Çabuk Öğrenmenin Yolları - Hızlı öğrenmenin Yolları

Çabuk Öğrenmenin Yolları - Hızlı öğrenmenin Yolları

Öğrenme, öğrencilerin fikri katılımını ve uygulamasını gerektirir. Kendi başına açıklama ve gösterim, uzun süreli öğrenmeyi sağlamaz. Aktif öğrenme bunu sağlayacaktır.

Öğrenmeyi aktif yapan nedir?
Öğrenme etkin olduğunda, işin çoğunu öğrenciler yapar. Beyinlerini kullanırlar, fikirleri düşünürler, problemleri çözerler ve ne öğrendilerse uygularlar. Aktif öğrenme hızlıdır,eğlencelidir,destekleyicidir. Öğrenci sıklıkla sırasından uzakta, hareketli ve yüksek sesle düşünür.

Öğrenme neden Aktif olmalıdır?
Bir şeyi iyi öğrenmek için, onu duymak, görmek, onunla ilgili sorular sormak, başkaları ile görüş alış verişinde bulunmak gerekir. Biliyoruz ki,öğrenciler en iyi, yaparak öğrenirler. O halde sınıfınızı canlandırarak, Öğrencilerinizi neşelendirerek ve ferahlatarak Öğrenmeyi aktif duruma getirmeniz gerekmektedir. Bu amaçla ilk olarak öğrenmenin nasıl gerçekleştiğinin anlaşılması gerekir

NASIL ÖĞRENİYORUZ?

Yaklaşık 2400 yıl önce Konfiçyus’un ;

Ne duyduysam, unuttum.

Ne görürsem, hatırlarım.

Ne yaparsam, anlarım.

Bu söylemi aktif öğrenmeye uyarlayacak olursak

Ne duyduysam unuttum.

Ne duyar ve görürsem,biraz hatırlarım.

Ne duyar, görür ve onunla ilgili soru sorar veya birisi ile tartışırsam, anlamaya başlarım.

Ne duyar, görür, tartışır ve yaparsam, bilgi ve beceri kazanırım.

Başkasına ne öğretirsem, iyice öğrenirim.

Anlattığınız dersin unutulmasının en önemli nedeni,

Öğretmenin konuşma hızı ile öğrencilerin dinleme hızı arasındaki farklılıktır. Çoğu öğretmen dk‘da yaklaşık 100-200 kelime
kullanarak konuşmaktadır.

Öğrenciler, bütün dikkatleri ile dk.’da 50 veya 100 kelime dinleyebilmektedir. Öğrenciler dinlerken daha çok düşünmektedirler. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki,Öğrenciler ilk on dk’da dikkatlerini %70 oranında toplayabildikleri halde bu oran son on dk’da %20’ye düşmektedir.
Sonuç olarak
Anlatılan konu ne kadar ilgi çekici olursa olsun, Öğrenciler ne kadar dikkatli dinlerlerse dinlesinler ve Öğretmen bilgiyi ne kadar sıralı ve yavaş anlatırsa anlatsın Dinleyerek öğrenme sınırlı kalmaktadır. Aktif Öğrenmenin gerçekleşemediği anlatım yönteminin sürekli olarak kullanılmasının ortaya çıkardığı sorunlar.
Öğrencilerin dikkati her geçen dakika azalmaktadır. Sadece dinleyerek öğrenen öğrencilere hitap etmektedir. Ezbere öğrenmeyi desteklemektedir. Bütün öğrencilerin aynı bilgiye ihtiyaç duyduğu ve hepsinin aynı hızda öğrendiği varsayımına dayanmaktadır. Öğrencilerin hoşuna gitmemektedir. Anlatıma görsel unsurların  eklenmesi, akılda kalıcılığı %14’ten %38’e yükseltmektedir. Resim kullanılarak yapılan anlatım sadece kelimeler kullanılarak yapılan anlatımdan üç kat daha fazla etkilidir. Hem görsel,hem işitsel unsurlar birlikte kullanılırsa daha çok öğrencinin öğrenmesine yardımcı olunacaktır.

BEYİN NASIL ÇALIŞIR?
Beynimiz aşağıdaki soruları sorarak gelen bilgiyi sorgular. Bu bilgiyi daha önce duydun mu? Veya gördün mü? Bu bilgi nereye uyar? Bununla ne yapabilirim? Bu bilginin dün, geçen ay veya yıl duyduğum düşünce ile aynı olduğunu farz edebilir miyim? Beyin sadece bilgiyi almaz onu işler. Bir bakıma bilgisayar gibi çalışır. Bilgisayarın girilen verileri daha sonra kullanabilmesi için onları saklaması yani kaydetmesi gerekir. Beynimizin hafızaya kaydetmesi için yeni bilgiyi test etmesi, özetlemesi veya başkalarına açıklaması gerekir. Öğrenme pasif olduğunda beynimiz yeni bilgiyi kaydedemez. Eğer öğrenciler aşağıda belirtilenleri yaparlarsa daha iyi öğrenirler.
1- Bilgiyi kendi kelimeleriyle yeniden ifadelendirmek.
2- Örneklendirmek
3- Çeşitli biçimlerinin ve durumlarının neler olduğunu ayırt etmek.
4- Bilgi ile diğer faktörler ve fikirler arasında bağlantı kurmak.
5-Bilgiyi çeşitli biçimlerde kullanmak.
6- Bazı sonuçlarını önceden görmek.
7- Bilginin karşıtını veya tersini ifadelendirmek.  Öğrenmek bilgiyi bir bütün olarak yutmak değil, çiğnemektir. Öğretmen öğrencilerinin yerine onların beyinlerinde bilgiyi işleyemez ama onların bu işi yapmalarını kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleyebilir. Örneğin; Öğrencilere yeni bilgiyi birbirleri ile tartışma fırsatı vererek, yeni bilgi ile ilgili hem kendisine hem de diğer öğrencilere soru sorma yolunu açarak, uygulatarak ve bir başkasına öğretme fırsatı yaratarak öğrenmeye rehberlik yapabilir. Öğrenme kısa süreli bir olay değildir. Bir zaman dilimi içerisinde aşamalarla gerçekleşir. Bu süreçte tekrar yetmez. Örneğin; Matematik gibi soyut konuların öğrenilmesinde somut araçları kullanmak ve günlük yaşamla bağlantılı örnekler vermek gerekir. Öğrenme, öğrencinin kendi öğrenmesinde başrolü oynaması ile gerçekleşir. Öğrenme aktif olduğunda öğrenci bir şeyler, ister bir problemi çözmek için bilgiler ister, bir işi yapabilmek için yol bulmaya çalışır. Kısaca öğrenci; arar, sorar, sorgular.
ÖĞRENME ÜZERİNE BİR DENEY
İkinci sınıf öğrencileri arasında öğrenme üzerine yapılmış bir deneyde izlenen adımlar ve sonuçlar;
Uygulama Adımları:
1- Öğretmen tahtaya aşağıdaki işlemleri yazar;
43             21         19         36     198
   8             5             3          7       42
-______ -_____ -_____ -_____ -_____
2- Öğrenciler tahtadaki işlemleri defterine yazarken; Öğretmen sözlü olarak “çıkartma işlemine başlamadan önce tahtadaki işlemleri büyükten küçüğe yeniden sıralayınız” talimatını verir.
3- Öğrenciler işlemini tamamlayıp cevapların kontrolüne geçildiğinde Öğretmen sözlü olarak vermiş olduğu işlemlerin büyükten küçüğe yeniden sıralanması talimatının öğrencilerin çoğu tarafından anlaşılmamış olduğunu görür.
Sonuç
Bu olayda öğrenciler aynı anda görsel ve işitsel olmak üzere iki farklı türde duyumsal girdi almışlardır. Bu girdiyi kısa süreli hafızaya kaydetme potansiyelleri olmasına rağmen, o sırada tahtada gördükleri işlemleri deftere yazmakta oldukları için sözlü olarak verilen talimat kısa süreli hafızada işleme sokulmamıştır. Sonuç olarak ta öğretmenin talimatı anlaşılmamış ve yerine getirilmemiştir.
DİKKAT!!!
Çoğu insan özellikle de çocuklar, iki farklı kaynaktan gelen duyumsal girdileri aynı anda işleyemezler.
ÇÖZÜM
Öğretmen, öğrencileri tahtadaki işlemi defterlerine geçirinceye kadar bekleyecek ondan sonra ikinci talimatı verecektir.
DÜŞÜNMEYİ ÖĞRETMEK
Düşünmeyi bilmek, iyi bir eğitimin öğrencilere kazandırdığı bir beceri olmalıdır. Düşünme becerimiz, yeni bilgiyi ne kadar iyi alabilmemiz ve işleyebilmemiz üzerinde etkilidir. Bunun için sorgulama ve düşünmeyi sağlamak için zamanın bir bölümünü kullanmak gerekir. Özellikle zor öğrenen öğrencilerin bu zamana daha fazla ihtiyacı vardır.
NASIL?
Düşünme üzerinde kendi düşüncenizi gözden geçirin.“Zeki çocuklar otomatik olarak daha iyi düşünür” fikrini benimsemeyin Çünkü, zeki çocuklar çabuk cevap verebildikleri için düşünme alışkanlığı geliştiremezler. Ayrıca, nasıl okunacağını bilmek, matematik kuramlarını ezberlemek gibi akademik beceriler düşünme becerisi ile aynı şey değildir.
Erken Başlayın:
Düşünmeyi öğrenmek ve hayal gücünü genişletmek mümkün olduğunca erken hatta okul öncesi döneme kadar inen bir yaşta başlamalıdır. Öğrencilere düşünecekleri bir şeyler verin. Öğrencileri sanat ile tanıştırın, onları müzelere ve konserlere götürün. Onları gördükleri ve duydukları şeyler hakkında düşünmeye teşvik edin. Onlara çok sayıda “Eğer.......olsa ne olurdu? , ...........ya.........ise” gibi sorular sorarak düşündürün.
Şaka yapın.
Şakalar, kelime oyunları ve nükteler, kelimelerin ve durumların farklı perspektiflerden değerlendirilmesi olduğu için düşünmeyi sağlar. Öğrencilere bütün yönlerden bakmayı öğretin. Apaçık görülen cevap her zaman en iyi cevap değildir. Örneğin, çocukların her zaman “harçlığını arttırmamızı ister misin? Sorusuna verdikleri “evet” cevabı, bu durumun kendi sorumluluklarını arttırdığını anladıkları an’ a kadar en iyi cevaptır. Öğrencileri eğilimleri ve kalıpları bulmaları ve bağlantılar kurmaları için teşvik edin. “Bu bilgi ile geçen hafta öğrendiğim bilgi arasında nasıl bir bağlantı kurabilirim?” sorusunun cevabı ile bağlantılar kurma becerisi öğrenmenin anahtarıdır.
Alışılmadık sorular sorun.
“Bütün arabaları sarıya boyarsak ne olur?" İnsanlara uçma becerisi nasıl kazandırabiliriz?” ”Dünyanın bir tarafı daima gece diğer tarafı daima gündüz olsa neler olur?” gibi tek cevabı olmayan ve ilginç fikirler üretmeye yönelten sorular düşünmeyi geliştirir. Öğrencilere ne anlama geldiğini söylemeyi öğretin. Dikkatlice seçilmiş kusursuz kelimeler fikirleri kesinleştirir. “Ahbaplık ve arkadaşlık kavramları arasındaki fark nedir?” “Bir kişiyi esrarengiz olarak tanımlarsanız ne demek istemişsinizdir?” gibi sorular kavramların ve kelimelerin taşıdıkları anlamların ortaya konması kişilerin ne düşündüğünün açıkça ortaya konması açısından çok yararlıdır. Öğrencileri diğer bakış açılarını dikkate almaları için teşvik edin. Farklı bakış açılarını dinlerken görüş açımız genişler. Aynı olay üzerine yazılmış farklı kitapların olayı ne kadar farklı yorumlar ile ele aldığını örneklerle gösterin.
Yazın.
Yazmak çok okumuş, bilgili kişilerin yaptığı bir etkinliktir. Yazmak sistematik düşünmeyi kazandırır. Düşüncelerimiz,kağıt üzerine dökmeye geçinceye kadar net değildir. Öğretmen, öğrencilerini okudukları kitap üzerindeki görüşlerini yazmaları için, o gün öğrendiklerini geçmiş bilgileri ile nasıl yorumladıklarını ve güncel olaylar üzerindeki düşüncelerini yazmaları için teşvik etmelidir.
Öğrencilerin kendilerini başkalarının yerine koymasını isteyin.

   HIZLI OKUMA VE TEST TEKNİKLERİ
        
Sınav sırasında zamanınızı çok iyi kullanmanız gerekecek; çünkü gireceğiniz OKS sınavı sizin sadece mevcut bilginizi değil aynı zaman da bilginizi kısa bir zamanda  ne derece kullanabildiğinizi de ölçmektedir. Öyle görünüyor ki bilgi edinmenin ya da tüm konuları öğrenmeye çalışmanın yanı sıra ‘zaman tasarrufu’ da sizin için son derece önemli olacak.
         
Zamanınızı iyi kullanabilmeniz için soru çözme yeteneğinizi geliştirebilmeniz, öğrendiğiniz bilgileri çok kısa zaman içinde kullanabilmeniz gerekmektedir. Bu noktada sınav sırasında hız kazanmanıza yardım edecek ‘test çözme teknikleri’ ve  ‘hızlı okuma teknikleri’ sizin için önem kazanacaktır. Sizler hızlı okuyup soruları çabuk algıladıkça ve belirli test çözme yöntemlerini kullanıp değerlendirdikçe çözdüğünüz soru sayısı ve netleriniz artacak, binlerce öğrenciyi geride bırakacaksınız...
 
 HIZLI OKUMAK MI ? O DA NE ?
 
Sınavda soruları  hızlı okumak sana hem zaman kazandıracak hem de daha az yorularak daha fazla soru yapma şansı verecek.
 
En sık yaşadığınız sıkıntılardan biri de muhtemelen okuduğunuz ya da çalıştığınız konudan verim alamamak...
’...çalışıyorum çalışıyorum ama olmuyor!!!’ yakınmalarınızı duyar gibiyiz oysa bunun püf noktası çalışma ya da okuma sırasında  dikkati uyanık tutmak ve hayallere dalmamaktır. Yavaş okuduğumuz zaman genellikle dikkatimizin dağıldığını fark ederiz ve sonrasında bir bakarız ki hayallere dalmışız...Ya da çoğu kez, özellikle sözel derslere çalıştığımızda uykumuzun gelmesinden  şikayet ederiz. Aslınsa hızlı okuyan birinin dikkatinin dağılması, hayallere dalması ya da uykusunun gelmesi pek mümkün değildir. Eğer bu şekilde sorunlar yaşıyorsak, hızlı okuma yapmadığımızı itiraf etmeliyiz.
İşte size bilimsel bir açıklama: Hızlı okuma ve hızlı algılama ile birlikte beyne az zamanda çok uyarıcı gönderilmiş oluyor.

Durum böyleyken kendisine gönderilen uyarıcıları değerlendirmek zorunda kalan beyin sürekli olarak zinde kalma eğilimindedir. Beyin yeterince uyarıcı alamadığı zamanlarda ise arşivini kullanarak öğrenilmekte olan konunun dışına çıkarak hayal kurmaktadır. Kısacası dışarıdan gelen uyarıcıların düşük olması beyne başka şeyler düşünme fırsatı yaratıyor diyebiliriz. Yavaş araba kullananların hızlı araba kullananlara göre dikkatlerinin daha fazla dağılması ya da uykularının gelmesi bu sebebledir. Beyin kendi iradesiyle yeterince meşgul olmazsa kendi içinde değişik alakasız meşgalelerle çalışmaya devam eder.

Bu bilgiden sonra, hızlı okuyarak çalıştığımız konuya yoğunlaşmanın dikkat dağınıklığını engellediğini biliyoruz. Şimdi de anlayarak hızlı okumayı nasıl başarabiliriz bir gözatalım:
 
NEDİR HIZLI OKUMANIN TEKNİĞİ?

Okuma hızını artırmanın belli teknikleri var. Bu yazıyı okuduktan sonra artık yapman gereken bahsedeceğimiz hususlara dikkat etmen olacak.
 
       Okuduğun yazı ile arandaki göz mesafesi en az 30 cm. olmalı.

       Okurken dudaklarını sakın kıpırdatma...

       Soru okuduğun sırada yalnızca okuduğun soruya konsantre ol, başka bir şey düşünmek için kendine başka bir
zaman ayırmalısın.

       Işığın geliş yönü sol taraftan,  arkadan olmalıdır...

       Kafanı hep aynı seviyede tutmaya çalış; yani okuma sırasında başını çok fazla eğme ve sallama, dik oturmaya çalış; çünkü böylesi durumlar gözün çok çabuk yorulmasına ve satırlar arasında kaymalara neden olabilir.

       Okuma sırasında kalemini klavuz olarak kullanabilirsin...ama bu her kelimenin altının çizileceği anlamına gelmez!!! Sadece çok önemli kelimelerin ve bize ipucu olabilecek ifadelerin altını çizmeliyiz.

       Sınav sırasında ya da okuma çalışmalarınız sırasında ara sıra gözlerinizi kaldırıp uzak cisimlere bakmak gözlerinizi dinlendirecektir.

       Okuma sırasında belirli zamanlarda kısa süreli aralar vermek,  kan dolaşımınızı hızlandıracak teknikler (ayağa kalkmak, elleri sallamak, boynu hareket ettirmek vb.) kullanmak dinlenmenizi sağlayacaktır. Sınav sırasında da 1 dk.lık bir ara verebilirsiniz. Bu yorgunluğunuzu dağıtmanıza yardımcı olacaktır! (Çok yorulup aynı satırları defalarca okuyup zaman kaybetmektense 1 dk. yı dinlenerek kullanmanız daha faydalıdır, 1 dk sonrasında ne kadar zinde olduğunuzu fark edeceksiniz...)

       Ne okuduğunuzu, niçin okuduğunuzu, ne bulmak istediğinizi bilerek okumak konsantrasyonunuzu kolaylaştırır ve sizi sonuca çok çabuk ulaştırır; çünkü okuma amacınızı bilmek hızını artırır!!!

       Kelimeleri tek tek okumak yerine gruplandırarak okumalıyız.
 
 
HIZLI OKUMAYA ENGEL!!!
 
 
       Kelime veya hecelere odaklanmak yavaş okuma sebebidir! Film izlerken nasıl ki ekranın her karesinde göz gezdirmiyor; sadece ekranın ortasına bakıp filmi tüm ayrıntılarıyla takip edebiliyorsak, kitap okurken de sadece bir kelimeye kilitlenmemeliyiz.

       İç seslendirmenizi engelleyin! Okuduklarınızı içinizden seslendirmek sizi yavaşlatacaktır...

       Dikkat dağınıklığı...
 

Bir yorum

Cevapla

  
 
3+2 İşleminin Sonucu    
Yukarı Çık