İyi Başarı Yazıları

İyi Başarı Yazıları

Öncelikle belirtmeliyim ki bu yazım biraz kopuk olacak ama sonlara doğru bağlayacağım.

Başarıyla ilgili ortaya atılan binlerce tanım, binlerce tartışma, binlerce anı var şüphesiz. Başarı yükseltilmelidir ve başarı kovalanmalıdır. Ben buna katılmıyorum. Günümüz şartlarında başarı bu değildir. Başarı insanın istediği şey değil, mutlu olduğu şey hiç değil. Başarı bir insanın, sistemin en büyük çarkı olmak istemesidir. Büyük çarkları görüyoruz; doktorlar, mühendisler, ceo'lar, anayasa mahkemesi başkanları... Muhakkak bu mevkileri isteyen ve yıllarını harcayan milyonlarca insan var. İstenmelidir de, ben de istiyorum. Peki bu ne kadar doğru? Dayatılanın yanında bu mevki onu ne kadar mutlu edecek? Koltuk sevdası bir yerde. "Hangi bölüm?" diye sorulduğunda daha iyi bir cevap verebilmek için mi çalışıyor onca insan sanki. Bu böyle olmamalı, nerede olması gerektiğini görüp orada olmaya çabalamalı insan.

****

Başarı ve malubitet konulu onlarca hikaye anlatabilirim. Gerek kendi hayatımdan, gerek başkalarının hayatından. Dört yaşında okumayı öğrenmiş bir çocuğu alalım -evet o benim-. Bu bir başarı mıdır? Başarıysa kimin başarısıdır? Ona her gün balkonda otururken karşıdaki "yavuzlar süthanesi" "kırçiçeği pastanesi" tabelalarını okuyan anneannenin başarısı mıdır? Yoksa bunlarla okumayı öğrenen çocuğun başarısı mıdır? Bu kısmı geçersek, her başarı insana bir şeyler sağlar. En azından sağlamalıdır. Peki bu başarı bana ne sağladı? Ben okula gitmeye başlayana kadar evde ve anaokulunda yazılar yazdım, konuşan karakterler çizdim. Sonra okula başladım. Salak yazı kitaplarındaki gereksiz çizgi alıştırmalarıyla kafayı yedim. Orada olma amacım tamamen yanlıştı. O okul bana bir şey katmadı, bilakis kaybettirdi. Akranlarımdan öndeyken onları benimle aynı seviyeye taşıdı. O halde ne oldu benim başarıma? Yok oldu. Bana kattığı en büyük şey insanlardan dinlediğim hikayeler oldu. Burada diyeceğim o ki, sisteme uyum sağlamadığı sürece başarılar bir işe yaramıyor. Sisteme uyan başarılar da beni mutlu etmiyor çoğu zaman. Bu ciddi bir sorun sanırım...

****

Yani başarı kördür! Ahlaksızdır! Yoktur ahlaklı bir başarı. Varsa da klişedir. Doktor olmaktır, beyaz yakalı ceo olmaktır. Miyoptur başarı, önünü görmez. Sonrayı düşünmez çünkü sistem sonrasını vadeder. "Doktor olursan çok paran olur." der sistem. Oysa insan düşünmelidir, başarı steril olmamalıdır. Başarı mutlak da olmamalıdır. Bu konu sinir bozucu. Para mıdır başarının ölçeği. Günümüzde kesinlikle öyle. Para, ün ve iş kolaylığı. Günümüzün pop sanatçılarının hepsini biliyoruz. Nasıl başarılara imza attıklarını duyuyoruz. 2009 ve 2010 yılında müzik piyasasında dönen toplam para otuz beş milyar dolar. Evet gayet başarılı. Hatta çok başarılı, olması gerektiği gibi. Öte yandan bundan çok daha başarılı bazı sektörler var para ölçütüne göre. Aynı yıl aralığında silah ticaretinde dönen para miktarı bir buçuk trilyon dolar. Başarı budur o halde. Çok para döndürmektir. Peki bana onlarca şarkıcı ismi sayabilecek insanlardan kaç tanesi bir silah tüccarının ismini verebilir? Neyse konumdan sapıyorum. Son olarak şu efsanevi aileler var. Hani tüm dünyayı kontrol eden, para basan, amerikayı kukla olarak kullanan aileler. Bunlar hakkında konuşmak çok saçma. Sadece düşünelim istiyorum bu aileler ne kadar başarılı?

****

Bir anne düşünün. Yine beyaz yakalı bir ceo kendisi. Bir de çocuk sahibi. Tüm gece ağlıyor çocuğu, ertesi gün de o çok havalı toplantılardan bir tanesi var. Çocuğu bunu uyutmuyor, anne büyük şevkatiyle çocuğunu seviyor tüm gece.. Derken ertesi sabah gelip çatıyor. Sabaha karşı uykuya dalan anne geç kalıyor. Hızlıca toparlanıp toplantısına gidiyor. Kapıyı çalıp salona girdiğinde ondan yüksek olan, ona iş veren adamlardan özür diliyor, durumu açıklamaya çalışıyor.. Hangisinin umrunda? O anne dün gece bir insanın elde edebileceği en büyük başarılardan birini elde etmiş; çocuğuyla birlikte tüm gece uyumamış. Ama bu büyük başarı oradaki yönetim kurulunu ne kadar ilgilendirecek? Dinlemeyecekler. Bir ceo nun işi değil bu, birceo nun işi rolex ini takıp havaii ye tatile çıkmak. Başarı bu mu gerçekten? Değil! Başarı duygusaldır, mutluluktur, huzurdur, bunları elinde tutabilmek ve elinden kaçırmamak için ne yapması gerektiğini bilmektir. CV lerimize "gönül işlerine çok önem veririm, tam evlenilecek adamım" yazmıyoruz. Sadece steril başarılarımızı yazıyoruz. Öte yandan sistem bunu öyle güzel gerektiriyor ki steril başarılarını yazmayanlar hiçbir şeye dahil olamıyor.


Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık