı yönünde yanlış bir duyguya kapılmak. Başka bir deyişle, kişi kafasının karıştığı veya heyecanlandığı için öğrenemediği düşüncesine kapılır. Böylece kendisini sınırlamış olur.

9.) YAPGILAMA: Öğrenme ortamında içerik veya ortamdaki insanlarla ilgili uygun olmayan ve yanlış beklentilere yol açabilen bir zehirdir. Yargılama ayrıca erken kapanışla da yakından ilişkilidir. Örneğin : matematik öğretmeni hiç iyi anlatmıyor ya da…vb. K

10.) MANTIK : Geçmişteki bilgi ve deneyimlere göre mantıklı bir anlam çıkaramamak. insanlar mantıklı ve anlamlı değilseler öğrenmezler.

11.) DÜŞÜK MOTİVASYON : Kişi niçin öğrenmesi gerektiğini ortaya koymadığı zaman oluşan bir durumdur. Öğrenme nedeni kişi açısından önemli değerler ile ilişkilendirildiği zaman bu engel ortadan kalkar.

12.) PASİF TUTUM :
     Öğrenme aktif bir süreçtir. Arkaya yaslanarak bilgilerin “su gibi akmasını” beklemek saflık olur, ancak birçok insanın tutumu böyledir. Öğrenme sürecinin sırasında araştırmak ve keşfetmek gerekir. Öğrenci pasif olması halinde bazı bilgiler öğrenemez.

13.) ÖZ GÜVEN EKSİKLİĞİ : Kişinin öz güven eksikliği öğrenme ortamında yetersiz kalma veya öğrenmemesine sebep olur. Burada kişinin kendi kendini sabote etme durumu vardır. Bundan kurtulmak için “yapamam” ifadesini “yapmayacağım” ifadeleri yerine “yapabilirim” ve “yapacağım” ifadeleri kullanılmalıdır.

14.) ERKEN KAPANIŞ: Öğrenmenin en büyük düşmanı zaten biliyorum tavrıdır. Kişinin “ zaten biliyorum” demesi kişinin hiçbir şey öğrenmemesine sebep olur. Böylece, öğrenme ortamında çeşitli bakış açıları ile bilgeliği geliştirme fırsatı kapanır veya sınırlanır.

15.) PSİKOLOJİK DURUM : Kişinin duygusal durumuyla ilgilidir. Eğer kişi az önce birisiyle tartışmışsa veya öfkeliyse, öğrenme kapasitesi altüst olur.


Hızlı Öğrenmek İçin Ne Yapmalıyız

1-)Öğrenmek istediğiniz neyse onun için iyi bir sebebiniz olsun ve onun ne olduğunu bilin.

2-)Öğrenmek aktif bir süreçtir ve şimdiki zamanda gerçekleşir. Ne öğreniyorsanız o anda sizin için ne öğrendiğiniz önemlidir.

3-)Öğrenmeye tam olarak odaklanmak için gereken zamanı, ortamı, ruh halinizin nasıl olduğunu fark etmeye çalışın. Bunu geçmiş deneyimlerinizden sağlayabilirsiniz.

4-)Kişiler yeni şeyler öğrenme riskini üzerlerine alma istekliliğini göstermek için kendilerini cesaretlendirmelidirler. Bunu “kendini geçmişte çok zor olan bilgileri öğrendiğiniz zamanları hatırlayabilirsiniz.” Kendinizi övmeli ve yeni öğrenme sonrası kendinizi ödüllendirmenin yollarını bulmalısınız.

5-)Öğrenmede başarılı ya da başarısız olabilirsiniz. Diyelim Öğrenmeniz gereken konuda başarısız oldunuz. Cesaretiniz kırıldı. Gerçekten işe yaramadığını görebilirsiniz. Ve hayal kırıklığına uğramış olarak onları yeniden deneme isteğiniz yoktur. Düşünsenize bu tutumu çocukken de yapmış olsaydınız şimdi yürüyemezdiniz. Yeni yeni yürümeye başladığınızda çok kere düştünüz, ama ayağa kalkma cesaretini buldunuz.     Eğer öğrenme sürecinde ilk deneme de vazgeçerseniz size söylenebilecek en güzel söz, küçük ve yürümek için çabalayan bir çocuk kadar cesaretiniz yok. Allah yardımcınız olsun.

6.)-Kendinize gereğinden fazla baskı yapmayın. Kendi ilerleme hedeflerini fazlasını koymadan kendinizi aşırı derecede zorlamayın. Çok iyi öğrendiğiniz dönemler kendiniz için ara vermesini bilin.

7-)Kendinize dinlenme konusunda yardımcı olun. Vücudunuz harcadığı çabalar sonrası yorgunluktan kurtulmak, yeniden güç toplamak ve kendinizi tamir etmek için uykuyu önemseyin. Kişileri uzun ve derin bir uykuya daldıklarında, bu bilinçaltının öğrenmiş olduğu bilgileri işlemesi için zaman olur.
Unutmayın; zihinsel enerji için güç gerekir. Bunu uykuyla sağlayabilirsiniz.

8-)İyi bir öğrenme için kendi sınırlarınızda kurtulmalısınız.

9.) Kendi potansiyelinizi yabana atmayın. Kendinizin hızlı ve çabuk öğrenen biri olduğunuza dair bir inanç geliştirmelisiniz.

10.)İç diyaloglarınızın farkına varın. Öğrendiğiniz konu hakkında yapabileceğiniz dair bir iç diyalog geliştirin.

11-)Öğrenme davranışınızı ile kişilik arasında ayırım yapın. Bir başka değişle, kişinin bir konuda başarısız olması her zaman başarısız olacağı anlamına gelmez.. . O anki davranışınız kişiliğiniz değildir.

12.) Kendinize her öğrenme sonrasında “neleri çok iyi yaptığınızı” ve “neleri daha iyi bileceğiniz” konusunda geri bildirim vermesini bilin.

13-) Öğrenme sürecinde hatalarınız konusunda iyimser olun. Hatalarınızı öğrenme sürecindeki yakıt gibi kullanın.


14- Kendinize öğrenmek için gerekli zamanı verin.

15-Öğrenme zamanında mümkün olduğuna fazla duyunuzu sürece katın.

16-Öğrenmiş olduğunuz bilgileri başkalarına anlatın. Öğretin. Böylece kendinizi sınamış olacaksınız

Üretken Ögrenme

Daha etkili öğrenmek için kendinize bu soruları sorun ve bunları cevaplarını bulun.

1.) Kendinizi öğrenmek için nasıl motive ediyorsunuz ?
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
2.)Öğreneceğiniz bilginin size uygun olup olmadığına nasıl karar verirsiniz ?
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
3.)Öğrendiğiniz bilgileri nasıl şifrelendirirsiniz ?
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
4.)Öğrendiğiniz bilgilerden nasıl emin oluyorsunuz ?
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
5.)Öğrendiğiniz bilgileri nasıl ulaşıyorsunuz ?
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………










Hafıza Tanıyalım

Gerekeni, gerektiği anda ve yerde hatırlamanız için, belleğin (hafızanın) sihirli gücü… Hafıza, hiç ara vermeden, sürekli çalışan zihinsel bir mekanizmadır.
Hiç kimse unutkan biri olmak istemez. Çoğu kez ‘dilimin ucunda’ deyimini kullanmak durumunda kalmışsınızdır.

    Yapılan araştırmalar bazı şartlar altında bilginin hafızaya daha kolay ve daha doğru olarak yerleşebildiğini göstermektedir. Unutmayalım. Her bilgi hafızamızda kaydedilmektedir. Sorun bu bilgileri çağırabilecek şekilde kaydedemememizden kaynaklanır

Hafızanın Yapısı:

Hafıza iki türlüdür :

Kısa Süreli Hazıfa : Kelimeler ve resimleri anlamlı bir hale dönüştürmeye yetecek kadar saklayan ve uzun süreli hafızaya aktaran geçici bir depolamadır. Cümlenin başındaki kelimeleri cümlenin bütününden bir anlam çıkarmaya yetecek kadar saklar. Bilgisayarda kullanılan RAM gibidir.

Uzun Süreli Hafıza: Zihin ve bedenin kalıcı depolama sistemidir. Bilgisayarda kullanılan ROM gibidir.

    Hatırlama işlemi ve hafızamız, ne kadar çok alıştırma yapılırsa hatırlama yeteneğinin de o kadar gelişeceği koşuluna dayalıdır. Unutma işlemi bazen hatırlama işlemine baskın çıkabilir ve hafızanın “zayıfladığı” gibi bir yanılgıya neden olabilir. Unutmak zamana bağlı bir olgu değildir ama zamanın geçmesiyle ortaya çıkar.

Unutmanın nedeni müdahale ve yanlış bir hafıza işlemidir.

MÜDAHALE: İnsanın bilgisi arttıkça müdahale potansiyeli de o ölçüde artar. Müdahale dört şekilde olabilir:

RETROAKTİF : Yeni öğrenilen şeyler eskiden öğrenilen şeylerin hatırlanmasına müdahale eder.

PROAKTİF: Eski bilgiler yeni bilgilerin hatırlanmasına müdahale eder.

İNTERAKTİF : Eski ve yeni bilgiler o anda öğrenilen şeylerin hatırlanmasına müdahale eder.

REAKTİF: Olumsuz tutumlar öğrenilen şeylerin hatırlanmasına müdahale eder.







Hafıza Süreci:

Hafıza üç yönlü aktif bir süreçtir ve aşağıdakileri kapsar:

1.) KAYIT(kodlama)

2.) SAKLAMA

3. )HATIRLAMA VE TANIMA

1.) Kayıt (kodlama)

1.)Geçmişle ilgili temel bilgiler : Kişi öğrendikçe, öğrenmesi kolaylaşır. Yeni bir konuyu anlamak ve hatırlamak, önceki bilgilere dayalıdır. Önceden edinilmiş bilgiler ne kadar güçlü ve geniş kapsamlı ise yeni bilgileri öğrenmek ve hatırlamak da o ölçüde kolaylaşır.

2.)Konsantrasyon : Konsantrasyon kişinin önündeki göreve odaklanmasından kaynaklanır. Konsantrasyonun en büyük düşmanları içsel olarak (düşünceler) ve dışsal olarak ta (çevresel) rahatsızlık kaynaklarıdır. Bu kaynaklar en aza indirildiğinde konsantrasyon düzeyleri de yükselme fırsatı bulur.

3.)Çalışma ve dinlenme programı : Çalışma dönemleri ile planlı ve iyi belirlenmiş dinlenme dönemlerinin dönüşümlü yer değiştirdiği bir programa göre çalışmak yararlıdır.

4.)Alıştırma : Aktif fiziksel etkinlik ve konsantrasyon dönemlerinin ritmik şekilde yürütülmesi zihnin uyanık kalmasına yardımcı olur ve öğrenmeyi kolaylaştırır.

5.)Dinleme: Duyma otomatik ve mekanik bir işlemdir. Dinleme ise dikkat ve konsantrasyon gerektiren öğrenilmiş bir beceridir. Dinleme becerilerinin geliştirilmesiyle birlikte işitilen şeyleri hatırlama yeteneği de gelişir.

6.)Anlamlı düzenleme : Bilgileri mantıklı bir şekilde düzenleme yeteneğidir. Olay, düşünce ve kavramları anlamlı kategorilere dönüştürmekle yapılır.

7.)Anlamlılık: Anlamlı şeyler kişinin zihninde daha önceden bildiği diğer sözcük veya olaylarla ilişkilendirile bilinir. Zaten hatırlanan bilgilere göre ilişkilendirilen ve düzenlenen yeni bilgilerin hatırlanması kolaylaşır.

8.)Motivasyon : Kodlanan bilginin alakalı olmasının önemlidir. Öğrenmenin hedefi ne kadar güçlü olursa, motivasyonu da o oranda yüksek olur.

9.)Not tutma : Not tutma hatırlama süreci açısından çok önemli bir araçtır. Dinleme ve not tutma, gelecekte referans olarak kullanılmak üzere belgelenecek konuların önceliklere göre düzenlenmesini sağlayan birbirlerinden ayrılmaz unsurlardır.

10.)Beslenme ve su : Beyin için uyumlu gıdalar ve yeterince su almak gereklidir.

11.)Erken kapanış:Bir insan bir şeyleri zaten bildiğine inanırsa, daha fazla bilgi öğrenme ihtiyacı kalmadığı algısından ötürü zihin kapanır.
12.)Dinlenme ve uyku: Zihin ve beden iyi dinlenmiş ve uyanık oldukları zaman öğrenme ve hatırlamaya hazırdır.

13.)Girdi seçiciliği : Hatırlamak için nelerin gerekli veya değerli olduklarının saptanmasıdır. “Bilmeme ihtiyacı” en az “bilme ihtiyacı” kadar önemlidir.

14.)Güçlü kodlama (kayıt):Kodlama bilgileri kaydetme işlemidir. Kodlanmamış bir şeyi hatırlamak imkansızdır. Yani, orada olmayan şeyi elbette bulamazsınız. Çoğu zaman bilgileri orijinal olarak kaydetmediğimiz için daha sonradan hatırlayamayız. Bilgileri güçlü bir şekilde kodladığımız zaman hatırlanmaya hazır olarak depolanmış olurlar.

2.AKILDA TUTMA

1.)Ölçekleme : Bilgileri saklamanın ilk anahtarı ölçeklemedir. Yetişkin bir insanın anlık hafıza kapasitesi 5-9 bilgi parçasıdır. Eğer bilginin ölçeği aşırı düzeyde büyük olursa kafa karışır. Öte yandan, aşırı düzeyde küçük olursa sıkıcı gelir ve huzursuzluğa yol açar.

2.)Pekiştirme : Yeni bilgileri öğrendikten hemen sonra gözden geçirmek veya okumak, geçici hafızadan kalıcı hafızaya aktarma aracılığıyla bilgileri pekiştirir.

3.) Bağlam : İyi tanımlanmış anlam içeren bilgilerin hatırlanması kolaylaşır.

4.)Örneklerle öğrenme : Salt tanımların yerine bu tanımlarla ilişkilendirilmiş örneklerle öğrenmek daha iyidir.

5.)İlk ve son etkisi : Genelde bir öğrenme sürecinde ilk ve son öğrenilen bilgiler daha kolay hatırlanır.

6.) Tekrarlar : Araştırmalara göre aşağıdaki program, saklama kapasitesinde 400% - 500% artış sağlamaktadır:

Hemen gözden geçirme

J 10 dakika sonra 5 dakika gözden geçirme
J 1 gün sonra 5 dakika gözden geçirme
J 1 hafta sonra 3 dakika gözden geçirme
J 1 ay sonra 3 dakika gözden geçirme
J 6 ay sonra 3 dakika gözden geçirme

6.)Uyku : Uyku sırasında bilgiler bilinçdışı düzeyde gözden geçirilir ve işlemden geçirilir. Beyin bu sırada bilgileri ayıklar ve dosyalar. Kişi uykudan yoksun kaldığı zaman bilgileri saklama yeteneği büyük ölçüde azalır.

7.)Somutlaştırma : Soyut kavramlar yerine somut temsilleri olan bilgileri saklamak daha kolaydır. Bilgileri somut temsillerle ilişkilendirerek saklamak daha kolay olacaktır.

8.)Farklılık ve benzersizlik : İnsanlar bir şekilde farklı ve benzersiz(renkli, garip, komik ) olan bilgileri daha kolay hatırlar.

9.) Yarım kalmışlık : İnsanlar bitmiş görevlere kıyasla bitmemiş işleri hatırlama eğilimi gösterir.

3. Hatırlama Ve Tanıma

1.)Netleştirme ve tanım: Hafızayı geliştirmenin en iyi yollarından biri geleceğe yönelik planlar, hayaller ve düşünceler gibi içsel görüntülerin detaylı ve net tanımlarını yapmaktır. Böylece detaylı görsel imajlar yaratılır ve tanımlama becerisine yönelik alıştırma yapılır.

2.)İlişkilendirme (bağlantı kurma) : Yeni bilgileri daha sonra hatırlamak için her bilgiyi hafızada zaten bulunan bir olayla ilişkilendirmek (bağlantı kurmak) yararlıdır.

3.)Duyuların hepsini çalıştırma : Hafızaya erişim sırasında ne kadar fazla sayıda duyusal kanal kullanılırsa, hatırlama da o kadar etkili olur.

4.) Hafıza kancaları: Hafıza kancaları, bağlantı kurma ve ilişkilendirme dayanır. Önce listenin ezberlenmesini ve sonra da içerisinde bulunan maddeler hakkında aktif zihinsel ilişkilendirme (resim veya film) yaratılmasını gerektirir. Örneğin alışveriş listesi: ekmek, süt, yağ, ayakkabı cilası, çamaşır tozu, vs.

İlişkilendirme resmi: ekmek inekten çok fazla süt sağdı ve bundan yağ elde etti. Böylece ayakkabılarını cilaladı ve sonra da fazlalığı yıkayıp atmak için çamaşır makinesine koydu.

5.) Ritim ve kafiye:Bilgileri işitsel olarak hatırlamak için yararlıdır.

6.) Duruma bağlı öğrenme : Bilgi kodlanırken bireyin içinde bulunduğu durum, aynı bilgiyi hatırlamak için gereken durumdur.

Görselleştirme veya Zihinsel İmajlar: Görselleştirme hatırlama açısından çok güçlü bir araçtır. Bir resim binlerce sözcükten daha etkilidir. Görüntüler aracılığıyla çok miktarda bilgiyi işlemden geçirmek için görsel kapasitemizi kullandığımızda hafızamızın inanılmaz düzeyde geliştiğini görürsünüz. Bunun bir nedeni de foto grafik hafızanın işleyişidir.

Hafıza bilgileri kaydetme (kodlama), saklama, hatırlama ve tanıma sürecidir. Hatırlarken beş duyumuzu (görme, işitme, dokunma/hissetme, koklama ve tat alma duyularını) tam kapasiteyle kullanırız. Görmek ile gözlemlemek, duymak ile işitmek, anlamak ve yapmak arasında büyük bir fark vardır. Bu fark, hatırlama yeteneğimizin derecesini belirler.

Hatırlamak öğrenmek değildir. Ancak, öğrenmek büyük ölçüde hatırlamayı gerektirir. Hatırlama bir süreçtir, öğrenme ise girişilen bir deneyimden elde edilebilecek bir niteliktir. Hafıza kapasitesi artırılıp geliştirildiğinde öğrenme kapasitesi de büyük ölçüde gelişir.





Hafızanızı Nasıl Geliştirebilirsiniz?

1.)Kendini vermeden yapılan tekrar bir işe yaramaz.

2.)Anlam ve bağlam iyi olmalı.

3.)Motivasyonu sağlayın.

4.) Bilgiye duyularınızı katın. 5 duyunuzu kullanmalısınız. Bilgiyi görebilir, ona dokunabilir, onu seslendirebilirsiniz.

5.) Bilgiyi abartın. Abartılan bilgilerin hafızada kalma şansı daha yüksektir.

6.) Duyuları filme çevirin Bilgiye duyularınızı kattıktan sonra oluşan görüntüyü filme çevirebilirsiniz. Bir hareketlilik oluşturabilirsiniz.

7.)İyi bir şifreleme için iyi dinlenmiş ve odaklanmış bir dikkat gerekir.

8.)İçsel olarak iyi bir canlandırma yapılmalı.

9.)Kendi hafızanıza şifre koyabilirsiniz. Önemli bilgiyi çalışma başında ve sonunda alın

10.) Anahtar kelimeler veya kavramlar kullanabilirsiniz.

11.)Eğer bilgiyi edindikten sonra kendi ifadelerimizle zihnimizden canlandırmazsak o bilgiyi hiçbir zaman kullanmamız mümkün olmaz. Kullandığımız tüm bilgiler edindikten sonra mutlaka en az bir defa hatırladığımız ve içimizden ifade ettiğimiz bilgilerdir.






Bir yorum

Cevapla

  
 
3+2 İşleminin Sonucu    
Yukarı Çık