Türk Büyükleri

Iı. Mahmut

II. Mahmut

REFORMLARI ve tarihimize «Vaka-i Hayriye» adiyle geçen Yeniçeri Ocağı'nı ortadan kaldırma-sıyle ün yapan Osmanlı Padişahadır. Amcası Üçüncü Seüm'in öldürülmesi üzerine iahta çıktı (1808). Otuz bir yıl süren saltanatı boyunca batılılaşma hareketine öncülük etti, birçok yenilikler soktu yurda. Besteci ve ozan oluşunun yanısıra mükemmel bir hattattı. 54 yaşındayken vefat etti. Türbesi istanbul'da «Türbe adiyle anılan semttedir. MCASI Üçüncü Selim'in öldürülmesi üzerine tahta oturan II. Mahmut, amcasının başladığı devrim hareketine sahip çıkmaya hazırdı, ama ne çâre ki karsısında devrin diktatörü Alemdar Mustafa Paşa ile sinmiş gibi görünmesine rağmen henüz gücünden bir şey kaybetmemiş olan bir Yeniçeri Ocağı vardı. Ülke ise karma karışıktı. Arnavutluk'tan Ye-men'e, Mısır'dan Manisa'ya kadar bütün yurtta mütegallibe âdeta birer hanedan kurmuş gibiydi. Sınır boyları ise savaşla doluydu. İkinci Mah...Devamını Oku »

Reşit Paşa

Reşit Paşa

ONDOKUZUNCU Yüzyılın en önemli şahsiyetlerinden biri. Tanzimat devrimini yapan, bununla ünlü olan, devrimini canla başla tatbike çalışan devlet adamıdır, istanbul'da doğdu. Çok iyi yetişti. Paris ve Londra Elçiliklerinde bulundu, 1836'da Hariciye Nasırı oldu. Abdülmecit'in tahta çıkışında Tanzimat Fermânı'nı kendisine kabul ettirmeyi başardı. 1845 yılında Sadrâzam oldu. Türkiye'de ilk üniversite ve akademiyi kurdu. İstanbul'da vefat etti. ı USTAFA Reşit Paşa, fevkalâde zeki, gayet güzel konuşan ve eline aldığı her işi en mükemmel şekilde yapma yeteneğine sahip yaradılışta bir insandı. Bütün icraatıyle devrinin en büyük bir devlet adamı olduğunu ispatladı. Tanzimat devrimini yaparken, koyu mutaassıp bir zümreye karşı ölümü bile göze alacak derecede medenî bir cesaret göstermesini bilmişti. İşte Mustafa Reşit Paşa'ya «Koca» unvanını kazandıran ve adını Türk tarihine altın harf...Devamını Oku »

Ali Pasa

Ali Pasa

GEÇEN yüzyılın Osmanlı politikacılarındandır. Beş defa Sadrazam, yedi kere Hâriciye Nazırlığı etmiştir. Mehmet Emin Âli Paşa, İstanbul'da doğdu, Babası Mısırçarşılı Âli Rıza Efendi'ydi. On beş yaşında Divan-ı Hümayun kalemine girdi. 1835'te Viyana Elçiliği Kâtipliğine atandı. Çeşitli görevler­de bulunduktan sonra veremden öldü. Süleymani'ye Camii'nin yanında büyük törenle toprağa verildi. Hayatı, diploması tarihimizde önemle okunuyor. EHMET Emin, on beş yaşında devlet memurluğuna başlayınca kısa zamanda kendi kendine Fran­sızca Öğrenmiştir. Adının Mehmet Emin Âlî'ye çevrilişi bu büroda olmuştur. Bir buçuk yıl Viyana'da elçilik kâtipliği yaptı. Hariciye Nazın Mustafa Reşit Paşa kendisini koruyordu. Ali'nin yazdığı notaları Fransızlar çok beğeniyorlardı. Kaligrafisi güzeldi. Divan-ı Hümayun tercümanlığına alındıktan sonra Londra'ya sefaret müsteşarı olarak gönderilmiştir. Daha sonra Hariciye Müsteşarlığında bulunmuş, 1841'de, Londra Büyükelçiliği'ne get...Devamını Oku »

Keçecizade Fuat Paşa

Keçecizade Fuat Paşa

TANZİMAT devrinin en ünlü bir simasıdır. Köklü bir aileden gelmedir. İstanbul'da doğdu. Medrese öğreniminden sonra yeni açılan Askeri Tıbbiye'ye girdi ve buradan mezun oldu. Askeri tabiplik yap­tı. İki kez Sadrazamlıktan başka Seraskerlik, Hariciye Nazırlığı, Büyükelçilikler gibi önemli vazi­felerde bulundu. Osmanlı İmparatorluğunun son devrinin en büyük devlet adamlarından biridir. En verimli çağındayken Fransa'da vefat etti.- İKİNCİ MAHMUT devrinin, zarafeti ve nükte-snlığı ile mâruf ulemasından Şair Keçecizade İzzet lolla'nın oğlu olan Keçecizade Fuat Paşa, babasından zarafet ve nüktedanlığın yanı sıra engin bir zekâ da tevarüs etmişti. Gerek yabancı ülkelerdeki temsilcilik görevleri, gerek Dışişleri Bakanlığı ve gerek Sadrazamlığı sırasında dünya diplomasisinin birçok ünlü şahsiyetini mat edişi pek meşhurdur. Onun yetişmesinde en büyük âmillerden biri de devrin büyük devlet adamı Mustafa Reşit F...Devamını Oku »

Mithat Paşa

Mithat Paşa

BÜYÜK devlet adamı, meşrutiyet inkılâbının lideri olan büyük devrimci. İstanbul'da doğdu. Ule­madan Kadı Rusçuktu Hacı Eşref Efendi'nin oğludur. Asıl adı Ahmet Şefik'tir. Pek genç bir yaşta Babıâli'deki Divân-ı Hümâyûn Kalemi'ne kâtip oldu.62 ı/aşında Tâij'e sürgün edilip orada boğdu­ruldu ve gizlice İbni Abbas Mezarlığı'na gömüldü. Kemikleri, 1950 yılında anavatana getirildi. Hür­riyet Tepesi'ndeki Şehitlik Mezarliğına defnedildi. ULTAN ABDÜLHAMİT büyük bir vehim ve heyecan içinde idi. Meşrutiyetin lideri ve büyük devrimci Mithat Paşa'yı Sadrazamlıktan azlettiği yetmiyormuş gibi, çok geçmeden amcası Abdülaziz'in intiharına cinayet süsü vererek, onu hal'edenlerin bu cinayeti işlediklerini ileri sürmüş ve Yıldız Sa-rayı'nda kurdurduğu mahkemede Mithat Paşa ile birlikte birkaç kişiyi daha ölüm cezasına çarptırmıştı. Ancak Mithat Paşa'nın ne kadar sevilen bir şahsiyet olduğunu bildiği için başına bir iş açılmaması için cezasını müebbet hapse çevirtip kendisini Arabi...Devamını Oku »

1 2 3
Yukarı Çık