:: BAŞARI VE EYLEM

:: BAŞARI VE EYLEM

Umuyorum artık bu tür bir bakış açısının nasıl işlediğine dair fikir edindiniz. Konuşmak kolaydır, güce sahip olan eylemlerdir. Şimdi, sizin güç noktanızdır. Şimdi, ruh ile maddenin buluştuğu ve maddi dünyayla etkileşime girme fırsatına sahip olduğunuz tek yerdir.
İnançlarınızı değiştirirseniz dünyaya sunduğunuz titreşimi de değiştirirsiniz. Vizyonunuzu değiştirirseniz yaratmaya niyetlendiğiniz şeyi de değiştirirsiniz., Fakat, ve bu büyük bir fakattır, eylem olmadan hiçbir şey meydana gelmez.
Kişi bir diğerinin ayakları dibinde oturarak bilgeliği öğrenemez.
Kişi kendi hayatını yaşamalı, kendi hatalarını yapmalı, varoluşunun gerçek anlamını öğrenmenin kendine özgü coşkusunu hissetmelidir, çünkü bu her bireyde farklıdır. Yere düş, ayağa kalk, bunu sil baştan yeniden yap.
Deneyimle ve öğren. Tek yol budur.
The Ninja, Eric Van Lustbader
Siz sadece geçmiş /şimdi halkasında olduğunuzda, ancak çevrenizde olup bitenlere tepki gösterirsiniz. Eylemleriniz her zamanki biçimini sürdürür. Oysa gelecek/şimdi halkasında olduğunuzda aktif olmanız gerekir. Beklemeyin. Olayların meydana gelmesini hiçbir zaman beklemeyin. Beklediğiniz müddetçe durumun kontrolünü kaybedersiniz, böylece sadece tepki verirsiniz.
Gelecek/şimdi halkası tüm yaratıcı tezahüre ilişkindir. Sizin neyi yaratmayı istediğiniz hakkında karar vermeniz ve sonra gidip yapmanızla ilgilidir; dünya size yapamayacağınızı söylese bile.
Aynı şeyi 1960'larm sonunda ABD'de Ay'a insan göndermeye karar verdiklerinde yaptılar. Birçok ünlü bilim adamı yapılamayacağını belirtmişti. Kennedy tartışmak yerine onları bir araya topladı ve neden yapılamayacağını tam olarak belirtmelerini istedi. Sonra onlardan aldığı yanıtları bir diğer bilim adamı grubuna verdi. Bilim adamları da söz konusu sorunlara çözümler buldu. İlk başta bir insan Ay ile Dünya arasındaki mesafenin ancak yarısını gitmeyi başarabiliyordu fakat sonunda... Pekâlâ sonunu biliyorsunuz.
Dünyaya eski tip bakış açısı son derece sabittir. Sokrat, Platon, Aristo ve onlarla birlikte yürüyen düşünce biçimi dünyayı tanımlama ve olayları sınıflara ve kutulara ayırmaya dayanıyordu; neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar vermek.
Dünyaya yeni bakış açısı, tamamen hareketle ilgilidir. Yaradılış dünyanın bir gizem olduğunu varsayar, kesin doğru yanıt yoktur ve dünyanın sonsuz bolluk içinde olduğunu varsayar. Oysa eski görüş dünyanın kıt bir yer olduğunu var-saymıştı. Pastanın birbiriyle yarış halindeki ihtiyaçlar arasında nasıl bölüneceğine karar vermek yerine, nasıl daha büyük
bir pasta yapılacağını ortaya çıkarmalıyız. Vizyon açıklığına sahip olun, İnanca sahip olun, niyetinizi belirleyin ve yaratın!
DERLEYEN:KESFETKENDİNİ EDİTÖRÜ
İletişim:[email protected]

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık