Konuşma Sanatı(TECRÜBELERİNİZİ AKTARIRKEN ONU TEKRAR YAŞAYIN)

Konuşma Sanatı(TECRÜBELERİNİZİ AKTARIRKEN  ONU TEKRAR YAŞAYIN)

Canlı ayrıntıların kullanımının yanısıra, konuşmacı anlattığı tecrübeleri tekrar yaşamalıdır. İşte burada konuşma elemi rol/oyun eylemine yaklaşır. Bütün büyük konuşmacılar dramatik olana karşı duyarlı olmuşlardır, fakat bu nitelik sadece hitap gücü olanlarda bulunmaz. Çoğu çocukta bu nitelik fazlaca görülür. Birçok insan zamanlama, yüz ifadesini, taklit ve pandomim yetenekleriyle donanmıştır ki bunlar "dramatizasyon"un (rol yapmak) bir parçasıdırlar. Birçoğumuz yine bunların birisine sahibizdir ve biraz çaba, biraz çalışma ile bunları geliştirebiliriz.
Anlattığınız olaya ne kadar çok hareket ve heyecan katarsanız dinleyiciyi o kadar etkilemiş olursunuz. Ne kadar çok ayrıntı katarsa katsın olay tekrar yaşatılmazsa hep bir eksiklik hissedilecektir. Bir yangını mı anlatıyorsunuz? İtfaiyeciler alevlerle savaşırken kalabalığın yaşadığı heyecanı hissettirin bize. Bize bir komşunuzla olan tartışmayı mı anlatıyorsunuz?
Tekrar yaşayın olayı; olayı dramatize edin. Suda yaşadığınız paniği ve çabalarınızı mı aktarıyorsunuz? Dinleyicilere o an yaşadığınız korkuyu yaşatın. Çünkü örneklerin bir diğer amacı konuşmanızı hatırda bırakmaktır. Dinleyiciler konuşmanızı ve onlardan beklediklerinizi sadece örneği akıllarına sokabilirseniz hatırlarlar. George Washington'un dürüstlüğünü Weem'in biyografisinde yer alan vişne ağacı olayından dolayı hatırlarız. Yeni Ahit insanlarla ilgili örneklerle somutlaştırılmış ahlak davranışları ilkeleriyle dolu bir eserdir.
Olay - örnek yöntemi konuşmanızı sadece kolay hatırlanır kılmaz ayrıca daha ilginç, daha inandırıcı, daha kolay anlaşılır hale getirir. Hayatın size öğrettikleri dinleyicilerin zihninde yeniden şekillenir. Dinleyiciler, bir şekilde onlardan beklediklerinize önceden yönlendirilmiş olurlar. Bu bizi Sihirli Formül'ün ikinci basamağına getiriyor.
2.   KONUNUZUN   ÖZÜNÜ   VE   DİNLEYİCİDEN   NE BEKLEDİĞİNİZİ BELİRTİN
Yukarıda belirtilen, harekete geçirici adım konuşmanızın üç çeyrek zamanını alır. İki dakika konuşacağınızı farzedin. Dinleyicilerden yapmalarını istediğiniz şeyleri ifa etmek ve yararlarını belirtmek için yirmi saniyeniz var. Artık ayrıntılara gerek yok. Konuya girme zamanı geldi. Gazete tekniğinin zıttıdır bu. Önce başlığı vermektense, önce haberi veriyor sonra başlığı sunuyorsunuz. Bu adım üç kurala bağlıdır.
KONUNUN ÖZÜ KISA VE BELİRLİ OLMALI
Dinleyicilerinize, onların ne yapmalarını istediğinizi açıkça anlatın. İnsanlar sadece net olarak anladıklarını yaparlar. Kendinize, dinleyicilere örneğinizi verdikten sonra, onları yapmalarını istediklerinizi sormalısınız. Konunun özünü not etmek en iyisidir. Böylece az kelime kullanmış ve dilinizi açık ve anlaşılır hale getirmiş olursunuz. "Yetimhanemizdeki çocuklara yardım edin." dememelisiniz. Bu çok genel olur. Bunun yerine: "Gelecek Pazar 25 yetim çocuğu pikniğe götürmek için imza atmanızı rica ediyorum." Açık ve görülen bir beklentiyi ifade etmek, zihinsel bir eylemi belirtmekten daha yararlı olacaktır. Örneğin, "arasıra büyükanne ve büyükbabanızı düşünün." Harekete geçirmek için çok genel olur. Bunun yerine şöyle deyin: "Bu hafta sonu büyükanne ve babanızı ziyaret etmeye özen gösteriniz." "Milliyetçi olun" şeklindeki bir cümle, "Gelecek salı oy kullanmayı unutmayın." şekline dönüştürülmelidir.

DERLEYEN...EMRE ŞEN (KESFETKENDİNİ EDİTÖRÜ)
İletişim:[email protected]

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık