:: SINAV KAYGISINI AZALTMANIN YOLLARI

::  SINAV KAYGISINI AZALTMANIN YOLLARI

1) Olumlu Düşünün;İnsan günde 60 bin ile 80 bin arasında düşünce üretir. Bunlar genel anlamda olumlu ve olumsuz düşünceler örgüsüdür. Sabah kalktığınızda hangi tür kelimeleri tercih ediyorsunuz? Gün içinde hangi kelimeleri kullanıyorsunuz? Hangi duygularla günü bitiriyorsunuz? Hangi düşüncenizi tetikliyorsanız gününüz o düşüncelerle dolar.
Karşılaştığınız herhangi bir olayda zihninizde iki şekilde tepki belirir. Biri olumlu, diğeri de olumsuz. Hangisinin peşine takılırsanız gününüzü onunla geçirirsiniz. Evet, olumsuz bir düşüncenin peşine takıldığınızda beyniniz onun alt yapısını hazırlayacaktır. Olumlu düşündüğünüzde ise beyniniz yine onun alt yapısını tamamlayacaktır. Siz her halükarda aynı kişi olduğunuza göre, sizde meydana gelen değişimin anlamı nedir?
Zihninizdeki sınav süreci ve sonucuyla ilgili olumsuz kavramları silin. Kendinize olumsuz cümle kurmayı yasaklayın. Olayların olumlu yanını görün. Nasrettin Hoca'nın eşekten düşerken zaten inecektim demesi gibi, olayların iyi yönlerini görmeyi kendinize huy haline getirin. Olaya bakış açınız sizin hayat kalitenizi belirleyecektir. Sürekli pozitif düşünürseniz, belli bir süre sonra bu durum hayatınıza hâkim olacaktır.
1898 'de İtalya'da doğan Enzo, demir tamircisi bir babanın oğluydu. Sakatlığı yüzünden askere alınmadı. Otomobil fabrikalarında işçi olarak çalışmaya başladı ama bedensel engeli yüzünden herkes ona aynı gözle bakıyordu: "İşe yaramaz". Bu tavır onu çok üzmekle birlikte aslayıldırmıyor, tam tersine daha da azimli olmasını sağlıyordu. Yürümekte zorlanan ve küçük görülen Enzo'nun en büyük düşü, hızına kimsenin yetişemeyeceği bir otomobil oluşturmaktı. Kafasına koyduğu bu büyük hayali gerçekleştirdiğinde yıl 1920'ydi ve Enzo henüz 22 yaşındaydı. Katıldığı Büyük Sicilya Yanlışları'nda "sakat adam arabası"yla birinci olması herkesi hayretler içinde bıraktı. Bundan sonra katıldığı yarışlarda da hep rakipsizdi. Hatta İtalya'nın o zamanki lideri Benito Mussolini, Ferrari'nin 30. yaş gününde ona "Kumandan" ödülünü verdi. Ferrari bir yıl boyunca atölyesine kapanarak zamanın en hızlı otomobilini oluşturmayı da başaracaktı. 1946 yılında üretilen "Ferrari Formu-la 1" dünyanın ilk yarış arabasıydı. i98o'de son dünya şampiyonluğunu kazandıktan sonra, özel spor araba üretimine geçti. Bugün bir efsane olarak yollara hükmetmeye devam ediyor. Herkes sakatlığıyla dalga geçiyordu, ama o dünyanın en hızlı otomobilini yaptı.
2) Yaptıklarınızla Kaygıyı Yenin
Bugüne kadar yaptıklarınızı, öğrendiklerinizi gözden geçirin. Çocukluğunuzda birini modelleyerek yürümeyi, konuşmayı, yemek yemeyi başardınız. Gireceğiniz sınavlar bunlar kadar zor ve de imkânsız değildir.
Hiçbir şey bilmezken okumayı, yazmayı öğrendiniz. Derslerde başarılı oldunuz. Bütün bunları yapan sizsiniz. Geriye bir bakın. Yaşamınızdaki başarılarınızı gözden geçirin. Geçmişinizden güç alın. Geçmişte yaşadığınız bir başarı anını bugüne transfer edin.
3) Günlük Tutun
Günlük, gün içinde en çok neye önem verdiğinizi göstermesi adına önemlidir. Kendinizi tanımada katkı sağlayacaktır. Yazdıklarınızı okuyarak olaylara verdiğiniz tepkiyi görme fırsatı yakalamış olacaksınız. Günlük size kendinizi görme fırsatını sunacaktır.
4) Moral Yükseltecek Sözler Bulun
Kelimelerin gücünden istifade edin. Kelimeler duygu ve düşüncelerinizi etkiler. Bilinçli olarak size moral verecek, sizin kapasitenizi açığa çıkaracak kelimeler veya cümleler seçin. Onlan sık sık tekrar edin. Belli bir süre sonra tekrar ettiğiniz motivasyon ifadeleri duygu ve düşüncenize yansıyıp kaygı oranınızı azaltacaktır.
5) Önceliklerinizi Belirleyin
Öncelikleri belli olmayanlar hangi işi ve çalışmayı ne zaman yapacakları belli olmadığı için kaygıdan kurtulamazlar. Yapılacak bir sürü iş vardır. Oysa işler öncelik sırasına göre böyle bir sorun oluşmaz.
Önce hangi dersi çalışacağınıza, hangi konuların üstünde duracağınıza karar verip bu yönde harekete geçerseniz kaygı faktörü azalır.
6) Açık Havada Dolaşın
Sınavlara hazırlık süreci, çalışma odasına kapanma anlamına gelmez. Önemli olan, ders çalışma yanında diğerler faaliyetleri de dengeli bir şekilde götürmeniz. Açık havada dolaşmak, kendinize vakit ayırmak, belli bir disiplin dahilinde moralinizi düzeltecek etkinliklerde bulunmak kaygı oranınızı azaltacaktır.
7) Düzenli Uyku
Vücudun dinlenmesini sağlamak için ideal bir uyku düzeni oluşturmalısınız. Uykuyu verimli hale getirin. Uyku öncesinde o gün öğrendiklerinize dair kısa tekrarlar yapın. Uykuda bunu pekiştirmiş olursunuz.
8) Nükte ve Fıkra Okuyun
Kaygı neticesinde vücutta gerilim oluşur. Damarlarda büzülmeler olur. Kan dolaşımı zorlaşır. Bu durum düşüncelere etki eder. Stresten kurtulmanın yollarından biri nükte ve fıkralar okuyarak vücudu rahatlatmaktır. Vücut gevşeyince enerji akışı kolay olur. Kaygı neticesindeki duygu düzensizliği ortadan kalkar.
9) Hayır Demeyi Öğrenin
Hayır diyememek kaygıyı oluşturan önemli nedenlerdendir. Arkadaşlardan ve çevreden gelen tekliflere evet deme zorunluluğu hissediyorsanız çalışma programınızda aksamalar yaşamanız kaçınılmazdır. Bu belli bir süre sonra kaygı oluşturur. Bir taraftan dersleriniz, diğer taraftan arkadaşlarınız... İkisi arasıda bir çatışma yaşanır. Bu çatışmadan kurtulmadığınız sürece sıkıntı yaşarsınız. Fakat şunu unutmamak gerekir: Bazen yapmak istediklerinizle yapmak zorunda kaldıklarınız çatışınca yapmak zorunda olduklarınıza öncelik vermelisiniz. Bu da sınavlardaki durumunuzu iyileştirecektir.
Uzakdoğu'da bir Budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti.
Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak, çan veya zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki Budist, kapıda duran yabancıya baktı.
Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti.
Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bırakın. İçerideki Budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.
 
DERLEYEN:KESFETKENDİNİ EDİTÖRÜ
İletişim:[email protected]

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık