Hafıza Güçlendirme Yollari

Hafıza Güçlendirme Yollari

Mazeret Saati
“Çok Çabuk Unutuyorum”

    İnsan zihni için unutmak diye bir kavram söz konusu değildir.
    Beynimizdeki arşivde her şey kaydedilmekte ve depolanmaktadır.
    Sizce bir gün içinde hatırladıklarınızın sayısı kaçtır diye sorsam?
Birçoğunuz buna yüzlü ya da binli rakamlarla cevap vereceksiniz.
    Doğrusu ise milyarlardır. Yanlış okumadınız; bir gün içinde hatırladıklarımız milyarları geçmektedir.
    Beynimiz öylesine çalışır ki; bilinç düzeyinde söylediğimiz tek bir sözcüğün bile hatırlanarak organize edilmesi için bilinçaltı düzeyde gerçekleştirdiği yüzlerce işlemden haberimiz bile olmaz. Sözcüklerin anılarla bağlantılarını kurduğumuzu, kullanılacak yere bağlı olarak işlendiğini fark etmeyiz bile. Sadece söyler geçeriz ve her şeyin bundan ibaret olduğunu zannederiz.
    Yaşadığımız her anın, duygunun, düşüncenin nasıl ortaya konup, hangi işlemlerden geçtiğinin dahi bilincinde olmadan sadece yaşar, hisseder ve düşünürüz.
    Hafızamıza kaydedilmeden gidenler ise koskoca bir çöldeki birkaç kum tanesi kadardır ancak.
    Unuttuğumuz söylediklerimizi abartarak; “Hafızam zayıf” “Çok çabuk unutuyorum” gibi inançlara dönüştürmemizin tek sebebi ise “Unutma” eylemini nadiren yaşadığımız içindir.
    Çünkü sık sık yaşadığımız şeyler kanıksanır. Kabul edilir ve sıradanlaşır. Nadiren yaşadığımız şeyler ise gözümüzde büyür ve biz de onu abartarak olumsuz inançlara ya da mazeretlere dönüştürürüz.
    Mutlaka hatırlayamadığımız şeyler vardır. Ama bu-nun sebebi unuttuğumuz için değil, arşivde ki kayda o anda ulaşamadığımız içindir.
    Eğer unutuyorsak;
     O zaman neden rüyalarımızda yıllar öncesine ait bir anıyı tüm canlılığıyla görebiliyoruz; ya da yapamadığımızı sandığımız bir sorunun cevabını rüyamızda buluyoruz?
    Neden bir koku, tat, görüntü ya da ses bir anda u-nuttuğumuzu sandığımız bir olayı tüm detaylarıyla zihnimize hücum ettiriyor?
    Neden yıllarca görmediğimiz varlığını bile unuttuğumuz bir arkadaşımızı gördüğümüzde; sanki onunla yaşadığımız anılar dünmüş gibi canlanır, bir yerlerden çıkıp gelir?
    Neden ölümden dönen bir insanın tüm hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer?
    Unutmadığımızdan olmasın sakın?
    Bir şeyi unutmak gibi bir şansınız yok. Kafanızın içindeki o mucize yapı buna izin vermez.
    Ama hatırlayamadıklarınızı hatırlamak gibi bir şansa sahipsiniz. Yapmanız gereken şey, “Unutuyorum” mazeretinin gölgesinden çıkıp, hatırlama eylemini gerçekleştirebilmek için beyninizi eğitmek.
    Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; bir insan on şeyden dokuzunu hatırlamayı başarıyorsa, zihnini eğiterek; binde dokuz yüzü, on binde dokuz bini, bir milyonda dokuz yüz bini hatırlayabilecek kapasiteye ulaşabilir.
    Size yüz tane eşya gösterseler, belki hepsini tek tek sayamazsınız. Ama bu yüz eşyanın içine fazladan on tane daha ekleyip tekrar gösterseler, ilk gösterilenden hangilerinin faklı olduğunu rahatlıkla bulursunuz.
    Aslında beyniniz bir şekilde o ilk yüz eşyayı kaydetti. Siz o kaydın hepsine ulaşıp, hatırlayamadınız. Ama ikinci çalışmada zihninizdeki o kayıt sayesinde farklı olanları bulabildiniz.
    O zaman neden birkaç saniye içinde yaptığınız o kayda ulaşıp, hepsini hatırlamayı öğrenemeyesiniz? Zaten o kayda sahip değil misiniz?

     
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
    
    Beynimiz toplam ağırlığımızın %2 si kadardır.

    Gıdaların %20 si, alınan oksijenin % 25 i beyin için harcanır.

    Enerji olarak ele alınırsa; beynin içinde İstanbul gibi büyük bir şehri kurmaya yetecek güçte atom enerjisi vardır.

    Beyne bir saniyede on yeni bilgi kaydedilse bile, 75 yıllık ortalama bir ömürde bir insanın hafızasının yarısından çok daha azı doldurulabilir.

    Beynimizin yorulması fiziksel olarak imkansızdır. Yorulan bedenimizdir.

    Beynin bir gramında bulunan nöronların bağlantı kapasitesi, dünyadaki telefon ağına eşittir.

    Dünyadaki en hızlı bilgisayar; saniyede bir milyar işlem yaparken, beynimiz saniyede bir katrilyon hızla işlem yapabilmektedir.

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık