Etkili Sunum Teknikleri

Etkili Sunum Teknikleri

Etkili Sunum Teknikleri

Sunum Nedir? Nasıl Yapılır?

Sunum, bir topluluk önünde konuşma forumudur.Bir organizasyon adına içeride ya da  dışarıda Sunum yapılabilir. Dış Sunumlar ikna etmeye yöneliktir. Bunlar özel tutumlar örneğin, "Toplumun gelişmesine yardımcı olmak istiyoruz" ya da "Fiyatları yükseltmemiz lazım" ya da "Biz sizin için çalışıyoruz" veya "ürünlerimiz tamamen doğal maddeler içermektedir" gibi geliştirmeye çalışır.
     
İçe yönelik Sunumlar genellikle enformasyon yaymak amacıyla verilir. Bunlar; bolümler, yöneticilerle astları, kıdemli işçilerle genç işçiler arasında bilgi paylaştırmanın bir aracı işlevini görür.İç Sunumlara örnek olarak brifingler, tanışmalar ve eğitim etkinlikleri verilebilir.
    
Sunum bir iletişim kanalıdır. Organizasyonun büyüklüğü, karmaşıklığı ve yönetim felsefesi Sunum gerektiren olayların yapısını ve türünü  belirler. Sunumlar çok çehrelidir. Konuşmacı, dinleyiciler, amaç, zaman, yer ve konu bunların tümü Su/numun etkinliğine katkıda bulunur. Bu yüzden, konuşmacının iletişim sürecinin karmaşıklığının ve dinamiklerinin bilincinde olması önem taşır.
    

Bir Grup Önünde Konuşma  Korkusunu Hafifletmek

    

Şirket içinde bir sunu yapmanın düşüncesi bile midenizde kramplar oluşturuyor, ağzınızı kurutuyor, terlemenize neden oluyor ve bacaklarınızı titretiyor mu? Eğer durum buysa, yalnız değilsiniz. Çoğu insan topluluk önünde konuşmaktan korkar. Bu korkuyu insanları gerçeklikten kaçmaya yönelten algılanmış bir tehdit  meydana getirir.. Korku, algılanmış tehditle orantılı ya da orantısız olabilir.
    
Kendisini yaratan nedenle orantılı olan korku, sizi olumlu ve yapıcı bir şeyler yapmaya yöneltir.
    
Buna karşılık orantısız korkular psikolojik ve duygusal bakımdan zararlıdır.
    
Bir Sunum yapma korkusu algılanan tehditle genellikle orantılı olur. Konuşmacılar çoğunlukla; birincisi anlayış arayarak, ikincisi korkuyu yapıcı eyleme dönüştürerek  -görevi üstlenerek- stresi yönetirler.
 
İletişim Süreci-
    
Etkili iletişim iki yönlü bir süreçtir; bir verici ile bir alıcı arasındaki düşünce alış verişidir.  Konuşmacı (verici) olarak göreviniz, dinleyicilerin (alıcı) mesajı anladıklarından emin oluncaya kadar bitmez. Dinleyicilerden bir mesaj aldığınız zaman, bu mesajı anladığınızı dinleyicileri ikna edecek bir biçimde ifade edinceye kadar göreviniz tamamlanmaz. Verici ve alıcı eş zamanlı biçimde mesajı süzgeçten geçirir.
    
Süzgeçten geçirme işleminin sonucu şudur;
Alıcı mesajı vericinin kastettiği biçimde algılamayabilir.
    
Dinleyicinin anlayışını zenginleştirecek müdahelerde bulunmak amacıyla Sunumun planlanmış düzenini değiştirmek için, konuşmacıların iletişim dinamiklerinin bilincinde olması gerekir. Örneğin, bir konuşmacı mesajı yeniden ifade edebilir, örneklere başvurabilir, diyagramlar çizebilir, dinleyicilerin duygularını yansıtabilir ve özetleme yapabilir. Sözcüklerin herkes için mutlaka aynı şeyi ifade etmeyeceğini      unutmayın. algılama kişisel bir şeydir.
    
İletişimin Öğeleri
    
Sözlü Sunumların yapılmasında yer alan iletişim öğeleri konuşma, dinleme, geri besleme (sözlü veya sözsüz) ve soru sormaktır.

Konuşma
    
Sesiniz tutumunuzu, duygularınızı ve iç durumunuzu yansıtır.İç dünyanızın bir aynasıdır. Sesli anlatımın başlıca öğeleri ses hacmi, ses perdesi, tonlama, kalite, hız, lehçe ve stildir.
    
Ses Hacmi. Yüksek ses, fikirleri vurgulamak amacıyla etkili biçimde kullanılabilir. Buna karşılık, gereksiz yere sesi yükseltmek mesajdan çok şey götürebilir ve dinleyicileri kızdırabilir. Öte yandan bazı insanlar çok yumuşak konuşur. Sanki odada dinleyicilerin olduğunun farkında bile değildirler. Ses hacmi ya da tonunda hiçbir değişiklik olmadığından bunların konuşma biçimleri monotondur. Sonuç olarak dinleyiciler hayallere dalıp uyuklayabilir ya da sinirlenebilir.
    
Ses Perdesi. Etkili konuşmacılar anlamı güçlendirmek ve kullandıkları sözcüklere canlılık kazandırmak amacıyla seslerini alçaltır ya da yükseltir. Ses perdesinin uygun kullanımı anlamı berraklaştırır.
    
Hız. Konuşmacının sözcükleri söyleme hızının farkında olması ve bunu kontrol etmesi gerekir. Konu karmaşık olduğu zaman konuşma hızı düşürülmelidir.
   
Kalite. Kalite, kişinin sesinin kendine özgülüğünü anlatır.Ama duygusal ve fiziksel durumlarda etkide bulunur.
    
Tonlama ve Telaffuz.
Tonlama, konuşma seslerinin yapısını anlatır. Telaffuz ise seslerin sözcükler içinde kaynaşmasıdır.
    
Stil. En çekici stil sohbet biçiminde olanıdır.Bu, ezbere, kendiliğinden konuşmak demek  değildir. Tam tersine  dinleyicilerden her birine sanki kendisine konuşuluyormuş duygusunu veren bir konuşma tarzıdır.
    
Dinleme
    
Etkili iletişim
hem dinlemeye hem de konuşmaya bağlıdır.İki tür -pasif ve aktif- dinleme vardır. Pasif dinleme dikkatli suskunluğu ve en az yanıt vermeyi kullanır. Diğer kişinin fikirlerini istediği gibi ifade etmesine izin verir. Konuşmacı uzunca bir sözlü etkileşim beklemez. Suskunluk ya da tek bir sözcük yeterli olabilir. Bazen sözsüz bir karşılık daha uygun düşer.
    
Aktif dinleme daha zordur. Dinlerken karşımızdaki kişinin dilini, hızını ve konuşmasının içeriğini izlememiz gerekir. Aktif dinleme karşınızdakinin duygularını paylaşarak dinlemektir.
   
Geri Besleme
   
Geri besleme kişiye başkalarını nasıl etkilediği konusunda bilgi verir. İki tür geri besleme vardır. Sözlü geri besleme ses perdesi, ses tonu ve konuşma hızıyla birlikte kullanılan sözcükleri kapsar. Sözlü anlatım konuşmacının başlıca mesajını dinleyicilere aktarır. Sesin kontrol edilmesi ses hacmi, ses perdesi, hız, nitelik, telaffuz ve stil üzerinde yoğunlaşarak başarılır.
     
Ses perdesi değişmesi
bir sözcüğe genel anlamından daha güçlü bir anlam verir. Sözsüz geri besleme, yani beden dili; yüz ifadelerini, göz temasını, duruşu, jestleri, fiziksel mekanı ve zamanı kapsar. Konuşmacının vücud hareketleri dinleyiciye gönderilen ikinci dereceden mesaja katkıda bulunur.
    
Yüz kasları ve gözler belki de vücüdun diğer kısımlarından daha fazla sözsüz mesaj iletir. Örneğin, bir kaşın havaya kalkması şaşkınlık, gözlerin açılması hayret, tavana bakma derin düşüncelere dalma, yere bakma günlük hayaller kurma anlamına gelebilir. Yüz ifadeleri ve göz hareketleri dinleyenlere konuşmacının onlarla iletişim kurmak isteyip istemediğini ve mesajı anlamalarına ilgi duyup duymadığını anlatır. Dinleyenlerin mesajı anlamadığını düşünüyorsanız, konuyu yeniden anlatmanız ya da tekrar etmeniz veya karışıklığı düzeltmek için belki de bir örnek vermeniz gerekir.
    
Beden Dili. Konuşmacı kürsüye  kürsüye ya da podyuma yaklaşırken dinleyicide ilk izlenimini oluşturur. En iyi strateji emin adımlarla yürümek, notları hızlı bir şekilde düzenlemek, dinleyicilere bir göz atmak ve derin bir nefes alarak konuşmaya başlamaktır.
    
Öne arkaya sallanmak,
ağırlığı bir bacaktan ötekine vermek ve gereksiz yere podyumun gerisine doğru gitmek dinleyicinin dikkatini dağıtır. Jestler el ve kollarla yapılan vücud hareketleridir. Genellikle konuşmacının kendini konuya kaptırması sonucu kendiliğinden ortaya çıkar. Örneğin, dinleyicilerden biri konuşmacıya bir soru yöneltirken konuşmacı kollarını göğsüne kavuşturarak durursa, dinleyiciler konuşmacının soruyu önemsemeyerek, savunmaya geçtiğini ya da başka sorular dinlemek istemediğini düşünebilir.
    
Poz. konuşmacının duruş biçimidir. Dimdik durmak ya da kendini koy vermek dinleyiciye ayrı ayrı mesajlar verir. Kon
uşmacı fiziksel olarak rahat edebileceği şekilde, gergin olmayan bir çeviklik ve kontrol duygusu yaratarak durmalıdır. Ayaklar birbirine yakın olmalı ve ağırlık iki ayağa da eşit olarak dağılmalıdır.
    
Oturma Düzeni. Bir Sunum için oturma yerlerinin fiziksel düzenlenmesi bir mesaj verir  ve dinleyicilerde bir tepki yaratır. Konuşmacının niyeti hazır bulunan herkesin aktif katılımını sağlamaksa, bu durumda oturma düzeninin bu mesajı vermesi gerekir.
   
Sunum Programı. Dinleyicilerin zamanının en az sizinki kadar değerli olduğunu unutmayın. Başlangıç ve bitiş zamanları en küçük noktasına kadar belirlenmelidir. Ne olursa olsun, programa bağlı kalınmalıdır. Konuşmaya geç başlarsanız ya da önceden belirtilen zamanlarda ara verilmezse, bu durum konuşma konunuzu gölgede bırakabilir.
    
Sorular ve Cevaplar
 

İki tür -dolaylı ve dolaysız- soru vardır. Dolayısıyla sorular özgül bir konuyu ortaya atar. Bu sorular "evet", "hayır", şeklinde ya da kısa olarak cevaplanabilir.Dolaysız bir soruya şu örnek verilebilir: "Önceki slaytta gösterilen satış hacmi sadece Ocak ayına mı aittir?"
    
Dolaylı sorular açık uçludur. Cevap vermeden önce düşünmek gerekir. Örneğin, şu soru "Önceki slaytta gösterilen satış rakamlarına nasıl ulaştınız?"
    
Sorular şu işlevleri yerine getirir:
 
* Nedenleri saptamak.
 
* Tepkileri açığa çıkarmak.
   
* Öneriler almak.
 
* Dikkati yoğunlaştırmak.
   
* Geri besleme elde etmek.
 
* Zıt görüşleri ortaya atmak.
   
* Yaratıcılığı kamçılamak.
   
* Tartışma yaratmak.
   
* Mutabakatı sınamak.
 
* Performansı eleştirmek.
   
* Yeni alanlar keşfetmek.

* Anlama derecesini değerlendirmek.

  Özanlayış
    
Özanlayışınız kendi görme biçiminizdir. Bir sistem içinde kendimizi belli bir hiyerarşik düzeye koyarız. Birçok sistemin ögesi olduğumuz için kendimizi gördüğümüz düzey sistemden sisteme değişebilir. Son olarak hepimizin bir özel bir de genel yanı bulunmaktadır. Özel ve genel davranışlarımızın dört boyutu vardır:
    
1) Kendimizin bildiği ve başkasının bilmesine izin vermediği davranış.
    
2) Kendimizin bildiği ama başkalarına açık olmayan davranış.(derin duygular, fikirler)
   
3) Kendimizin bilmediği ama başkalarının gözlediği davranışlar.
    
4) Kendimizin bilmediği ve başkalarına da açık olmayan davranışlar.
    
Geri besleme (sözlü veya sözsüz), kendimizin bilmediği bu davranışların farkına varmamıza yardımcı olmak için başkaları tarafından yürütülen bir girişimdir.

Kendini Açığa Vurma

Açığa vurma sayesinde kendimizin bir parçasını başkalarıyla paylaşma konusunda serbestçe kararlar alırız. Kendimizi daha iyi anlamamız için kendimizi başkalarıyla paylaşmamıza gerek vardır. Kendini açığa vurma ancak kendinizi başkalarına gösterdiğiniz zaman ortaya çıkar. Bunun riskli olacağı korkusundan kurtulun . Bereket versin ki ödüller risklere ağır basar. Kendinizi açığa vurma süreci boyunca olgunlaşırsınız.
    
Kendini Analiz Etme
    
Kendinizi sürekli ve dürüst bir şekilde sınavdan geçirmenizi kapsar. Bunu yaparken aşağıdaki soruları yanıtlamak yardımcı olabilir:
    
1. Temel değerlerini neler?
    
2. Bu değerlerin her biri benim için ne kadar önemli?
   
3. İhtiyaçlarım neler?
   
4. Bu ihtiyaçlardan hangileri karşılanıyor?
    
5. Karşılanmayan ihtiyaçlarım nasıl karşılanabilir?
    
6. Güçlü yanlarım ne?
    
7. Gelişme alanlarım hangileri?
    
8. Bu alanları nasıl bir güce dönüştürebilirim?
    
Olumlu bir öz anlayışa sahip olduğunuz zaman daha etkili bir konuşmacı olacaksınız.
 
Sunumlar Niçin Planlanmalı?
    
Planlama etkili bir Sunumun anahtarıdır. Planlama çok yönlüdür. En azından aşağıdaki noktaların belirlenmesini kapsar:
    
1. Sunumun amacı.
    
2. Konuşmacının hedefi.
    
3. Dinleyicilerin rolü ve ihtiyaçları.
    
4. Lojistik: Ne zaman? Nerede? Kim?
   
5. Donanım ve materyaller.
    
6. Maliyetler.
   
7. Sunum yaklaşım.

8.  Sunumun içeriği.
    
Konuşmacının Hedefleri
    
Konuşmacının iki hedef dizisi bulunur: Sunumun hedefleri ve kendi hedefleri. Bazı kişisel hedefler Sunumun etkisini arttırır.

Bunun örnekleri şunlardır:
    
* Saygı, inanç ve güven uyandırmak.
    
* Geri beslemeden öğrenmek.
   
* Soruları daha iyi kullanmak.
    
* Özgüven oluşturmak.

* Aktif bir dinleyici olmak.
    
Sunumun etkisini azaltan kişisel hedeflere de şu örnekler verilebilir:
    
* Bu uzmanlığa sahip tek kişi olduğunu göstermek.
   
* Terfi etmek.
    
* Başka birisini kötü göstermek.
    
* Övgü almak.

* Kişisel konumunu yükseltmek.
    
Dinleyicinin Hedefleri

    
Bir kişiden bir Sunuma katılması istendiğinde, çoğunlukla Şu iki kendiliğinden tepkiden birisini gösterir: "Harika!" ya da "Zamanımı boşa harcamayacağım."
    
Dinleyicinin Rolü
    
1. Bölümde Sunumun iletişime yönelik bir forum olduğunu belirttik.
    
Dinleyicinin rolü pasif değildir. Dinleyici sözlü ve sözsüz olarak enformasyon gönderir.
    
Dinleyici Nedir?

    
Dinleyici, özel bir amaçla bir araya getirilmiş insan grubudur. Dinleyiciler arasındaki tek ortak bağ bu olabilir. Bir Sunum sırasında, her zaman iki çeşit karşılıklı etkileşim görülür:
    
1) Dinleyicilerin arasında etkileşim.

2)  Dinleyicilerle konuşmacı arasındaki etkileşim.

    
Dinleyici Analizi
    
Dinleyici analizi kendinize şu soruları sormaktan ibarettir:
    
1. Dinleyici grubu oluşturacak insanlar hakkında ne biliyorum?
   
2. Bu insanlar hakkında nasıl daha çok şey öğrenebilirim?
   
3. Bu bilgileri Sunumun etkili olma olasılığını arttırmak için nasıl kullanabilirim?
    
Dinleyiciyi analiz etmede yardımcı olacak bilgiler şunlardır:
    
1. Gelecek insan sayısı.
    
2. Geleceklerin isimleri.
    
3. Geleceklerin konumları.
    
4. Temsil edilen bölümler.
    
5. Bölüm yöneticilerinin sayısı.
    
6. Yardımcı personel sayısı.
    
7. Geleceklerin cinsiyeti.
    
8. Geleceklerin yaş ortalaması ve kıdem durumu.
    
9. Karar alma gücüne sahip insan sayısı.
   
10. Sunumun konusuna çok ilgi duyan insan sayısı.

11.  Sunumun konusuna çok az ilgi duyan insan sayısı.
   
Sunum Ortamı
    
Kötü bir Sunum ortamı çok istekli dinleyicilerin bile gevesini kırabilir. Fiziksel düzenleme, dikkat dağıtıcı dış etkiler ve dinleyicilerin kalabalığı Sunum ortamına etki de bulunur.

Fiziksel Düzenleme. Dinleyicilerin nasıl oturacağını, mekanın büyüklüğünü ve kullanılacak araçları önceden belirlemek, Sunum sırasında problemleri en aza indirir. Bilinmeyen değişkenler ne kadar azsa özgüvenimiz o kadar artacaktır. Sadece ödevinizi yapmadığınızın açıkça görüldüğü durumlar dinleyiciyi çileden çıkarabilir.
    
Dış Etkiler. Siren, trafik, koridor konuşmaları ve vantilatörün yarattığı gürültüler dinleyicinin dikkatini dağıtır. Dikkat dağılması anlık bir durum ise, sesinizi ve ya da vücut pozisyonuzu ayarlayıp konuşmaya devam edin. Gürültü, devam etmeyi  olanaksızlaştıracak kadar sinir bozucuysa zorunlu bazı ayarlamalarla yetinmek daha iyidir.
    
Dinleyici Kalbalığı. Dinleyicilerin kalabalıklığı Sunumun ne kadar biçimsel olacağını belirler.
    
Öğrenme
    
Bir Sunum dinleyicilere bilgi mesajı verir.  

Yetişkin Öğrenci: İhmal Edilmiş bir tür adlı kitabında, neredeyse 20.yy.lın ortalarına kadar, "hem çocukların hem yetişkinlerin eğitimi için tek bir teorik yapı vardı: pedagoloji.
    
Pedagoloji
    
Pedagoloji, "çocukları eğitme sanatı ve bilimi" olarak tanımlanır. Bunun kökenleri  romanın yıkılışına kadar gider. romanın düşüşünden sonra, bu varsayımlar putperestlik olarak görüldü ve 7. yy.da yasaklandı.
    
Pedagolojinin mesajı şudur: "Bu böyledir, buna inan ve bunu hatırla".
    
Andragoloji
   
"Andragoloji", yetişkinleri eğitme teorisini tanımlamak için kullanılan bir terimdir.Yetişkin eğitiminin mesajı şöyledir: "İşte sana bilgi, bunu al ve sana yararlı olacağını düşünüyorsan kullan".
    
Deneysel Öğrenme mi, Konferans mı?

    
Yetişkinler en iyi deneysel olarak yani, birşeyle bağlantı kurarak ya da bir şey yaparak öğrenirler. Deneysel öğrenimin çeşitli düzeylerini bir Sunuma aktarmanın sayısız rolü bulunmaktadır. Kuşkusuz, deneysel Sunumlar geliştirirken göz önünde bulundurulması gereken iki değişken, mevcut zaman ve dinleyicilerin esneklik derecesidir.
    
Sunumun Öğeleri
    
Mesajlar bir çok yoldan (sözlü Sunumlar, resimler, doğa) iletilir.
    
Sunum Hazırlamanın Dokuz Aşaması

    
1. Sunum analizini yapma.
   
2. Veri toplama.
    
3. Verilerin düzenlemesini yapma.
   
4. Sunumun planını çıkarma.
    
5. Metni yazma.
   
6. Görsel yardımcıları kararlaştırma.
    
7. Metni konuşmaya dökme.
    
8. Sunumu prova etme.

9.  Sunumu yapma.
    
Veri Toplama
    
Konuşmacı

   
Bilgi deponuzdaki verileri etkili biçimde hatırlamanın yolu beyin fırtınasıdır.
   
Organizasyonun Dosyaları
    

Şirketin dosyaları Sunum geliştirmek için mükemmel bir bilgi kaynağı olabilir. Notlar, mektuplar, politika ile ilgili yöntem ve broşürler raporlar, istatikler gibi şeylerin tümü potansiyel bilgi kaynaklarıdır.
    
Görüşmeler
    
Bilgiye ihtiyaç duyulduğunda gösterilen ilk tepki bilen birisine sormaktır. Aynı ilke bir Sunum için veri toplamada da geçerlidir.
 
Verilerin Düzenlenmesi

    
Sunumun hedefleri açık ve konuşmacının hitabetleri iyi olsa bile, içerik iyi düzenlenmemişse dinleyiciler hayal kırıklığına uğrayacak ve zaman yitireceklerdir. Konuşmacı  elindeki verileri düzenli olarak aktarırsa böyle bir sorun olmayacaktır.
     
Kilit Düşünce

Kilit noktaları belirlemeden önce, konuşmacının kilit düşünceyle ilgili  bir ifade geliştirmesi gerekir. Kilit noktalar buradan çıkarılır. Kilit düşünce, etrafında kilit  noktaların geliştirileceği Sunumun özüdür.

Kilit Noktalar

 
Kilit noktaların seçilmesi ve ifade edilmesi için bir dizi yol göstermişlerdir:
    
1. Her nokta kilit düşün cenin bir ürünü olmalıdır.
    
2. Her nokta öteki kilit noktalardan farklı olmalıdır.

3.  Kilit noktalar kilit düşünceyi yeterince tartışmalıdır.
    
Ana Noktaların Sıralanması

   
Verileri düzenlemenin birkaç değişik yolu bulunmaktadır:
   
1. Kronolojik. Eğer ana noktalar en iyi kronolojik sıraya göre geliştiriliyorsa bunları ortaya çıkacakları zamana göre sıralayın.
    
2. Tarihsel. Eğer  ana noktalar bir dönem meydana gelen değişikliklerle birlikte arkaplan bilgisi de veriyorlarsa, sıralama tarihsel olmalıdır.
    
3. Mekansal. Örneğin bir şirketin bölge ya da yöreye dayalı çalışmalarının tartışılması hakkında bilgi vermek amacıyla kullanılır.
    
4. Konuya Göre. Bu düzenleme konuyu mantıksal ya da doğal bileşenlerine ayırır.
    
5. Problem Çözümü. Bu düzenleme bir problemi, problemin nedeninin analizini ve önerilen Bir çözümü ortaya koyar.
    
PLAN ÇIKARMA
    

Bir plan iki temel amaca hizmet eder. Fikirleri planda hiyerarşik bir sıraya koymak için semboller kullanılır. Ortaya çıkan plan şuna benzer:
                
I. Ana nokta
                  
A. Kilit nokta

                     
1. Destekleyici veri
                     
2. Destekleyici veri
                   
B. Kilit nokta
               
II. Ana nokta

    
Bu plandaki her bölüm yalnızca bir fikri gösterir.
    
Metin Yazma
    

Uzunluğu ne olursa olsun Sunum asla ezberden yapılmamalıdır; Çünkü Sunumun  dinamikleri çok karmaşıktır. Ama notlara da çok fazla bağlı kalmayın. Notlar  sadece hafızayı canlandırır.
    
Yazılı Metni Geliştirme
    
Yazılı metin sözlü Sunumtan farklıdır. Hem mesajı ham sunulacak görsel metaryelleri tanımlar. Yazılı metin kendi kendine yeterlidir. Sözlü Sunum olmadan da anlaşılabilir.
    
Yazılı Metnin Bölümleri
   
Yazılı metinde, plandaki dört bölüme denk düşen dört bölüm bulunur.
    
Giriş. Dinleyicilerin konuşmacıyla ilgili ilk izlenimlerine katkıda bulunur. Bazı konuşmacılar dinleyicinin dikkatini hemen konunun üstüne yoğunlaştıracak bir cümleyle başlarlar. Dinleticiye yönelmek ya da neden bir araya getirildiklerinden söz etmek dinleyiciyi anında konunun içine çekecektir.
    
Kilit Düşünce. Kilit düşünce Sunumun hedefidir. Sunumun neyi gerçekleştireceğini söyler.
    
Gelişme. Bu kısım hem plandaki her bir noktanın ayrıntılarının tartışılmasını, hem de kilit noktayı destekleyici veriler içerir.
    
Sonuç ya da Kapanış.
Etkili olması için sonuç bölümü dinleyicinin dikkatini iletilen mesaja yöneltmeli ve dinleyicilere bir tamamlanmışlık duygusu vermelidir.
    
Son Taslağı Hazırlama
    

Askerlikle  ilgili bir deyişte olduğu gibi: "Onlara ne söylemeye geldiğinizi söyleyin, söyleyeceklerinizi söyleyin ve arkasından ne söylediğinizi söyleyin." Bu bir Sunumun yapısı içinde geçerlidir.
    
Görsel Yardımcıları Belirleme
    
Bazı konuşmacılar önce yaratıcı ve ilginç görsel araçları seçip, daha sonra düşünüşü bunları kapsayacak şekilde yazma yanlışına düşüyor. Bu, süreci tersine çevirir. Doğru sıra Sunumu yazmak, sonra hangi görsel araçların kullanılacağına karar vermektir.
    
Metni Konuşmaya Dönüştürme
    
Yazılı bir Sunumun dili ve stili, sözlü bir Sunumun dili ve stiliyle aynı olamaz. Bu nedenle sözlü Sunum yapmadan önce yazılı metni  konuşma stiline çevirmeniz gerekir.

Bir konuşma stili geliştirmek için önerilen bazı ilkeler şunlardır:
    

1. Şahıs zamirleri kullanın.
    
2. Kısaltmalar kullanın.
    
3. Günlük sözcüklere dayanın.
    
4. Kısa ama çok fazla olmayan bağlaçlar kullanın.
    
5. Argo, jargon ve akrostiklerden kaçının.
   
6. Olumlu sözcükler kullanın.
   
7. Cümleleriniz kısa olsun.
    
Rahat ve sohbet eder gibi konuşmak yapaylığı azaltır ve tek tek her dinleyicide sadece kendisine konuşuluyormuş hissi uyandırır.
    
Görsel Araçların Kullanılması
   
Görsel Araçlar Sunumlara Nasıl Katkıda Bulunur?

    
Görsel araçlar fikirleri güçlendirir, berraklaştırır ve açıklığa kavuşturur.
    
Sunuma Yardımcı Araçlar

    
Sunuma yardımcı araçlar üç kategoriye ayrılır: sessiz görsel araçların kapsamına yazı rahatları, yazı levhası, projeksiyonlar gibi görsel araçlar girer. İşitsel araçlar teyp, makaralı teyp ve plakları kapsar.
    
Prejoksiyonlar
    
Projeksiyonlar ya da saydam göstericiler hem küçük hem de orta büyüklükteki dinleyici grupları için elverişlidir.Etkili olması için net ve okunaklı olmalıdır.
    
Konuşmacının dia üzerindeki belirli noktaları göstermesi için bir çubuk kullanması gerekir.
   
Slaytlar
    
Slaytlar, renk, fotoğraf, film ve çizim kullanmak için mükemmel araçlardır.Işıkların açılıp kapanması sırasında dinleyicinin dikkati dağılacağından, konuşmacı bu anlarda akışı nasıl koruyacağını planlamalıdır.
    
Filmler
    
Film, bir teoriyi, kavramı, tekniği ya da süreci pekiştirmenin iyi bir yoludur. Konuşmacı  Sunumun mesajını desteklemek amacıyla filmi iyi analiz etmelidir
    
Yazı Tahtaları
    
Siyah zemine beyaz, yeşil zemine sarı renkli tebeşi daha iyi gider. El yazısı da okunaklı olmalıdır. En büyük dezavantajı tahta silinince bilginin yok olmasıdır.
    
Yazı Levhası

    
Yazı levhası bir yazı sehpasına, duvara ya da tahtaya iliştirilebilen büyük boy boş kağıtlardan meydana gelir.
    
Yazılı Materyal
    
Yazılı materyaller; görsel araçlarda ya da Sunum sırasında sunulan metaryelin kopyalarını ek bilgileri, istatistiksel verileri ve hatta Sunum metnini içerebilir.
    
Grafikler
    
Grafikler sessiz görsel araçların bir biçimidir.Çoğu kez bir konu bazı grafik türlerini kullanarak daha iyi aydınlatılabilir.
    
Telekonferans
    
Masrafların yükselmesi nedeniyle değişik coğrafi bölgelerde yaşayan insanlar arasında bağlantı kurmak için telekonferans yöntemi kullanılıyor.Telekonferans, ayrı yerlerdeki bireylerin, karşılıklı etkileşim amacıyla telekominikasyon sistemlerinden
yararlanmasıdır.

Konuşmacının Liderlik Rolü

Grup Davranışları
 
Grup davranışları bir gruptaki tek tek bireylerin sergilediği davranışların bir bileşkesimidir. Sadece bir grubun üyesi olmakla grup davranışı hakkında çok şey öğrnebilirsiniz. Her grup yaşam süesi boyunca bir parça değişir ve gelişir. Buna "grup dinamikleri" denilmektedir.

Grup Dinamiklerinin Öğeleri   
 

Grup dinamiklerine katkıda bulunan belli başlı altı öğe mevcuttur: misyon, normlar, yapı, roller, liderlik ve iletişim.

Gruplar ister gönüllü ister gönülsüz kurulsun, bir amacı başarmak için oluşur. Kendi misyonlarını kendileri belirleyebilir ya da misyon grubun dışındaki bir güç tarafından önceden belirlenebilir. Her grubun özgül değer ve standartları vardır. Misyonunu başarıyla yerine getirmek için grubun izlediği süreci böylesi değerler ve standartlar yönlendirir. Bu süreçte lider çok önemli bir rol oynar. Etkili ve verimli grup performansı iletişimle doğrudan ilintilidir.

Grup Üretkenliği


Grup üretkenliğini etkileyen iki faktör bulunmaktadır. Birincisi, grup içindeki her bir bireyin tutumu grubun oluşuracağı sonuçları etkiler. İkincisi, grup üretkenliği bir bütün olarak grubun kollektif davranışına bağlıdır.   

Bireysel Davranış.

1) Grup üyeliğine isteğiniz dışıda seçilmiş olsanız bile aktif bir katılım gösterip göstermeyeceğinizi kararlaştıracak olan kişi sizsiniz

2) Rol özdeşmesidir. Bazı bireyler ait oldukları grupta lider olmak için güçlü bir istek taşır.

3) kabullenmedir. Kendinizi grubun bir parçası olarak görüyor musunuz? Grup sizi bir üye olarak kabul ediyor mu?

4) sevgidir. Düşünceli ve sevecen davranış, kendi kendine motive olmuş, özsaygıya sahip ve aktif katılım göstermeye aday bir kişi olmanın işaretidir. Bir Sunuma katılma payınızı bu konuların her birini ne kadar iyi çözdüğünüz belirler.

Kollektif Davranış. Bir grubun performansını etkileyen ikinci faktör, üyelerin grup üretkenliğinin önündeki engellerle nasıl başa çıktığıdır.

Karar  Alma

Sunum bir karar alma ihtiyacını doğurabilir. Grup kararları iki kategoriye -süreç ve görev- ayrılır.Süreç kararları bir görevin nasıl başaracağını kararlaştırır. Görev kararları ise doğrudan grubun ortaya koyduğu ürünle bağlantılıdır. Grup kararları otoriteye çoğunluğa ya da mutabakata dayalı olarak alınabilir. Otoriter bir karar, özel bir birey ya da bireyler tarafından alınır.

Problem Çözme

Etkili problem çözümü mantıksal bir atak planını izler.

Liderlik  

Bir lider grubun amacına ulaşılmasını kolaylaştırdığı zaman etkili olur. Konuşmacı kişisel saldırılara kutuplaşmaya ve düşmanlığa engel olmalıdır.

Liderlik Yaklaşımları

Esas olarak iki lidrlik yaklaşımı -dolaysız ve dolaylı- bulunmaktadır. Sunumlarda her ikisi de geçerlidir.Dolaysız liderlik yaklaşımında konuşmacı; dinleyici, konuyu ve Sunum dan çıkan sonucu mutlak olarak kontrolü altında tutar. Sadece Sunumta nelerin yer alacağını belirlemekle kalmaz, Sunumun yönünü ve vurgusunu da belirler. Dolaylı liderlik dinleyicilerin daha fazla kontrol sahibi olmasına izin verir.

Sorumluluk

Dinleyiciler konuşmacının belirli rolleri yerine getirmesini beklerler. Konuşmacının sadece üç temel sorumluluğu -kolaylaştırma, özendirme ve kontrol etme- vardır. Konuşkan dinleyicilerin tartışmaya egemen olmasını engellemeli ve konuşmacının konuşmayı hedefe yönelik tutması gerekir.

Güven  Oluşturma

Webster's New Collegiate Dictionary, "güven"i şöyle taımlıyor: "Birisinin ya da birşeyin karekterine, yeteneğine, gücüne veya gerçekliğine kesin biçimde bel bağlama." Güve iki yönlü bir süreçtir.  Güven duyan kimseye güven duyulur.

Mizah

Çoğu sonuçlar mizaha başvurmak için fırsatlar meydana getirir. Sunumlarda mizaha başvurmanın iki yol gösterici ilkesi vardır. Dinleyicilerin oluşturduğu gülüşmelere katılın ve kişisel hatalarınıza gülün.

Dinleyicileri Sunuma Katma

Dinleyiciyi Konuşmaya Teşvik Etme


Birincisi, hedeflerinizi (Sunumla ve dinleyicilerle ilgili hedeflerinizi ) önceden analiz edin. İkincisi, tüm Sunumu planlayın. Üçüncüsü, konunuzu tanıtmak için yeterince zaman ayırın. Giriş önemlidir! Bu, konuşmacı ve dinleyicilerin kendilerine alışmasını sağlayan bir süreçtir. Dördüncüsü, soru ve cevaplar, grup tartişmaları,görsel araçlar, örnek olay incelemeleri ve rol canlandırması rolüyle mesajı hayata geçirmeleri için dinleyicilere bir şans tanıyın.

Dinleyici yanıtları

Aktif ve uygun biçimde karşılıklı etkileşime girenler, bir şey söylemeyenler söz konusudur. Öte yandan, konuşma üzerinde tekel kuranlar tüm konuşmaları kendileri yapmak ister. Konuyu değiştirmek ya da  tartışmaya yeni bir konu sokuşturmak isteyenlere yandan dolananlar deniyor.

Konuşmacının Yanıtları


konuşmacılar iddialı insanlardır. Katılımı özendirmekte anahtar konuşmacının tutumudur.

Beklenmeyeni Yönetme

Dinleyici Davranışları


Düşman Katılımcı: Düşmanlık bir protesto ifadesidir. Birey konuyu konuşmacıyı organizasyonu ya da kişisel baskıları protesto ediyor olabilir. Düşmanlık konuşmacıda korku duyguları uyandırabilir. Bu düşmanca durumu yönetmenin en iyi yolu nedir? Dinleyici düşmanlığını yönetmek önce, öz kontrolü korumayı; sonra da düşman katılımcı üzerinde kontrol kurup sürdürmeyi gerektirir. Düşmanca tavrı kontrol etmek için, kişisel düşmanlığı dagıtmaya çalışın. Düşman katılımcıdan kaçmak ya da onu önemsememek sadece Sunumtan bir şeyler alıp götürür.

Gönülsüz Katılımcı. Sunumta olmayı istemeyen bir dinleyici genellikle sandalyeye yayılma bir şeyler karalama ya da uyuklama gibi pasif sözsüz davranışlar sergileyecektir. Bazı insanlar konuşmacı kim olursa olsun ya da mesaj ne kadar değerli olursa olsun Sunumlara katılmaktan heyecan duymaya bilir.

DERLEYEN....DRPİST

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık