Akıl İnşasında Tecrübe-2-

Akıl İnşasında Tecrübe-2-

Tecrübe, çocuğa, “yapabilme” gücünü kazandırıyor. Çocuğun (aslında insanın) “yapabilme” gücünü kazanmasının tek yolu tecrübedir. Üniversite mezunlarına bile staj yaptırılmasının sebebi budur. İnsan ne kadar ilim (veya bilgi) tahsil ederse etsin, bilgiyi uygulayabilmek için bir deneme dönemine ihtiyacı var. Deneme yani tecrübe etme veya staj görme… İsmi ne olursa olsun, bunların hepsi, “yapabilme” gücünü geliştirmek içindir.

Akıl, anlama merkezi olduğu kadar “yapabilme” merkezidir. İnsanın eylemlerini yöneten merkez…

Yapabilme gücü gelişmeyen insan, zihni evrene giren bilgileri kullanabilme imkanına sahip olamaz. Bilgileri kullanamayan insan onları anlamaz. Anlamadığı ve uygulayamadığı bilgiler insan zihninde başıboş gezer ve zarar verir.

           
Küçük yaşlardan itibaren “yapabilme” gücünü geliştirecek alıştırmalar gerekir. Çocukların yaşı ne olursa olsun, o yaşta yapabileceği işler vardır. Oyun oynamak da buna dahil.

Yapabilme gücünün geliştiremeyen çocukların akılları, “emir eri” gibi oluşur. Emir ve talimat almadan kendi kendine bir şeye kadar veremez ve yapamaz. Emir eri haline gelen akıl, akıl değildir. Bu duruma düşen insanlar yalnız başlarına yaşayamaz, ayrı hayatlar kuramazlar. Toplumda bu tür insanların ne kadar fazla olduğunu görünce insan dehşete düşüyor.

Yapabilme gücü ne kadar erken elde edilir ve ne kadar geliştirilirse o oranda, “karar verme”, “bağımsız kişilik” sahibi olma özellikleri aklın bünyesine yerleşir.

Çocukların yaşına uygun işleri yapmalarına müsaade etmek lazım… Hatta kendi başlarına iş yapmalarını teşvik etmek gerekir. Özellikle de kendisi, yapabileceği bir işi yapmak istediğinde asla engel olmamak şart.

Yapabilme gücünü geliştirmenin tecrübeden başka yolu yok. Çocuk tecrübe etmeli, tecrübe etmesine kontrollü şekilde müsaade edilmeli ve yönde teşvikten kaçınılmamalıdır. Yapabilme gücü, yaparak elde edilir ve geliştirilir. Dünyanın en iyi eğitimcilerini de bulsanız, yapabilme gücünü, tecrübe dışında asla geliştiremezsiniz.

Mesela bakkala gidecek yaşa geldiğinde, gönderilmeli. Gerekiyorsa görünmez şekilde takip edilmeli ama göndermekten kaçınılmamalıdır. Bunun gibi tehlike oluşturmayacak her işi yapmasına müsaade edilmelidir.

Herkes kendi çocukluğunu hatırlasın. Yeni bir iş yapmayı öğrendiği zaman o işi yapmaktan ne kadar zevk aldığını… Çocuğun yapmayı öğrendiği her iş, zihni dünyasında bir açılım meydana getirir. Eğer o işi yapmasına müsaade edilmezse, o açılım kapanır ve gelişme durur.

Eve yeni alınan bir alet, cihaz veya eşyanın ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve ne işe yaradığını karşı konulmaz şekilde merak ederler. “Ona dokunma” diyerek veya “dokunmayı yasaklayarak” çocuğun ona dokunmasına engel olamazsınız. Sizin olmadığınız, görmediğiniz zaman onunla ilgilenir ve bozar, kırar vesaire. Oysa ne işe yaradığını, nasıl çalıştığını filan anlatın. Ve sınırlı olmak üzere nasıl çalıştığını gösterin. Öğrendiği kadar onunla ilgilenmesine müsaade edin ki öğrenmediği kısmı ile ilgilenmesin. Öğrenmeyi de zamana yayın ve her gün bir özelliğini anlatın. Sizin onu sonuna kadar öğreteceğinize inansın ki, öğrenmediği kısmı ile siz yokken ilgilenmesin.

OSMAN GAZNELİ

Bir yorum

Cevapla

  
 
3+2 İşleminin Sonucu    
Yukarı Çık