YAŞANMIŞ BAŞARI HİKAYELERİ

YAŞANMIŞ BAŞARI HİKAYELERİ


DÜNYADAKİ EN İYİ FIRINCI - YAŞANMIŞ BAŞARI HİKAYELER
 
Lionel Poilane'nin babası Fransız bir fırıncıydı ve Lionel genç bir adamken aile  fırını ona miras kaldı. Öylece oturup, ateşi izlemektense o, çarpıcı ve farklı olmak  için çabaladı.
 
Geniş çaplı bir araştırma yaptı ve 8000'den fazla Fransız fırıncıyla kullandıkları teknik üzerine konuştu. Organik tatlandırıcı kullanmakta Fransa'da öncü oldu.

Baget pişirmeyi reddetti, çünkü bunların çok tatsız Fransızlar'a çok yabancı olduğunu (bunların çoğu Viyana'dan getiriliyordu) düşünüyordu. Dünyada ekmek pişirmeyle ilgili bütün kitapları topladı ve çalıştı.
Keşfettiği ekşi hamurun içinde tatlandırıcı, su, maya ve deniz tuzu vardı ve odun  ateşinde pişiriliyordu. Poilane tecrübeli fırıncıları istemedi (bana onların  öğrenmeme sorunları olduğunu söyledi) ve bunun yerine onun yanında yıllarca  çalışmaya istekli genç adamları işe aldı.
 
İlk bakışta, Fransa'nın kurulmuş düzeni ürünleri reddetti, çünkü farklı ve
cüretkar olduklarını düşünüyorlardı. Ama ekmeklerin üstün kalitesi ve
Poilane'in başarma azmi sonunda onları zafere götürdü.Fikir müthiş bir hızla yayıldı ve şimdi Paris'teki bütün ünlü restoranlar Poilane ekmeğiyle servis yapıyor. Dünyanın dört bir yanından insanlar Poilone'nin 'daki  küçük dükkanına büyük boy bir ekşi hamur ekmeği ya da çoğunlukla daha  fazlasını almaya geliyor. Kurduğu  şirket dünyanın dört bir tarafına elde  yapılmaya başlayıp küresel pazara yayılan bu ürünü ihraç ediyor. Sadece geçen  yıl, Lionel 10 milyon$'dan daha fazla ekmek satışı yaptı.

Sergey Brin, Larry Page ile Google’ı 24 yaşında kurdu.

İnternet dünyasını Google kasırgası kavuruyor. Google basit arayüzü ve hızla sonuç getiren bir arama motoru olarak kurucularını milyarderler listesine sokuverdi. Larry Page ve Sergey Brin, Stanford Üniversitesi’nde doktora çalışmalarında denedikleri arama yöntemi ile yola çıktılar.
Doktora çalışmalarına ara verip bu fikrin peşinden koşan iki arkadaş kendilerine yatırım yapacakları işadamları aramaya başlarlar. Sun şirketi kurucularından Andy Bechtolsheim henüz ortada olmayan Google isimli şirkete 100 bin dolar yatırır. Öyle ki resmi anlamda Google şirketi olmadığı için çeki bankada nakde dönüştüremezler ve para bir çekmecede birkaç hafta beklemek zorunda kalır. Yatırımcılardan toplamda 1 milyon dolar toplamayı başaran Page ve Brin, Eylül 1998’de Kaliforniya’da bir arkadaşlarının garajlarında Google şirketini resmen kurarlar.
Arama motoru olarak başlayan Google kısa zamanda dev bir şirkete dönüşmeyi başardı. O kadar ki kurulmasından 6 yıl sonra 2004 yılında Google’ın halka arz edilmesiyle Larry Page ve Sergey Brin, Microsoft kurucuları Bill Gates ve Paul Allen’dan daha hızlı milyarderler kulübüne katıldı.
 
Şu an Larry Page ve Sergey Brin 32 yaşında ve her biri yaklaşık 13 milyar dolarlık bir servetleriyle dünya zenginler sıralamasında 12. ve 13. sırada yerlerini aldı. Google, arama motoru dışında birçok alanda faaliyet göstermeye devam ediyor.

Microsoft doğduğunda Bill Gates 20 yaşındaydı

80’li yıllarda bilgisayarın hayatın her alanına girmesiyle teknoloji şirketlerinin isimleri, sahipleri kulaklarımıza aşina gelmeye başladı. Bu dünyanın ortak özelliklerine bakıldığında göze çarpan iki nokta var: Garaj veya üniversiteyi terk etmek...
 
Bill Gates 50 milyar dolarlık serveti, Windows işletim sistemi ve MSN Messenger ile artık aileden biri. Peki, son 13 yıldır dünyanın en zengini unvanını kimseye bırakmayan bu adam 50 milyar doları kazanmaya nasıl başladı. Harvard Üniversitesi’nde hukuk okumak için girmesine rağmen özel ilgisi bilgisayar programcılığıydı. 1 Ocak 1975 sayılı Popüler Elektronik dergisinde Altair8800 adlı bilgisayarı görünce bunun için bir programgöstermek istediğini bilgisayar üreticisine söyler. Ancak elinde ne bilgisayar vardır ne de göstermeyi taahhüt ettiği program. Bill Gates ve Paul Allen 8 haftada programı yazarlar ve Altair8800 üstündeki denemede başarılı olur.
 
Bill Gates, Harvard’ı bırakır ve Altair8800 firmasının üretim yaptığı şehre taşınır, Microsoft’u kurar. Her ne kadar Bill Gates kadar ön plana çıkmasa da şirketin kurucu ortaklarından olan Paul Allen da Washington Eyalet Üniversitesi’ndeki eğitimini bırakarak Microsoft’un kurulmasını sağlar. Nitekim Bill Gates’in Harvard’ı bırakmasında Paul Allen’ın etkisi büyüktür. Allen, 22 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zenginleri arasında ilk 10’daki yerini korumaya devam ediyor.

Garajda doğan YouTube 1,6 milyar dolara Google’a satıldı.

Garajda kurulan şirketler listesinin son popüler örneği YouTube. Kullanıcılarının kendi çektikleri videoları paylaştığı bir site olan YouTube kurucusu ise 20’li yaşlardaki 3 arkadaştan oluşuyor. 2005 yılında kurulan şirket, 2006 yılında TIME dergisi tarafından yılın icadı seçildi. YouTube hızla yükselen popülerliği sayesinde 9 Ekim 2006’da Google tarafından 1,6 milyar dolara satın alındı ve sahiplerini zenginler kulübüne dâhil etti.
 
iPod ürecisi Apple’ın patronu Steve Jobs 21 yaşında yola çıktı

 Her eve bilgisayar girme rüyası 1970’li yılların sonlarında Apple’ın kişisel bilgisayarının doğuşuyla hız kazandı. Renkli grafikleriyle ev kullanıcılarının ilgisini çekmeyi başaran Apple’ın kurucularından Steve Jobs, Apple bilgisayarlarını ilk önce yatak odasında, burası küçük gelmeye başlayınca evlerinin garajında üretmeye başladı. Jobs, Reed College’da bir dönem okuduktan sonra üniversiteyi bıraktı. Ruhsal aydınlanma aramak için Hindistan’a giden Jobs, dönüşte Hint kıyafetleri ve tıraş edilmiş kel kafası ile Atari bilgisayarda çalışmaya başladı. Kısa süre sonra da Apple I için çalışmalara başlayan Steve Jobs 21 yaşında Apple Computer firmasını 1976 yılında kurdu. 25 yaşına geldiğinde 1980 yılında Apple’ı halka arz etti ve milyonerler dünyasına adım attı. Apple şirketi şu an iMac kişisel bilgisayarlarının ve iPod müzik çalarların üreticisi konumunda bulunuyor. Steve Jobs, 4,4 milyar dolarlık kişisel servetiyle milyarderler listesinde yer alıyor.
 
Michael Dell 19 yaşında Dell’in başına geçti
 
80’li yıllarda yazılım alanında Microsoft ile Bill Gates’in adı duyulurken Apple ve IBM’e bilgisayar dünyasından yeni rakipler de doğmaya başladı. Bunların arasından Dell bilgisayarları diğerlerinden pazarlama tekniği ile kendini ayırt ediyordu. Henüz 19 yaşında Texas Üniversitesi’nde okurken Dell bilgisayar şirketini kuran Michael Dell tüketicilere bilgisayarları bir mağaza aracılığı satmıyor, PC Limited dergisine verdiği ilanla müşterilere birebir ulaşmaya çalışıyordu. Bu strateji Dell bilgisayarlarının rakiplerine oranla daha ucuza mal olmasına ve kişilerin ihtiyaçlarına göre cevap vermesine imkan sağladı. İlk yılında 6 milyon dolar ciro yapan şirketin başarısı Dell’in üniversiteyi bırakıp tam zamanlı şirket yöneticiliğiyle sonuçlandı. 2004 yılında Dell dünyanın en çok kâr eden bilgisayar üreticisi olarak 49 milyar dolar ciro ve 3 milyar dolar kâr etti. Michael Dell 41 yaşında 17,1 milyar dolar kişisel servetiyle 2006 yılında dünyanın en zengin 12. milyarderi unvanına sahip.

Bektaşi üzümü, Yeni Zelanda'nın Kuzey Amerika pazarına soktuğu en son
meyveydi, (bu kendi içinde postmodern bir fikirdi) Yeni Zelandalılar meyvenin  ismini 'kivi' olarak değiştirip, onu zenginlere, oburlara, lüks marketlere sürdüler  ve yükselmesini izlediler.

Bugün, yeni bir meyve fikrini yaymak çok daha zor. Peki o zaman kabuğu da
yenilebilen bir kiviyi nasıl pazara sokacaksınız?
 
Yeni kiviyi yetiştirmeyi bilen tek şirket olan Zespri, küçük bir kesimi hedefe aldı:
 
Latin yemek düşkünlerini... Yeni kivinin Hint Kirazıyla ve papaya meyvesiyle
benzerlikleri vardı ama fark edilmeye yetecek kadar çarpıcıydı. Üst gelir
grubuna hitap eden manavlarını hedef alarak, Zespri hem zamanı hem de yeni  ve emsalsiz olanı denemeye eğilimli hiç dokunulmamış bir tüketici grubunu bulmayı başardı.
 
Böylece Zespri, yeni ürünü hiç reklam yapmadan risk almayı seven ve konuşkan  insanlardan oluşan bir grubun önüne koymuş oldu. Kurduğu market standlarıyla  insanlara meyveyi tattırsa, Latin toplumları içine sızmak için büyük bir fırsat ele  geçirmiş ve sonunda pazarın kalan kısmına da yayılmış olacaktı. Geçen yıl,  Zespri, 100 milyon$'dan daha fazla golden kivi satmayı başardı ama Latin  değilseniz muhtemelen böyle bir meyve görmemişsinizdir.

Bir yorum

Cevapla

  
 
3+2 İşleminin Sonucu    
Yukarı Çık