Bir Liderde Bulunması Gereken Özellikler

Bir Liderde Bulunması Gereken Özellikler

 GÜNÜMÜZDE EKİPLERİ HAREKETE GEÇİREBİLEN, ÇALIŞANLARI DAHA VERİMLİ VE DİNAMİK KILABİLMEK ADINA MOTİVE EDEN YÖNETİCİLERE DUYULAN İHTİYAÇ GİDEREK ARTMAKTADIR. BU PROGRAMDA DA, OTEL İŞLETMELERİNDE HER KADEMEDEN YÖNETİCİLERİN BU YETENEKLERİNİ GELİŞTİRMEK ÜZERE; LİDERLİK STİLLERİNİ İNCELEYEREK FARKLI TARZLARI İRDELEMELERİ VE ÇEŞİTLİ YÖNETSEL TEKNİKLERİN ÜZERİNDE DURULARAK İŞLETMENİN HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA KENDİLERİNE UYAN LİDERLİK STİLLERİNİ ÖZÜMSEMELERİ HEDEFLENMEKTEDİR.

Birçok yönetici sağ beyninden çok, mantıklı, ardışık düşünmeyi sağlayan, analiz becerilerini üstlenmiş olan sol beynini daha ağırlıklı olarak kullanır. Bunun elbette ki bireye getirmiş olduğu birçok avantaj vardır. Ve lider demek sadece mantığını kullanmak ve analizci bir yaklaşım sergilemek demek değildir.
Liderlik aynı zamanda geleceği şekillendirebilme becerisidir. Yani hayal edebilmektir. Gelecekte çıkabilecek engelleri, ya da doğabilecek talepleri önceden görebilmek, tahmin edebilmektir.  
Yaratıcılıktır. İmkânsızı nasıl gerçek kılabileceğini düşünmektir.  Ve tüm bunları mantığın süzgecinden geçirerek yapabilmektir.
    Daha da ötesine gidecek olursak, iyi bir lider aynı zamanda tüm bu becerilerini hissettiği tutku ve güç ile ekibine aşılayabilendir.
Bu yüzden yönetici ile lider arasında ciddi farklar bulunmaktadır. Yönetici, bir ekibi idare eden ve işlerin aksamadan, programlı bir şekilde ilerlemesini sağlayan bir kişi, lider ise ekibe kendi programlarını, sistemlerini geliştirme özgürlüğü sunarak, onlara aşıladığı istek ile her geçen gün güçlenen, gelişen, yaratıcılığın renkleriyle bezenmiş bir vizyonun peşinden, doğru zamanda doğru kararlarla gidilmesini sağlayan kişidir.
Bu nedenle bir liderin sadece zeki, hatta çok zeki olması bu nitelikleri sergileyebileceği anlamına gelmemektedir.  
İyi ve tutkulu bir lideri ortaya çıkaran şey, mantığın hayal gücü ile dost olduğu, parçaların bütünle sentezlendiği, rakamların yaratıcılığa köprü olduğu, ayrıntıların ana fikre, ana fikrinde ayrıntılara ışık tuttuğu, siyahın ve beyazın grinin her tonuna dönüştüğü bir algılayışa sahip olmaktır.  Bilimsel olarak ifade edersek; sağ ve sol beynini dengeli ve etkin bir şekilde kullanmasıdır.
Bu klasik anlamda “üstün zekalı” olmak demek kesinlikle değildir. Örneğin IQ’su(Bilişsel zeka) çok yüksek olan biri çok iyi bir bilim adamı olabilir. Ama bu iyi bir lider olabileceği anlamına gelmemektedir. EQ’su (Duygusal Zeka) yüksek olan biri çok iyi bir psikolog olabilir, ama liderlikte pasif kalabilir.  Sosyal zekası yüksek biri harikalar yaratan bir satış elamanı olabilir, ama harikalar yaratan bir lider olabileceğinin garantisi yoktur.
Sonuç olarak iyi bir lider olmak için, herhangi bir zeka türünde üst düzeyde baskın olmak ya da hepsinde  “üstün” olmak gibi gereklilik söz konusu değildir.
Burada algılanması gereken, iyi lider olabilmek için üstün zekalı olmaktan çok, beynini; tutku ile özgüvenin iç içe geçtiği bir çerçeveden, hayal ederken mantıklı olabilecek, bugünü hesap ederken yarını görebilecek yapıda organize edebilmek olduğudur.

Liderlik Aslında Zeki Değilken Bile “Zeki” Olabilmektir…

    Ancak, iyi hatta harika liderlerin çevresindeki insanları sorduğunuzda, hepsinin ortak cevabının ; “o çok zeki biri” olduğunu görürsünüz. Bu da bizi ABD’nin çelik kralı olarak nitelenen Andrew Carnegie’nin mezar taşında yazan şu sözlere götürmektedir:

 “Burada kendinden çok daha akıllı insanları etrafında toplayarak başarıya ulaşmış basit bir insan yatıyor”

    Bu açıdan baktığınızda aslında liderlik “zeki değilken” bile, “zeki” olabilmektir.

    Günümüde; iyi bir lider olmanın herkesin kazanabileceği bir beceri mi olduğu, yoksa doğuştan gelen bazı niteliklerin önemli rol oynadığı ve herkesin gerçekten iyi bir lider olabilmesinin mümkün olup, olmadığı hala bir tartışma konusudur.
    Ama rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki; belki herkes harika bir lider olamayabilir, ama herkes; olduğundan daha iyi olmak için beynini eğitebilir.

Lider Olmak İstiyorsanız; “Tost Makinesinden de Spor Ayakkabısı Üretilir mi Canıııım” Demeyin!

İşte sizi; bir  tost makinesi sayesinde spor ayakkabısı üretip, dünyanın en büyük spor malzemeleri firmalarından birinin zirvesine taşıyacak liderlik becerilerinizi geliştirebileceğiniz birkaç tavsiye;

1)    En karmaşığından, en basitine yaşadığınız her olayı bir “tecrübe sandığı” olarak görün ve hepsinin kapağını aynı özenle açarak, size ne katmış olabileceği, başka nasıl dersler çıkarabileceğinize dair kendinizi sorgulayın.
2)    Hafıza geliştirme egzersizleri yapın, hatta mümkünse bu sistemi öğrenebileceğiniz bir eğitim alın.
3)    Kendinizi sürekli diğer insanların yerine koyun ve o olsaydınız ne hissederdiniz, ne düşünürdünüz analiz edin. Bu kişilerin illa tanıdığınız kişiler olmasına gerek yok. Örneğin bir otobüste giderken, bir yolcu ile şoför tartıştığında, birine hak vermek yerine, kendinizi her ikisinin de yerine koyarak, tarafsızca duygu ve düşünsel dünyalarını analiz etmeye çalışın.
4)    Gözlem egzersizleri yapın. Bu konuda birçok kaynak kitap bulabilirsiniz.
5)    Hayal gücünüzü geliştirin. Yine hafıza egzersizleri ve nesne egzersizleri bu konuda ciddi kazanım sağlayacaktır. Örneğin iki alakasız nesneden bir fikir, hikâye ya da ilişki üretmeye çalışmak iyi bir nesne egzersizidir.
Nike’ın kurucusu Bill Bowerman’ının tırtıklı tabanlı spor ayakkabısı fikri için bir tost makinesinden esinlendiğini ve ilk denemelerini tost makinesine kauçuk döküp, dondurmaya çalışması olduğunu unutmayın!
Evet belki makineden çıkan kalıplar iyi değildi, ama farklı yöntemlerle “tırtıklı” taban üretmeyi başardı ve sonrasında…malum….büyüdü de… büyüdü… Belki tost makinesi bizzat kendisi o tabanı yapamadı, ama Bill Bowerman “tırtıklı” fikrini ondan aldı ve bu fikir ona milyonlarca dolar ve liderlik yapacağı binlerce insan kazandırdı!
6)    Okuyun! Sınırsızca ve özgürce sanki haftalardır aç bir insanın yemeğe saldırması gibi her türden bulduğunuz her şeyi okuyun.
Hatırlayın ki; iyi bir lider olmak için, sadece “iyi liderliği” anlatan kitaplar okunması gerektiğini düşünmek bile, bir liderin asla sahip olmaması gereken “sınırlı düşünce” nin ta kendisidir.
Bir bilimkurgu romanının hayal gücünüzü, bir cinayet romanının kompleks düşünme becerinizi geliştirmeyeceğini gerçekten iddia edebilir misiniz?

Zeynep Müge KASAROĞLU
( NLP&HİPNOZ Trainer – MCC – Hafıza Uzm)
                  [email protected]

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık