Gelişim Nedir

Gelişim Nedir

 GELİŞİM
            Gelişim çok yönlü ve karmaşık bir süreçtir. Biyolojik özellikler,kalıtım,içinde bulunulan çevre,beslenme vb. birçok durum gelişim üzerinde etkilidir.  
            Davranışların temelinde belirli biyolojik aşamalar etkilidir. Çocuk belirli aylarda yürür,diş çıkarır, ilk kelimesini söyler. Bu davranışların gerçekleşebilmesi, çocuğun o davranışı yerine getirebilecek düzeyde olgunlaşmasına bağlıdır ve davranışlar bu olgunlaşmaya bağlı olarak belirli bir sıra izler. Örneğin; çocuğun yürümeden koşması, kelimeleri söylemeden şarkı söylemesi mümkün değildir. Buradan hareketle; çocuktan bekleyeceğimiz davranışların tümünün onun olgunlaşma düzeyine bağlı olduğunu söyleyebiliriz, çocuk bir davranışı ye-rine getiremiyorsa ve gelişiminde herhangi bir aksaklık yoksa (kalça çıkığı, düztabanlık, dilin normalden büyük olması... türünde normaldışı fiziksel özellikler) çocuğun o davranışı yeri- ne getirebilmesi için daha fazla zamana ihtiyacı vardır, başka bir deyişle o davranış için henüz yeterince olgunlaşmamıştır.  
            Doğumdan itibaren çevre bireyi öğrenme yoluyla etkiler. Henüz küçücük bir bebekken çocuk kendini rahatsız hissettiğinde, acıktığında, altı kirlendiğinde ağlar. Anababa bebeğin altını temizler, karnını doyurur ve onun kendini rahat hissetmesini sağlar. Çocuk bu rahatlık duygusuyla anababanın varlığını özdeşleştirir ve zamanla sadece anababanın varlığı bile çocuğun kendini rahat hissetmesini sağlar.  
            Bireyin küçüklüğünde geçirdiği hoş olan ve olmayan deneyimler onun gelecekteki yaşamında etkili olur. Ortamda sürekli bağıran birinin varlığı çocukta korku tepkisi doğurur ve ileride o ortamda bağırılmasa da bu tepki yerleşir. Buna benzer olarak, çocukken köpek tarafından ısırılan çocuk, köpek korkusunu yetişkin bir birey olduğunda da taşıyabilir. Tüm bunların yanında çocuğun kendi davranışları karşısında çevreden, anababadan, bakıcısından ve öğretmeninden aldığı tepkiler de onun gelecekteki davranış biçimi üzerinde etkili olur . Örneğin; çocuk annesine sarıldığında annesi de ona sarılıp öpüyorsa çocuğun annesine yaklaşma davranışı daha sıklaşır. Aynı şekilde çocuk ağladığında ebeveyni isteklerini hemen yerine getiriyorsa ağlama davranışında artma olur.  
            Çocuk, tüm gelişme süreci boyunca hep çevreyi gözler, çevresinde gördüklerini anlamaya ve uygulamaya çalışır. Bu anlamda; çevresindeki insanlar (anababa, öğretmen, akrabalar vb.) çocuk için birer modeldirler. Sürekli kavga eden ve annesine vuran bir babayı gören çocuk, büyük bir olasılıkla ilerde kavgacı ve eşine el kaldıran bir adam olur.  
            Ailenin çocuk üzerindeki etkisini ve dolayısıyla bunun topluma etkisini manipule etmek ne yazık ki imkansızdır. Milyonlarca aile ve milyonlarca anababa var ve herkes kendi doğruları ile çocuklarını yetiştirmek istiyor; kuşkusuz bu tüm anababaların hakkıdır, ancak bu durumda ortak bir zemine ulaşma görevinin tümü okulların üzerine yıkılıyor. Bir insanın kişi-liğinin 7-8 yaşlarına kadar büyük bir kısmının oluştuğunu ve yerleştiğini düşünürsek, ortak zemine ulaşmada okulların başarısız lığını anlayabiliriz. Nasıl ilkokulu okumadan orta ve liseyi okumak mümkün değilse iyi bir temel eğitim almadan kişiliğin eksiksiz ve sağlıklı oluşabilmesi de mümkün değildir. Dolayısıyla; ortak değer, eğitim ve kültüre sahip olmayan çocukların örgün eğitimden aynı şekilde faydalanması da beklenemez. İlk çocukluk çağı, çocuklar arasındaki farklılıkların en minimum düzeyde olduğu çağdır ve çocuklar arası farkların en kolay kapatılabileceği zamandır. Peki çocuğunuzun diğer çocuklardan farklı olup olmadığını nerden bileceksiniz?  
            3.1 - ÇOCUĞUN GELİŞİM DÜZEYİNİ TESPİT ETME  
            Biz büyükler tepkilerimizin duruma göre normal olup olmadığını anlamak için çok sıklıkla toplumsal karşılaştırmalar yaparız. Herkes bizim yaptığımızı mı yapıyor, bizim gibi mi giyiniyor, konuşuyor vb.? Ama bizler karşılaştırma yaparken yine de bağımsızız, "herkes öyle davranabilir, ama ben böyle davranmak istiyorum" der ve zaman zaman toplumdan farklı davranırız. Çocuklar bizim gibi toplumun beklentileri konusunda bilgili değillerdir, çünkü yeni yeni toplumsallaşmaya başlamışlardır. Kendileriyle başkaları arasındaki farkları ayrımsarlar ama ortadan kaldırmak için ne yapacaklarını bilmezler. Hangi farklar ortadan kalkmalı, hangileri çocuk için zararlı, hangileri yararlı bunları bilmek ve ayırt etmek görevi ilk olarak anababanındır. Farkları ortadan kaldırmak adına çocuğun yetenekleri köreltilmemeli veya ileri düzeydeki davranışı ge-riletilmemelidir. Bu çocuğun gelişiminin her alanı için geçerlidir.  
            Anababaların, öğretmenlerin, bakıcıların kısacası insan olan herkesin bir başka insanı eğitirken, yetiştirirken hata yapmamasını beklemek büyük bir insafsızlık ve gerçekdışı idealizm olur. Ancak çocukla ilgilenen herkesin özellikle de anababanın hem çocuk gelişimi konusunda bilgili olması hem de çocuğunu çok iyi tanıması gereklidir. Anababa kendisine gereken bilgiyi birçok yoldan temin edebilir: Yaşamın ilk iki yılında; çocuğun huyunu anlama, çocuğu tanıma konusunda anababaya yardımcı olacak tek kaynak çocuğun kendisidir. Ebeveyn çocuğuyla sevgiye ve güvene dayalı iletişim kurmalı, oyunlar oynamalı ve çocuğun günlük genel düzenini belirlemelidir.  
            Çocuğun fiziksel özellikleri, sağlığı, metabolizmasının çalışma düzeni ile ilgili en detaylı bilgiyi çocuğunuzu devamlı götürdüğünüz doktordan alabilirsiniz. Özellikle belirtmek isti-yorum; çocuğunuzun her zaman gitmese bile belirli bir doktoru olmalıdır, çünkü zamanla bu doktor çocuğunuzun bünyesini tanıyacak, gereken önlemler veya sorunun nedeni, tedavisi konusunda çok daha faydalı olacaktır. Burada anlatmak istediğim, çocuk büyüyene kadar bir tek doktora gitmelidir, düşüncesi değil. Mutlaka çeşitli doktorların görüşünü almak çok faydalıdır, ancak genel düzende çocuğu tanıyan bir doktor bulunması son derece yararlıdır.  
            Çocuğun psikososyal yönden gelişimi hakkındaki en sağlıklı bilgiyi gözlemleriniz yoluyla elde edebilirsiniz, ancak vardığınız sonuçların objektif yani tarafsız olması bu noktada önem kazanır. Çocuğunuzu olduğu gibi kabul etmeli, çocuğa aslında onda olmayan yetenek veya özellikleri atfetmemelisiniz; aynı şekilde çocuğun başarı, yetenek ve özelliklerini gözden kaçırmamalı ve küçümsememelisiniz. Çocuğunuzun psiko sosyal gelişimini takip etmenin bir diğer yolu da; genel standartlara bakmaktır. Çeşitli kitaplar vb. çocuklarla ilgili yayınlarda çocuğun gelişim dönemlerine ilişkin bilgi verilir, bu bilgiler çok kesin olmamakla birlikte yaş grubuna göre çocuğun yapabileceği veya yapması gereken davranışları belirtir. Çocuğunuz bir davranışı belirtilen zamandan daha önce veya daha sonra yapabilir, önemli olan aradaki süre farkının çok olmaması (örneğin; bir yıl) ve yapılan davranışın niteliğidir. Çocuğunuzun psikososyal gelişimi hakkında; çevredeki diğer çocuklarla karşılaştırmalar yaparak da az çok takip edebilirsiniz, yalnız seçtiğiniz çocukların aile düzeni, kültür yapısı, cinsiyet vb. özellikler bakımından benzer olmasına dikkat ediniz.  
ÇOCUK GELİŞİMİ

 "Büyüme" yapısal bir artışı dile getirir.  Bedende gerçekleşen sayısal değişiklikleri içerir (kilo,  boy artışı gibi).  Çocuk,  sadece fiziksel olarak büyümekle kalmaz,  aynı zamanda beyniyle,  iç organlarının yapı ve büyüklüklerinde de değişmeler olur.  Beynin gelişimi sonucu,  çocukta giderek artan bir öğrenme,  anımsama ve yargılama yeteneği oluşur.  Böylece fiziksel büyümeye koşut olarak,  çocuk zihinsel olarak da gelişir.
 Buna karşılık,  "Gelişme" değişikliklerin niceliği yanında niteliğini de içermektedir.  Gelişme kavramı,  düzenli,  uyumlu ve sürekli bir ilerlemeyi dile getirmektedir.
Gelişimin beş temel özelliği vardır:
Gelişim; 1.  Dinamik bir olgudur.
               2.  Genetik bireyselliğin bir sonucudur.
               3.  Giderek artan bir bireyselleşme sürecidir.
               4.  Ardarda giden,  düzenli ve dengeli bir süreçtir.
              Yapılan gözlem ve çalışmalar, belli gelişim dönemlerinde çocuklarda ortak olan eğilim ve davranış kalıplarının bulunduğunu ortaya koymaktadır.  Gelişim süreci;
* Motor Gelişim,
* Bilişsel (Zihinsel) Gelişim,
* Dil Gelişimi,
* Duygusal ve Sosyal Gelişim  alanlarında , gelişim hızları yaşa bağlı olarak değişir.


1-KIZ ÇOCUKLARDA NORMAL BOY GELİŞİMİ ÖLÇÜLERİ

9.yaş 120-143 cm arası
9.5 yaş 123-146 cm arası
10.yaş 125-149 cm arası
10.5yaş 129-153 cm arası
11.yaş 133-157 cm arası
11.5yaş 137-161 cm arası
2-KIZ ÇOCUKLARDA NORMAL KİLO GELİŞİMİ ÖLÇÜLERİ
9.yaş 20-39 kg arası
9.5 yaş 21.6-42 kg arası
10.yaş 23-45 kg arası
10.5yaş 24.8-49 kg arası
11.yaş 26.5-53 kg arası
11.5yaş 28-56.6 kg arası
3-ERKEK ÇOCUKLARDA NORMAL BOY GELİŞİMİ ÖLÇÜLERİ
9.yaş 120-145 cm arası
9.5 yaş 122-148 cm arası
10.yaş 125-151 cm arası
10.5yaş 127-155 cm arası
11.yaş 130-158 cm arası
11.5yaş 132-161 cm arası
4-ERKEK ÇOCUKLARDA NORMAL KİLO GELİŞİMİ ÖLÇÜLERİ
9.yaş 19.9-38.6 kg arası
9.5 yaş 21-41.8 kg arası
10.yaş 22-45.7 kg arası
10.5yaş 22.9-49.4 kg arası
11.yaş 24.1-52.8 kg arası
11.5yaş 25.4-56.6 kg arası


Çocuğumu Yeniden Yetiştirmem Mümkün Olsaydı
Çocuğumu yeniden yetiştirmem mümkün olsaydı,
Ona işaret parmağımı kaldırıp yasaklar koymak yerine,
Parmaklarıyla resim yapmayı öğretirdim.
Hatalarını daha az düzeltir,
Onunla daha çok yakınlık kurmaya çalışırdım.
Onu sadece gözlerimle izler, daha çok şefkat gösterirdim.
Onunla daha çok yürüyüşlere çıkar, uçurtmalar uçururdum.
Ona karşı ciddi bir tavır içinde olmak yerine, onunla oynardım.
Onunla kırlarda koşar, yıldızları seyrederdim.
Onunla daha az çekişir, ona daha sıkı sarılırdım.
Önce benlik saygısı kazanmasını sağlar, sonra bir ev almaya çalışırdım.
Ona her zaman katı davranmaz, onu daha çok onaylar ve yüreklendirirdim.
Güç konusunda daha az ders verir,
Sevgi konusunda daha çok şey öğretirdim.

OKUL ÇAĞI:
Bu yaş grubundaki çocuklarda bebeksi davranışlar oldukça yaygın biçimde görülebilir. Çocuk ya tam olarak içe kapanır ya da daha saldırganlaşır. Depremde özellikle oyuncaklarının, kendisine armağan olarak verilmiş olan eşyaların ve beslediği ev hayvanlarının kaybından çok etkilenirler.
6-11 yaşları arasındaki bir çocuk,
•    daha sinirli olabilir; arkadaşları ve kardeşleriyle geçinmekte zorlanabilir.
•    saldırgan davranışlar gösterebilir ya da içine kapanabilir, oyun oynamak istemeyebilir
•    anne babasının dikkatini çekmek için kardeşleriyle yarış içine girebilir,
•    arkadaşlarıyla ya da aile üyeleriyle birlikte olmak istemeyebilir, ya da anne-babasının yanından hiç ayrılmayabilir,
•    okula gitmek istemeyebilir,
•    kendini halsiz hissedebilir, sınıfta uyuya kalabilir,
•    okul başarısı düşebilir,
•    dikkatini toplamada zorlanabilir,
•    geceleri kabus görebilir, iyi uyuyamayabilir,
•    sanki hiç birşey olmamış ya da hissetmiyormuş gibi görünebilir,
•    sık sık ağlayıp, sızlanarak mızmızlık yapabilir,
•    yedirmenizi ve giydirmenizi isteyebilir,
•    başağrısı, görme ve işitme ile ilgili şikayetlerde bulunabilir,
•    ısrarlı kaşıntıları olabilir,
•    mide bulantısı görülebilir,
•    tam olarak açıklayamadığı ağrılardan şikayet edebilir,
•    rüzgar, yağmur ve fırtına gibi diğer doğa olaylarından korkabilir,
•    söz dinlemeyebilir,
•    başından geçenlerle ilgili olarak sürekli konuşmak isteyebilir,
•    daha önce olmayan tikler gösterebilir,
•    konuşmada güçlük çekebilir, kekeleyebilir,
depremde yaşadıklarını abartabilir ya da çarpıtabilir.

Evrensel İlaç
Ne yedek parçası var, ne pili
Ne peşinat gerekiyor, ne aylık taksit
Enflasyona karşı dayanıklı, vergiden muaf
Gerçekten dinlendirici

Çalınmaz, etrafı kirletmez
Herkese uyar, katıksızdır
Çok az enerji harcar
Ama çok iyi sonuçlar verir

Tansiyonunuzu düşürür, stresinizi azaltır
Mutluluğunuza mutluluk katar
Depresyona karşı savaşır, yüzünüzü güldürür
Özgüveninizi arttırır

Dolaşım sisteminizi çalıştırır
Yan etkileri yoktur
Sanırım en kusursuz ilaç odur:
Dostlarım reçetesini yazıyorum...bu
kucaklamaktır!



Henry Matthew Ward


Öğretmene Mektup...
Öğrenmesi gerekli, biliyorum;
tüm insanların dürüst ve adil olmadığını.
Fakat şunu da öğret ona;
her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık
kendini adamış bir lider vardır.
Her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona.
Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir
doların bulunan beşinden daha değerli olduğunu öğret.
Kaybetmeyi ögrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.
Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.
Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
Bırak erken öğrensin zorbaların görünüşte galip olduklarını.
Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret.
Fakat ona sessiz zamanlar da tanı;
gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil
yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği.
Okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret
ona.
Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu
söylediğinde dahi.
Nazik insanlara karşı nazik,
sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona.
Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken kitleleri izlemeyecek
gücü
vermeye çalış oğluma.
Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm dinlediklerini
gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret.
Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona.
Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.
Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini
öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini.
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını,
fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.
Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer
kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret.
Ona nazik davran, fakat onu kucaklama,
çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır.
Bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun,
bırak cesur olacak kadar sabrı olsun.
Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret,
böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır.
Bu büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsen bir bak bakalım.
O, ne kadar iyi, küçük bir insan
Oğlum.
Abraham Lincoln

TELEVİZYONUN ÇOCUĞA ETKİLERİ


7-12 yaş arası çocukların durumu
Bu dönemdeki çocuklar genelde ağır eğitim şartları içinde olan grubu oluşturmaktadır. Aynı zamanda TV nin eğitim amaçlı kullanımından daha fazla yararlanacak bir yaş grubunu oluşturmaktadır. Yukarıda saydıklarımıza ek olarak bu yaş grubunda soyut düşünce yerleşmeye başlamış olmasının etkileri görülür. Çocuklar TV deki görüntülerden etrişkin düzeyinde etkilenmeye başlarlar. Yukarıda değindiğimiz gibi bu yaş grubunda da şiddet içeren , korku ve gerilime neden olan sahnelerin çocuğun gelişiminde problem oluşturacağını söylemek gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz iletişim ve sosyal adaptasyon üzerine etkileri 0-3 yaş ve 4-7 yaş grubundaki kadar negatif şekilde olmaz . Çocukların bu yaşlardan itibaren TV üzerinden kazanımları eğer iyi yönlendirilir ve seçici davranılırsa devam eder. Bu yaştaki çocukların ders ve okul saatleri de göz önüne alınarak TV izleme saatleri uygun bir şekilde sağlanmalıdır. TV izlemenin aşırılığı durumunda çocuğun sosyal aktivitelerinde , arkadaş ilişkilerinde , ders başarısında , sportif faaliyetlerinde , yaşa uygun becerilerin geliştirilmesinde sorunlar yaşanabilir.


BECERİ YA DA AŞAĞILIK DUYGUSU (Gizil dönem)
Freund'un gizil döneminin karşılığı olan bu dönem ilkokul çağını kapsar ve 6-11 yaşları arasındaki dönemdir. Çocuk ruhsal dünyası ile, artık gerçek yaşama geçmeye hazır gibidir. Fakat önce, ister tarlada ya da ormanda, ister sınıfta olsun, bir okul yaşamından geçmesi gerekir. Büyüyerek gerçek bir anne ya da baba olacaksa, eski çocukluk ereklerini unutup, içinde yaşadığı toplumun gereklerine göre bir şeyler yapmayı öğrenmesi zorunludur. O toplumda geçerli öğrenme alanı ne ise, o alanda çalışması ve üretici olabilmesi için gerekli hünerleri kazanmalıdır. Klasik psikanalitik deyimle bu gizillik döneminde çocuk çabucak ana-baba olma ereklerini bırakır, unutur; daha doğrusu bu erekleri olumlu eylemler doğrultusunda yüceleştirir. Ana-baba olabilmek için önce üretici bir çalışma ve yapıcılık ile kendine bir yer kazanması gereğini öğrenir. Artık kendi ailesinin koruyucu yatağında değil, toplumun sağladığı öğrenme ve çalışma alanında kendini göstermek zorundadır. Okul çocuğunun benlik sınırları içine artık araç gereçler girer. Bu araç -gereçleri kullanabilmek için beceriler geliştirir. Bu dönemde, bütün toplumlarda çocuklar, düzenli ve tutarlı eğitim-öğretim görürler. Bunun yalnız okuma-yazma biçiminde olması gerekmez. İlkel topluluklarda ana-babadan ve büyük çocuklardan öğrenilen bir çok beceriler vardır. Böylelikle, büyüklerin dünyasına egemen olan araç-gereci silahı kullanmayı öğrenerek, o toplum teknolojisinin temelleri çocuk benliğine yerleşir.
Bu dönemde çocuğun karşılaşabileceği tehlike yetersizlik ve aşağılık duygusudur. Eğer araç-gereç ve öğrenim dünyasına uyum yapmaz ve umudunu yitirirse, onları benimsemeyebilir. Bunun sonucunda aile içi bağımlılığa dönebilir. Yani çocuk, birçok araç ve gerecin kullanıldığı dünyada kendi araç-gereç takımının (el, kol, ayak, cinsel organların gücüne güvenme, bunlarla ilgili becerebilme yetileri,zihinsel becerileri) zayıflığına ve yetersizliğine inanır. İşte böyle bir durumda çocuğun bağımlı,çekingen ve yetersiz olmaması için toplumun teknolojisi içinde geçerli olan rollerin çocuk için bir anlam taşıması sağlanmalıdır. Toplumda uygun ve gerekli görülen araçların kullanılması ve bunlara uygun beceriler öğretilirken çocuk zihninde bunların anlam kazanmalarına da dikkat edilmelidir. Örneğin avcı bir toplumda yetişkin erkek olabilmek için o topluma özgü av araçlarının büyük anlamı vardır. Ne yazık ki okuma yazmaya ağırlık veren çağdaş toplumların bir çoğunda okutulan şeylerin anlamı ve yararlılığı kuşkuludur.
Bu dönemde bir başka önemli tehlikede çocuğun öğretilenleri olduğu gibi alması; bunların dışına çıkamaması ve sonunda öğrendiği teknolojinin kurbanı olmasıdır. Böylece çocuk benliği daralır, özerk ve girişimci benlik gelişmesi kısıtlanır.

Okula giden çocuklarla ilişkili tehlike işaretleri
Dikkat ve konsantrasyon sorunlarının olması
Sınıf aktivitelerinde "oyun-bozan davranışlar" göstermesi
Okulda başarısız olması
Okulda diğer çocuklarla sık sık kavga etmesi
Hayal kırıklıkları, eleştiriler ve alaylara, yoğun öfke patlamaları, suçlamalar ya da intikam temalı davranışlarla tepki göstermesi
Televizyonda çok sayıda şiddet içerikli program seyretmesi, bu tür flimlere gitmesi ve bu tür bilgisayar oyunları oynaması
Çok az sayıda arkadaş sahibi olması, davranışları yüzünden arkadaşları tarafından dışlanması
Saldırgan, kural dinlemez olduğu bilinen çocuklarla arkadaşlık kurması
Diğerlerinin duygu ve düşüncelerine duyarsız olması
Ev hayvanlarına ya da sokaktaki hayvanlara yönelik hainlikler yapması
Kendini çok çabuk engellenmiş hissetmesi


EN İYİ SEN OL !
Tepede bir çam olamıyorsan
Vadide bir çalı ol ama,
En iyi küçük çalı derenin kenarında
Sen ol, ağaç olamıyorsan
Çalı olamıyorsan eğer, bir parça çimen ol
Ve mutlu olsun yanında durduğun yol
Alabalık olamıyorsan, bir levrek ol sadece
Ama en canlı levrek sen ol gölde.
Hepimiz kaptan olamayız, tayfa da olmalıyız
Bir yer var burada hepimize
İş küçükte olabilir büyük de
Bize en yakın görevi yapmalıyız.
Yol olamıyorsan eğer, bir patika ol sadece
Güneş olamıyorsan eğer, yıldız ol
Kazanıp kaybetmezsin nasılsa büyüklükle
Her neyse en iyi sen ol !
Douglas MALLOCH

GELİŞEN ÇOCUĞUN NİTELİKLERİ

 
1. VE 2. SINIFLARDAKİ ÇOCUKLAR

    Doğal olarak hareketlidir,kolaylıkla coşar
    Elleriyle çalışmayı sever
    Öğrenmeyi sever
    Her an ön planda olmak ister
    İlgi yönü sınırlıdır,çok çabuk yorulur ,bıkar
    Yaptığı işten gurur duyar
    Kolaylıkla gururu zedelenir
    Her an beraber çalışmaları sevebilir veya nefret edebilir
    İmgeleme bağlı oyun ve öyküleri çok sever
    Öğretmen ve arkadaşlarının alışkanlıklarına  özellikle önem verir
    Hala gizemli öz dünyasında yaşamaktadır
    Tutup,tadacağı yeni şeylerle ilgilenir
    Mekanik ve hareket yetenekleri olan şeylere ilgi duyar
    Her tür oyunu ,televizyonu ,bilgisayarı ,ailece gezmeleri ve resimli kitapları sever
    Aldatmaca oyunlarından zevk alır
    Tüm çabalarına kişiliğini katar

3. VE 4. SINIFLARDAKİ ÇOCUKLAR

    Göz –el ilişkisi gelişmiştir
    İnsanların değişik türde olduğunu sezer
    Kendine toplumda bir yer vermektedir
    Sorumluluklar almayı,düzenli olmayı ve yeni ilişkiler kurmayı öğrenmektedir
    Ayrı cinstekiler,ayrı topluluklar kurmaktadır
    Bu gruplaşmalar bazen başkaldırmalarla belirir
    Resimli dergi ve gezi öykülerinden zevk duyar
    Kendi ve yakındakilerinin evrimi ile büyümektedir
    İşi üzerinde dana fazla durabilmektedir
    Çoğu kez çevresinin gülünç yönlerini görmeye başlar
    Doğadaki bitki hayvan ve başka varlıklarıyla ilgilenir
    Spor ve çeşitli konulara karşı büyük bir eğilim belirir








5. VE 6. SINIFLARDAKİ ÇOCUKLAR

    Doğru ve yanlış kavramları üzerinde kesin bir anlayışı vardır
    Özel ilgiler üzerinde durur
    Kendi cinsine bağlı değişik çalışmalara girer
    İşlerini güzel ve tam yapmak ister;dolayısıyla ona yol gösterecek birinin yardımı gereklidir
    Okul dışı çevrede ilgilendiği şeylerle uğraşır
    Sık sık büyükleri eleştirir
    İlgi kaynağı ve çalışma yönünü daha güçleştirmektedir
    Kendine örnek aldığı bir kahraman hayranlığı içindedir
    Kendi kendini tanır ve eleştirir
    Toplu halde çalışmayı sever

Gelişen çocuğun devir şeması

1.    Öz anlatımın ilk belirtileri:
KARALAMA DÖNEMİ : ( 2-4 yaş arası)

2.    İlk benzetme çabaları:
ŞEMATİK ÖNCESİ DÖNEM : (4-7 yaş arası)

3.    Belirli bir biçimin geliştirilmesi:
ŞEMATİK DÖNEM : ( 7-9 yaş arası)

4.    Gerçeğe özenti :
BAŞKALDIRMA DÖNEMİ : ( 9-11 yaş arası)

5.    Gerçeği taklit :
MANTIK DÖNEMİ : ( 11-13 yaş arası)

6.    Karar dönemi  :
YARATICI EYLEMDE GENÇLİĞİN BUNALIMI

Bir yorum

Cevapla

 
3+2 İşleminin Sonucu  
Yukarı Çık